CIA, BİLİM İNSANLARINI NASIL AVLIYOR?

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Gazete köşe yazarlarını okuyunca, TV ekranlarında akademisyenleri gördükçe hangi ülkenin ajanı sorusunu bir çok kişi soruyor.

CIA’nın, Amerika’daki her üniversitede anlaşmalı öğretim üyeleri vardır. Bunlar, ulaşılması gereken kişiyle önce dostluk kurarlar. Bazı konularda yardım ederler. Amerika’daki üniversitelerde araştırma yapabilmek için, NIH (Amerikan Sağlık Teşkilatı) gibi kurumlardan grantler (araştırma parası) alınması gerekir; oysa bilim insanları üniversitelerde kalıcı pozisyon bulamazlar. CIA bu bilim insanlarının grant almasına ve kalıcı pozisyon bulmasına yardımcı olur. Bu yolla kazanamadığı bazı kişileri ise tehdit ve şantajla elde etmeye çalışır.

Bu konuda Dr. Harvey Weinsteinnin yazdığı Piyatr ve CIA isimli kitap, bu kişilerin CIAya nasıl devşirildiklerini ayrıntılı olarak anlatmaktadır. Ayrıca John Marks, ünlü Mançurya Adayını Arayış isimli kitabında bilim adamlarının hangi yemlerle tavlandıklarını detaylı anlatmaktadır.

Bilim insanlarına garantili, kalıcı pozisyon ve grant (araştırma fonu) parası verilir. Ayrıca CIA ile ilgili yaptıkları işlerden de özel uzmanlık ücreti alırlar. CIA ile birlikte çalışan bir bilim insanının kolay kolay sırtı yere gelmez. Yani biraz daha fazla refah ve güven için bu bilim adamları tavlanır; çok kritik işlerde çalışanlar ise daha sıkı kontrol edilmek için skandala yol açarak bilgi veya şantaj olguları karşılığında veya durumlarla sürekli tehdit altında tutulurlar. Bu bilim insanları, her zaman CIA’ya çalıştıklarını bilmezler. Devletin güvenliği ile ilgili bir iş için çalıştıklarını sanırlar.

Bilim insanları, CIA tarafından korundukları için haketmedikleri yere gelen pek çok yeteneksiz kişiye şahit olmuşlardır. CIA ile işbirliği yapan birisi, gerektiğinde yalan söylemek, yalan yayın yapmak, bildiklerini açıklamamak veya mesleki yemini bozmak zorundadır.

CIA’nın gözü beyinlerde.
ABD’de yayınlanan ve CAI’nın kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmakla ünlü Covert Action ve Unclassified gibi saygın dergilere atıfta bulunarak cevaplandırıyor bu soruları. Üç bucuk yıldır ABD’de Wisconsin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümünde çalışan Farmakolog eroin bağımlığı ve ticareti, kara bilim, gizli hükümetler, gizli projeler, bilimkurgu ve uzay konusunda da araştırmalar yapıyor. Ona göre bu işlerin temelinde insanların beyinlerini fethetme ve yönlendirme hedefi yatıyor. Bu işler CIA başta olmak üzere bilumum gizli servis tarafından kotarılıyor.

1978 yılında Walter Boward adındaki Arizonalı gazeteci yazar, Operation Mind Control (Zihin Kontrol Harekatı) adında yayınladığı kitabında; “CIA tarafından uyuşturucu ilaçlarla yapılan deneyler ABD hükümetinin uyguladığı çok gizli zihin kontrol projesinin yalnızca bir kısmıdır. Bu deneyler binlerce kişi üzerinde 35 yıl devam etmiştir. Bu araştırmalar; hipnoz tekniği, narkotik-hipnoz, elektronik olarak beyinin uyarılması, ultrasonik, mikrodalgalar, alçak ses frekanslarıyla davranışların etkilenmesi ve davranış değişiklikleri terapisidir.

CIA polojik silah stoklarını, psişik silahların değişik tiplerini geliştirmeyi başararak artırmıştır. Şimdi bu kabiliyetleriyle yeni tip bir savaşa girişmesi mümkündür. Bu savaşın görünmez muharebe sahası, insan zihinleridir…

Google ABD istihbaratı ile ele ele verdi !..
Google, Çin’den gelen siber saldırılar bahanesiyle kullanıcı bilgilerini, yasadışı telefon dinlemeleriyle sabık ABD Ulusal Güvelik Ajansı (NSA) ile paylaşmaya karar verince büyük tartışma koptu.

Washington Post’un haberine göre 1952’de ABD’nin milli güvenliğini güçlendirmek için gizlice hayata geçirilen ve daha çok Echelon benzeri dinleme faaliyetleriyle gündeme gelen NSA, siber saldırılardan korunması için Google’a yardım edecek.

Google kendi sistemini hedef alan siber saldırıları analiz edip NSA’ya iletecek, NSA da art niyetli bilgisayar kodlarının ayıklanması için çalışacak. Google’ın aralıkta başlayan siber saldırılar yüzünden kullanıcılarının özel bilgileri de dahil kaynak kodlarını NSA ile
paylaşacağı konuşuluyor.

İki kurum işbirliği haberlerine yorum yapmazken, milyonlarca insanın e-posta ve özel bilgilerine sahip Google’ın Bush döneminde 200 milyon Amerikalı’nın telefonlarını yasadışı yollarla dinleyen NSA ile paylaşması büyük tepki çekti. Tepkiler üzerine adını vermeyen bir
güvenlik yetkilisi işbirliğinin Google’ın kullanıcılarına taahhüt özel hayatın korunması ilkelerinin dışına çıkmayacağını belirterek, NSA kullanıcıların Google arama geçmişlerini ya da e-postalarını görmeyecek dedi. Ancak kritik soru şu: Amerikalılar özel hayatlarının ne kadarlık bir bölümünü NSA ile paylaşmak ister?

Ya Türkiye’nin profesör unvanlı kişilerin bilim dünyasında yeri var mı, neyle uğraşıyorlar dersiniz?

GüNüN SöZü: Üretmeyen, yaratıcı zeka sahibi olmayan, bilim adamı olamaz.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.