CEBREN VE HİLE İLE

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CEBREN VE HİLE İLE

Halk oylaması için günlerce sürdürülen yoğun süreç, Pazar akşamı son buldu ve resmi olmayan sonuçlara göre yaklaşık olarak %51 Evet, %49 Hayır olarak belirlendi. Bu sonuca göre, ülkemizdeki demokratik sistem yerini tek adam yönetimine bırakacak.

Ancak halk oylamasında Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), oylama bitimine doğru aldığı skandal karar ile, evet ile hayırın yer değiştirdiği kanıtlanmış oldu. Bu karar ile, mühür bulunmayan oy pusulaları ve zarflar geçerli olarak kabul edilmiştir. Yani milli irade tek adam rejimine “Hayır” demiştir ancak siyasi iktidarın parti devleti haline getirdiği kurumlar, milli iradeyi ipotek altına almış ve tek adam yönetimine doğru yeşil ışık yakmıştır.

Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun, 8 Nisan 2010 tarihinde değiştirilmiştir. Bu kanunun 98. maddesi şöyledir: “… üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır.” Aynı kanunun 101. maddesi de şöyledir: “… arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan  birleşik oy pusulaları geçerli değildir.” Bunun yanında 15 Şubat 2017 tarihindeki YSK’nun 103. kararının 44. maddesi D bendi şöyledir: “üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersizdir.”

Bütün bunlar ortadayken YSK Başkanı Sadi Güven’in pişkin pişkin yaptığı açıklamalar ve “mühürsüz zarf kararı bir ilk değil“ diyerek, 2010 yılında yasa bugünkü haline getirilmeden önce alınmış kararlardan örnekler vermesi, devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığı gibi, bir yargıç olarak siyasi iktidarın emrine girmesi, en hafif ifadeyle, bağışlanamaz. Oy pusulası resmi belgedir, mühürsüz oy pusulası resmi belge niteliğine girmez. Bu yüzden mühürsüz olanlar geçersiz kabul edilir. “Mühürsüz pusulaları AKP temsilcisinin talebi üzerine geçerli saydık” diyen YSK Başkanı’nın, ivedilikle istifa etmesi gerekmektedir.

Siyasi iktidar 2010 yılında kendi koyduğu kurallardan kaçmaktadır, YSK ise, buna onay vermektedir. Siyasi iktidarın 15 yıldır ne olduğu anlaşılmıştır ama bu durumda Yüksek Seçim Kurulu’nun ‘yüksekliği’ kalmamıştır. Çünkü aldığı hukuksuz kararla, kendi kendini fesh etmiştir. Bu halk oylaması hukuksuzdur, yenilenmelidir. Sandıktan “Hayır” sonucu çıkmıştır ama “Evet” açıklanmıştır. İşte ülkemizin hukuksuzlukta getirildiği yeni durum gözler önündedir.

550 milletvekili bulunan TBMM’nde anayasa değişiklikleri 330 oyla kabul edilerek, halk oylamasına sunulmaktadır. Yani %60 kabul şartı vardır. Aynı şart, halk oylamasında da aranmalıdır. Bu durumda toplam seçmen sayısının %60 oyuyla, halk oylamasının kabul edilmesi gerekir. Bunlardan söz etmeden, milli irade ya da demokrasi demek, gerçeklerle bağdaşmayan bir tutumdur.

“Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.” Ne olursa olsun, hiçbir şey bizleri Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılıktan caydıramaz ve mücadeleden döndüremez. Mücadelemiz, aydınlığa ulaşana kadar her konuda daha bilinçli, yoğun ve örgütlü olarak devam edecektir.

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.