CEHENNEMDEKİ TÜRKLER KUYUSU

ABONE OL
18:57 - 01/10/2020 18:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Avrupa’da sık sık anlatılan şu düşündürücüyü fıkrayı sanırım çok kişi bir yerlerde duymuştur:

Cehennemde değişik milletlere özgü ateş kuyuları varmış. İngilizlerin kuyusu, Almanların kuyusu Fransızların kuyusu gibi… Ve bu her kuyunun başında da bir zebani varmış, bunların görevi de alttakilerin yardımıyla kuyudan çıkmayı başarmak üzere olanları tekrar kuyuya itelemekmiş. Sadece Türklerin kuyusunda zebani görevli değilmiş. Sebebi de zaten Türkler, kuyudan çıkmak üzere olanların ayağını aşağı çekerek çıkmasını önlerlermiş.

Türklerin ne büyük, asil bir millet olduğunu anlatan öykü ve atasözleriyle yetişen bizler için bu öykü bizi rencide edici gelebilir, ama tarafsız olarak bir etrafınıza baktığınızda bu öyküde birazcık ta olsa gerçek payı olduğunu göreceksiniz.
Dünya’da tarih değişik ülkelerde sürekli baskı altında kalan azınlıklar olarak yaşamak zorunda kalan Musevilerin, yok olmamasındaki en büyük sır birbirlerine olan beklentisiz destekleridir. Hangi ülkenin yurttaşı olursa olsun, Museviler birbirini desteklerler. Ve bu sayede bir hayal olan İsrail devleti doğmuştu…

Peki, biz ne yapıyoruz? Birisi, bu politikacı, iş adamı veya sanatçı olabilir, başarılıysa ona gereğinden fazla yağ çekiyor ve şişiriyoruz. Dikkatimi çekiyor, Türkiye’de hep ifade tarzı ”sayın valim, sayın başbakanım, sayın paşam” şeklinde oluyor. Avrupa ülkelerinde rastlamadığım bu ifade tarzı bana ”siz benim üstümsünüz, ben sizin kulunuz, kölenizim” gibi vıcık vıcık yağ kokuyor gibi geliyor. Bir kişi meslek olarak marangoz ise, diğerinin mesleği bakanlık olabilir, bu sadece mesleğini yürüten iki kişi arasında fark olmamalıdır. İşin garip tarafı da bir yerlere gelmiş kişilere yağ çekenler, çıkarları bittiği anda o kişinin arkasından kuyusunun kazmaya ve onun ayağını aşağı çekmeye başlarlar. Hele bir de o makamı yitirdiğinde onun yüzüne bile bakmazlar…

Şimdi durup dururken bu eleştirisel yazı da nereden çıktı diyeceksiniz… Son günlerde CHP içinde Kılıçdaroğlu’na karşı yürütülen çirkin kampanya bana biz Türklerin bu olumsuz yönünü hatırlattı. Seçimden önce adamcağıza vıcık vıcık yağ çekenler, umduklarını bulamayınca adamı taş yağmurunu tutuyorlar… Bu nasıl bir karakterse…

Bu sözlerim seçimde aday olup kazanamayınca partisine sırt dönenler ve bu kazanamayanlara şimdi sırt dönen çıkarcı seçmenler için de geçerli.

Particilik fikir işidir, fikirler kişisel çıkarlara endeksli olmamalıdır.

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.