CESARETİ KAYBETMEK

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Cervantes’in ünlü bir özdeyişinden aldım başlığını bu haftaki yazımın.
O özdeyişinde Cercantes; ”Parasını kaybeden zarar eder. Arkadaşını kaybeden daha çok zarar eder.
Fakat cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiş demektir.” der.

Bir sonraki paragraf, aşağıda tamamını okuyacağınız Cumhuriyet Çocuğu Gülriz Sururi’nin ödül aldığı bir törende yaptığı konuşmasının 11. paragrafıdır.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin ”Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü” ünün altıncısı bu yıl, tiyatromuzun saygın ve başarılı iki sanatçısına, Gülriz Sururi ve Genco Erkal’a verilmiş.
Sayın Sururi törende yaptığı konuşmanın 11. paragrafında bakın ne diyor?
Eğer toplumun her kesimi için adalet, eşitlik, demokrasi istiyorsak, seyirci kalamayız. Sokağa çıkmak istemeyenler internet, sosyal medya yoluyla çokluğumuzu, kararlılığımızı göstermelidir, diye düşünüyorum. Çünkü para yitirilirse bir şey yitik demektir. Umut yitirilirse çok şey yitik demektir. Yürek yitirilirse her şey yitik demektir.
Onun ”Sokağa çıkmak istemeyenler internet, sosyal medya yoluyla çokluğumuzu, kararlılığımızı göstermelidir, diye düşünüyorum.” düşüncesine katkıda bulunmak benim için bir görevdir. Bir zorunluluktur. Bir Cumhuriyet Çocuğu sorumluluğudur.
Sözü Sayın Sururi’ye bırakıyorum:
”Gençlik yıllarımda demokrasinin hemen ülkemize yerleşeceğini sandığım o saf dönemlerimde, sosyal adaletin peşine düşmüştüm. Ancak solu gereği gibi anlayıp öğrenmeye fırsat kalmadan yanlış anlaşıldık, komünist diye damgalamaya çalıştılar.
Oysa ben sadece ülkemde sosyal adalet isteyen masum bir genç oyuncuydum. Nereden bilirdim ‘Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar’ türküleri söylediğimiz günleri arayacağımızı, o yetinmek istemediğimiz demokrasiyi, altmış yılda bir türlü ülkemizle anlaştırıp kaynaştıramayacağımızı.
Yıllar süratle iyi ve kötü anılar biriktirerek geçti. Ben değiştim, geliştim, ülkem değişti, geliştiği ise nereden bakıldığına bağlıdır. Bu süreç içinde ülkemize bir türlü gerçek demokrasi yerleşmedi. Bugün ben o gençliğimde beğenmediğim demokrasiye çoktan razı iken, Cumhuriyetin bize tanıdığı hakları yeniden, yeniden kazanmak için mücadele vereceğimizi, nereden bilirdim?
Bugün, türlü oyunlarla kırk yıldır elimizden alınmak istenen Cumhuriyetin, bize kazandırdığı çağdaş kimliğimizi korumak üzere, bir araya gelmek için uğraş veriyoruz.
Biliyorum ki bir ülkede devamlı yanlış işler yapılıyorsa benim kendi doğrularımla yaşamam zorlaşır. Buna seyirci kalamam. Kimsenin de seyirci kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Bana iyi bir şey sunuluyormuş edasındaki dayatmalara pabuç bırakmam. Ülkemin hele bugünlerinde apolitik olamam. Doğrularımın peşinde bugünlere böyle geldim, böyle de giderim.
Sevgili Türkan Saylan’ın son dönemlerinde yapılan Cumhuriyet mitinglerinin bir başkasını da biz tiyatro sanatçıları 18 Mayıs 2009 tarihinde gerçekleştirdik. Türkan Saylan’a, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yapılan haksızlığa karşı bir araya geldik. Galatasaray’dan Taksim’e kadar yürüdük. Elimizdeki pankartlarda şunlar yazıyordu.
‘Çağdaş eğitim her gün darbe yiyor: Seyirci kalmayın’
‘Türkiye üzerinden oynanan oyunlara: Seyirci kalmayın’
‘Onlar, bizler diye kutuplaştırılıyoruz: Seyirci kalmayın’
Yukarıdaki sözleri bugün ne kadar kanıksadığımızın farkında mısınız? Bildiğiniz gibi bugün Cumhuriyetimiz büyük bir sınavdan geçiyor. Evlerden çıkıp meydanlarda çoğalmalıyız. Bir araya gelmeliyiz. Bize katılmayanların hâlâ büyük bir rehavet içinde olduklarını düşünüyorum.
Eğer toplumun her kesimi için adalet, eşitlik, demokrasi istiyorsak, seyirci kalamayız. Sokağa çıkmak istemeyenler internet, sosyal medya yoluyla çokluğumuzu, kararlılığımızı göstermelidir, diye düşünüyorum. Çünkü para yitirilirse bir şey yitik demektir. Umut yitirilirse çok şey yitik demektir. Yürek yitirilirse her şey yitik demektir.
Ben hayatımda en çok bir Cumhuriyet kızı olmakla övündüm. Hâlâ bu dünyayı insanların, ülkemizi ise Cumhuriyet kızlarının cennete çevirebileceklerine inanıyorum ve yeter ki seyirci kalamayalım diyorum. Beni Cumhuriyet ödülüne değer gördüğünüz için çok gururluyum. Bu benim hak ettiğime yürekten inandığım bir ödül. Çok teşekkür ederim.
Yaşasın Çağdaş Yaşam’ın çağdaş Cumhuriyet kızları!
Gülriz Sururi”
Onun ”Çağdaş yaşamın çağdaş, cumhuriyet kızları” tamlamasındaki ”kızları” sözcüğünü ”çocukları” olarak değiştirmem yanlış olmaz sanırım.
İçinde yaşadığımız durum ve koşullar ne denli zor, kötü ve çağdışı olurlarsa olsunlar görevimiz Türkiye Cumhuriyetini ve Türkiye’mizin bağımsızlığını sonsuza değin savunmak ve korumaktır. Bu görevi bize Kurtarıcı ve Kurucu vermedi mi?
Cesaretimizi yitirmeyelim. Onu yitirmemiz her şeyimizi yitirmemiz demektir.
Buna hakkımız yok!

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.