0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

5-6 Şubat tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret eden Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını yeniden gündeme getirdi. Ankara’daki görüşmelerinde Anıtkabir’i ziyaret etmeyen Çipras, bu konuda Suudi Arabistan ve İran ile birlikte sınıfta kalmıştır.
 
İstanbul’da Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını isteyen ateist Çipras, dini siyasete alet eden diğer politikacılardan bir farkı olmadığını göstermiştir. Heybeliada Ruhban Okulu’nun 48 yıldır kapalı kalmasının ciddi bir mağduriyete yol açtığını ve haksız biçimde kapatılmasının sorumlusunun Türkiye Cumhuriyeti olduğu konusunda söz birliğine varanlar, hukuk tanımamaktadırlar. Çünkü ortada bir mağduriyet yoktur, çözüm hukuk üzerinden sağlanmalıdır. Fener Rum Patriği Dimitrios Arhondonis Bartholomeos ile Heybeliada Ruhban Okulu Başrahibi ve Bursa Metropoliti Elpidophoros Lambriniadis, Yunan Başbakanının ziyaretini fırsat bilerek ruhban okulunun açılması talebini yeniden gündeme getirmişlerdir, ancak bu talebin hukuk yönünden incelenmesi gerekir.
 
Heybeliada Ruhban Okulu, 1965 tarihli Özel Öğretim Kurumları Kanununa tabi bir yüksek okuldur. Anayasa Mahkemesi 12 Ocak 1971 tarihinde Özel Yüksek Okulların Anayasaya aykırı olduğu kararını vermiş ve 9 Temmuz 1971 tarihinden itibaren hukuki varlıklarının kalmadığı bildirilmiştir. Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapatılmasının ardından hukuka uygun hale getirilerek yeniden açılabilmesinin formülü geliştirilmiş ama Patrikhane bu çözüm önerilerini kabul etmemiştir. Çünkü Patrikhane, Heybeliada Ruhban Okulu’nu Türk hukukuna tabi olmayacak, Türk hukukunun denetimi dışında, tümüyle kendine bağlı uluslararası bir teoloji okulu olarak açmak istemektedir.
 
Anayasamıza göre devletin gözetim ve denetimi dışında din eğitimi verilemeyeceği ve üniversitelerin sadece devlet tarafından kurulabileceğini öngörüldüğü için Heybeliada Ruhban Okulu 48 yıldır kapalıdır. Vakıf tüzel kişiliği olan Heybeliada Ruhban Okulu, teoloji üniversitesi olarak açılabilir. Ancak vakıf üniversiteleri de YÖK denetimine tabi olduğu için Patrikhane bu formülü de kabul etmemektedir.
 
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaretinde “Dilerim bu okula yapacağım gelecek ziyaret Tayyip Erdoğan’la birlikte olur ve 48 yıldır kapalı olan okulun kapısını beraber açarız” dedi. Yunan başbakanının bu sözlerine neden Patrikhanenin Heybeliada Ruhban Okulu’nun Türk hukukuna uygun olarak açılmasını kabul etmediği sorusunun sorulması gerekirdi.
 
Tabii bu sorunun yanında Yunanistan’ın neden Ege Denizi’nde bize ait olan 152 ada, adacık ve kayalığı işgal ederek, silahlandırdığı da sorulmalıdır. Lozan’a aykırı olarak yapılan bu işgale sessiz kalanlar, tepki vermeyenler de suçludur. Hatta bu suçluluk vatana ihanettir. Bunların da hesaplarının sorulacağı günler gelecektir mutlaka.
 
Ülkemizi ziyaret eden Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras; “Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuka saygı gösterilmesini önerdim” diyebiliyor ama siyasiler gereken yanıtı veremiyor, belki de vermek istemiyor. 7 Aralık 2017 tarihinde Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan’a yaptığı ziyarette Kıbrıs sorunu için Aleksis Çipras: “34 yıl önce yasadışı bir işgal ve istila olmuştu” diyerek, Türkiye’yi işgalcilikle suçlamıştı. Büyük hatalara imza atan genç başbakan Çipras’ın, bilmediklerini öğrenmesinde büyük yararlar bulunmaktadır.
 
Türkiye’yi ziyaret eden Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, 24 Ocak 2008 tarihinde Anıtkabir’de Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak, saygı duruşunda bulunmuştu. Anıtkabir özel defterine şunları yazmıştı: “Kemal Atatürk ve Elefterios Venizelos, geçmişin çatışma ve trajedilerinin, iki halkın yararına olacak daha iyi bir barış ve işbirliği geleceğinin inşası çabalarına engel olmasına izin vermeyecek siyasi cesaret, irade ve ileri görüşe sahiptiler.”
 
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin mağlup Yunan komutanı General Nikolaos Trikupis’in (1868-1959) Atatürk’ten sevgiyle ve büyük bir saygıyla söz ettiği bilinmektedir. Nikolaos Trikupis, her 29 Ekim günü Atina’daki Türkiye Büyükelçiliği’ne gidip, Atatürk’ün büyük boy fotoğrafı önünde saygı duruşunda bulunmuştur. Hıfzı Topuz’un yazdığı ‘Eski Dostlar’ adlı kitabındaki Nikolaos Trikupis’in şu sözlerinin bilinmesi gerekir: “Bizim, Anadolu’da işimiz neydi? Ne diye bizi oralara gönderdiler? Aradan bunca yıl geçti, şimdi insan geçmişi daha iyi görebiliyor. Çok daha sağlam hükümlere varabiliyor. Şimdi artık itiraf etmekten çekinmiyorum, bizim Anadolu savaşında hiçbir menfaatimiz yoktu. Biz yabancı devletlere alet olduk. Sizden de, bizden de bunca insan öldü. Bu kadar şehit verdik. Sonunda ne oldu. İşte, bugün kardeşiz. Hata idi Anadolu hareketi… Hem de muazzam bir hata!”
 
Yunanistan’da ‘büyük ülkü’ siyasetinin savunucusu Elefterios Kyriakou Venizelos (1864-1936), 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgal ettirmişti. 24 Temmuz 1923 tarihinde İsmet İnönü ile Lozan Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştı. 27 Ekim-1 Kasım 1930 tarihleri arasında Yunanistan Başbakanı olarak Türkiye’ye gelen Venizelos, Ankara’da Atatürk’ün konuğu olmuştu. Bu ziyarette Türk-Yunan dostluğunun temelleri atılmış ve ‘Dostluk Antlaşması’ imzalanmıştır. 12 Ocak 1934 tarihinde Nobel Komitesi’ne mektup yazan Venizelos, Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday olarak teklif etmiştir.
 
Tarihten ders almayarak, siyasetlerini Türk düşmanlığı üzerine kuranlar, er ya da geç yenilgiye uğrayacaklarını unutmamalıdırlar.
 
Suay Karaman