ÇOCUKLAR, AF VE EĞİTİM!

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Son günlerde ciddi anlamda çocuk suçlarında artış var. Çocukların yargılanmaların özel çocuk mahkemelerinde yargılanması talebi yanında cinsel tacize maruz kalmaları ciddi bir sosyal sorun olarak ortada. Ama herkes konuşuyor.

Siirt’te yaşanan dram aslında ülkenin farklı bölgelerinde de var. Hatırlanacağı üzere çocuk esirgeme kurumlarındaki rezaletler unutulmuş değil.

Şimdi de çocuklara af konuşuluyor. Zaten Türkiye’de hep konuşuluyor. Köklü çözüm ne yazık ki hiçbir konuda ortaya konulamıyor uygulanamıyor.

Çocukların eğitiminde öncelikle sorumlu olan anne ve babadır.

Araba sürerken ehliyet almak zorunda olduğumuz halde, çocuk sahibi olurken bir sınav olmaması tezat teşkil ediyor. Hâlbuki çocuklar bilinçli, sağlıklı ana babalardan dünyaya getirilse, insanlar yetişkin olunca çekecekleri birçok acı ve ızdıraplardan korunmuş olurlar.

Hiç değilse ana baba olunca, halk okullarında kurslara katılma zorunluluğu getirilmelidir.

Annenin veya çocuğa bakacak olan ilk kişi ile olan ilişkiler, yetişkin iken davranışlarımıza yön gösteriyor.

Yavru kuşun dilinden anası anlar atasözü boşuna ifade edilmemektedir.

Her defasında annesini ağlayarak çağıran, dikkat çeken bir bebek ileride her isteğine ağlayarak ulaşmak ister. Etrafımızda bakanlar var, diye alışveriş merkezinde kasanın yanında duran tatlı yiyecekleri her zaman satın alan bir anne hata yapıyor. Zaman zaman çocuğun her isteğini yerine getirmemelidir. Aksi takdirde alışkanlık haline getirir.

Bir annenin küçük çocukla kurduğu ilişki ve gösterdiği tepkilerden ileride diğer insan ilişkilerinde tanımlamayı öğreniyor. Bu yaşlarda çocuğun karakteri oluşuyor.

Terk edildiğini kabul edemeyen bir genç o kadını öldürmeye kadar gidiyor. Eski eşi, nişanlısı veya sevgilisi tarafından öldürülmeye kadar giden davranışlar her toplumda görülür. Bu durumun çocuk üzerinde meydana getirdiği travma ileriki yaşlarda ortaya çıkıyor.

Çocuklara sınıf gezisinden daha önce, üç yaşından itibaren ana babasından ayrılmayı öğretmek gerekir. Büyük ana baba yanında gece yatısına kalarak başlanabilir.

Annesinin davranışlarından yola çıkan çocuk hayata karşı bir bakış açısı geliştiriyor. Hatta annesine güvenmeyi öğrenmeyen bir çocuk, yetişkin birey olunca dünyayı güvenli hissetmesini mümkün değil. Diğer insanlara güvensiz oluyor.

Çocuk doğru eğitmen ve öğretmene düşmezse sorunlar büyüyor.

Bakın; Mina Kocatürk 7 yaşında, birinci sınıf öğrencisi. Anne baba ile şaşırtıcı şekilde konuşuyor, sorular soruyor cevaplar alıyor. Okulda kendisine öğretilenleri basite alıyor, anlamamazlıktan geliyor. Oysa çok zeki ama diğer çocuklarla aynı eğitim görüyor. Oysa bu özellikteki çocuklar için özel okullar, özel sınıflar açılabilir mi, açılır.

Çok zeki olanla az zeka olanın aynı eğitim görmesi bir düşündürücü.. Durmadan neden, niçin diyen bir çocuk sorularına cevap bulamazsa, keşfetme ve öğrenme merakı durdurulmuş oluyor.

Çocuk beyni hızlı gelişmede olduğundan dolayı önce ağzı ile sonra eli ile dokunarak keşfetme ihtiyacı giderilmelidir. Yuva ve okullarda tekrar ederek, ezberleyerek ve egzersiz yaparak öğrenme desteklenmelidir. Aynı masalı, aynı hikâye ve aynı müziği dinleyen çocuk her defasında aynı haz ve heyecanı duyuyor. Yetişkinler tekrar etmekten bıkkınlık göstermemelidir.

Genç anne ve babalar klasik masalları biraz hafifleterek anlatmalılar. Zira bu masallar çocuğun iç dünyasında anlatamadıkları korkular oluşturuyor.

Ailede kavga kültürü ayrı ve önemli bir konudur. Okula gitmekten korkan bir çocuğun, korkma nedenini önce okulda arayan bir okul psikologu, sebebi evde buluyor. Kavga esnasında birbirini ayrılmakla tehdit eden bu ana baba çocuğun iç dünyasında neleri yıktıklarını farketmiyor. Çocuk çizdiği resimlerde göstererek ben okula gidersem, gelince onları evde bulamam, diye okula gitmek istemiyor. Bilinçaltında evde beklersem ayrılmalarına engel olurum, diye düşünüyor.

Gelecek kuşaklar için şimdiden tedbirler alınmazsa, sorunlu bir toplum gelecektir.

GüNüN SöZü: Her yaşta öğrenilecek ve öğretilecek konu, farklıdır.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.