ÇAY   GÜZELİ

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ÇAY   GÜZELİ

Demokrasi devlet idare şekli muhalif olmayınca olmaz, diyen CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşünü başarılı şekilde noktaladı. Avrupa basını her gün tutuklanan ve cezaevlerine konan insanların haberlerine karşı, yürüyüşü Türkiye’nin aydınlık yüzünü göstermesi olarak değerlendirdi.

Yürüyüş esnasında Avrupa’da birçok şehirde destekleme ve dayanışma etkinlikleri gerçekleştirildi. Berlin CHP Birliği örnek teşkil eden faaliyetlerini İstanbul’da mitinge katılarak taçlandırdı.

Yıllardır Avrupa ve Alman basını Türkiye ve Türklerle ilgili yalnız negatif haberleri yayınladı. Devletler arası ilişkilerde Türkiye’yi yok saydı. NATO gibi kuruluşlarda bile ülkeyi temsil edenlerin fotoğrafları dahi gösterilmedi.
Ermeni soykırımı sözde olmaktan çıkarma amacıyla, Alman meclisine getirmesiyle başlayan iki devlet arasındaki kriz, oldukça sert cevaplarla karşılıklı sürüyor. İfadelere dikkat edip bir kişiye kızıp, birçok insanın zarar görmesine, acı çekmesine fırsat verilmemelidir.

Almanya hükümeti yıllardır Türkiye politikasında yaptığı hatayı Avrupa Birliği’nde lokomotif olarak devam ettirerek hem Türkiye’ye hem Avrupa’ya zarar verdi.

Dil zehir gibi kullanılırsa yıkıcı olur. Alman Sosyal Demokrat Partisi Başbakan adayı Martin Schulz’un son açıklaması çok olumluydu. Sosyal Demokrat kardeş partiler diyaloğa devam edecek. Alman Sol Parti de zaten HDP ile diyaloğunu sürdürüyor. Türkiye’nin 80 milyon nüfusu olduğu unutulmamalıdır.

Berlin CHP Birliği darbe girişiminden bir yıl sonra durum analizesi için gazeteci, yazar İsmail Saymaz’ı davet etmişti.
İsmail Bey, o güne gelinceye kadar neler olmuştu, tarih ve şahıs adlarıyla arşive geçme niteliğinde bir konuşma yaptı. Yurtdışı Türkleri Türkiye’de olup bitenleri, gelişmeleri anlamak için çok iyi dinlemeli. Sofada oturup televizyon karşısında yorum yaparken dikkat etmeli. Aynı zamanda Almanya’da yaşadığının bilincinde olarak 24 Eylül 2017’de yapılacak genel seçimleri gözden kaçırmamalı.

Yazıma başlığı aldığım Çay Güzeli gazeteci, yazarın kitabının adı. Gazeteciden yazar olabilir, ama nadiren edebiyatçı çıkar, diyerek Yaşar Kemal’i örnek gösterdi. Böylece yazar ile edebiyatçı arasında anlam ayrıntısına, inceliğine dikkat çekti. 

Buna dayanarak bir gazeteci yazar da sayın kelimesinin gazeteciyi rahatsız edip etmediğini, sordu. Öyle ya Türkiye’de herkes herkese adının önüne sayın kelimesini koyarak konuşursa, o kavram asıl anlamını kaybeder. Almanca ’da yalnız devlet dairelerinde yazışmada sayın kelimesi kullanılır.
Gazeteci, genelde insan hakları ve sosyal sorunları konu olarak ele alıyor. Almanya politikacı ve basını sanki yalnız Almanların hakkı varmış gibi konuşuyor. Haberleri verirken tutuklu ve gözaltına alınanlarda Alman vatandaşı varsa sahip çıkıyor.

Yazarın on kitabı var, 20 kere ödül almış. Çay Güzeli kitabı hemen kapışıldı, sona kalanlar alamadı. Başlığa aldığı öyküde unutulan yılda bir Çay Güzeli seçimini anlatıyor.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesini bitiren yazar, 1980 yılında doğmuş. Gazeteciliğe Rize şehrinde başlıyor. Haliyle öyküler de Rize’de yaşayan mevsimlik işçi, hamsi satan, hamallık yaparak zor işlerde çalışan yoksul insanların hayatını anlatıyor.

İlk bölümde yaşanmış hikâyeler, ikinci bölümde kurgu hikâyeleri Rize’deki herhangi bir işçinin veya Erzurum’daki herhangi bir rençperin hayatında olabilecek olayları anlatıyor.

Gerçekleri olduğu gibi söz oyununa baş vurmadan yazdığı için anlaşılması kolay, yalın bir şekilde aktarılmış. Erzurum’da artık toprağı para etmeyen, kırkacak koyunu kalmayan halkın Rize’ye göçünü anlatıyor. Böylece okur genelde Türkiye’de iç göç sorunu, büyük şehirlerde gecekondu yığınını anlıyor. Çevre ve doğa yıkımının nelere mal olduğu ve yanlış tarım ve yapı politikasının zararını anlatıyor. Onbir gerçek, onaltı kurmaca öykü kısa kısa yazılmış. Bu nedenle bitirme telâşı olmadan ara verilerek okunabiliyor.

Aslında her mekânda, hayata tutunmaya çalışan, ama bugüne kadar bir öyküsü bile yazılmamış yoksul, çile çeken halkın hikâyesini yazacak bir gazeteci, yazar olmalı. Böylece yoksur halkın sesinin duyurulması mümkün olabilir. Aynı zamanda soruşturmalara hazır olmalı. 

Tarım ve ziraat ülkesi Anadolu’dan gelen yurtdışı Türkleri Avrupa’da bu yöne de bakmalı. Berlin’de ve diğer eyaletlerde sırayla öğrenciler Yaz tatiline giriyor. Bu yıl Almanya’da turistik yerler İspanya, İtalya ve Yunanistan kadar doluluk gösteriyor. Dünya’nın en çok seyahat eden Almanların yüzde ellisi Almanya’yı daha emniyetli, haklarını koruyabileceği ülke olarak gördüğünden dolayı Yaz ve Sonbahar tatillerini kendi ülkesinde geçirmeyi tercih ediyor.

Türk kökenli işverenlerin turizme önem vererek meslek seçiminde Gençleri yönlendirmelidir. Tarım, çevre ve hayvanat bahçeleriyle ilgili belgesellerde Türk gençlerinin görev yaptığı görülmüyor, bu noksanlık ta giderilmeli. Devlet dairelerinde birkaç yılda emekliye ayrılan çok sayıda memur olacak. Bu branşta da meslek okulları Türk gençlerini meslek seçiminde teşvik etmelidir. Meslektaşlarıma, öğrencilere ve ailelerine güzel, sıcak bir Yaz tatili diliyorum.

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey

Kaynak ve okuma tavsiyesi:
İsmail Saymaz, Çay Güzeli, İletişim Yayınları, İstanbul 2017 
ISBN: 978-975-05-2183-6

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.