CASUSLAR-AJANLAR HER YERDE!

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’de beyin körletmek ameliyesi bütün hızıyla ve başarıyla devam ediyor..
Sonuçta, düşünemeyen, anlayamayan, anlaşamayan, dayanışmayan, araştıramayan, keşfedemeyen, icat edemeyen, üretemeyen; salaklaştırılmış, bocalayan, sinirli, sabırsız, umutsuz, kavgacı, bezgin, tembel, üçkağıtçı, hokkabaz, yalaka bireylerden oluşan bir toplum yapısına doğru evriliyoruz!

Bakın bugün Türkiye casuslar ülkesi. Her ülke ajanı çeşitli kimlikler altında toplumu ayrıştıracak ne varsa yapıyorlar. Kimi profesör kim gazeteci kimliği ile gazetelerde TV’ler de arzı endam eyliyor. Yabancı devletlerin gizli servislerinin Türkiye’deki faaliyetlerini engellemek isteyen MİT, stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşların üst düzey yöneticilerine istihbarata karşı koyma eğitimi vermelidir.

Başbakanlık, Dışişleri, Enerji Bakanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Aselsan, Havelsan, TAİ, Botaş ve TPAO gibi önemli kurumlardaki bürokratları casusluk konusunda bilgilendirmek gerekir.

MİT, casuslukla ilgili somut örnekler de göstermelidir. Bunlar arasında ortam dinlemesinin nasıl yapıldığı; cep telefonu, bilgisayar ve çeşitli cihazlarla dinlemenin nasıl gerçekleştirildiği anlatılmalıdır. Söz konusu kurumların üst düzey yetkililerine, özellikle yabancı bürokrat, kamu firması yetkilisi ve buna benzer görevlerle yetkilendirilmiş kimselerin kuruma gelerek yaptıkları görüşmeler ve karşılıklı bilgi alışverişleri konusunda dikkatli olmaları uyarısında bulunmalıdır.

Kurumlar MİT tarafından ayrı ayrı bilgilendirilmelidir. Dünyada yaşanan önemli casusluk olayları da örnek olarak anlatılmalıdır. Özellikle yabancı devletlerin Ankara’daki elçiliklerinde çalışan kadın görevlilere karşı çok dikkatli olunması gerekir. Özellikle uluslararası ticari anlaşmalar, ortak projeler ve buna benzer stratejik konularda kurum içinde yapılan toplantıların otellerde gerçekleştirilmemesi üzerinde durulmalı, cep telefonu, dizüstü bilgisayar gibi hediyelerin de kesinlikle kabul edilmemesi gerekir.

Oysa; MİT neyle uğraşıyor dersiniz.? Başına getirilen kişi İmralı canisi ile görüştürülüyor. Kim adına niçin neden?

Terör örgütü meşrulaştırma çabasında rol alıyor. Türkiye casuslar savaşına sahne olurken devletin istihbarat örgütü devletin diğer birimlerini takip etme, etkisizleştirme faaliyeti içerisinde ne diyelim ki!

Üniversitede görülmemiş SKANDAL!
YÖK’e gönderilen mektupta geçen ifadeler bir üniversitede yaşanan skandalı gözler önüne serdi.

Uşak Üniversitesi güvenlik amiri ve bir güvenlik görevlisi YÖK’e gönderdikleri itiraf mektubunda yönetim tarafından ajan gibi kullanıldıklarını öne sürdü. Yrd. Doç. Dr. Ali Galip Baltaoğlu’nun suç duyurusu üzerine Rektör Adnan Şişman, Genel Sekreter Aziz Bayraktar, Rektör Yardımcısı Lütfi Özav, Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Lütfullah Türkmen ve danışman Cemil Yücel hakkında başlatılan soruşturma bir itiraf mektubuyla yeni bir boyut kazanmış durumda.

Yasa dışı işler emrettiler
Suç örgütü oluşturmakla suçlanan üniversite yönetimiyle ilgili mektup YÖK’e gönderildi. Uşak Üniversitesi Güvenlik Amiri Durmuş Yıldırım, Genel Sekreter Bayraktar ve Rektör Danışmanı Yücel tarafından yasa dışı işlerde kullanıldığını iddia etti. Yıldırım mektupta şunları öne sürdü: “Aziz Bayraktar, devletin istediğini söyleyerek, kendisine muhalif bazı öğretim üyelerini takip etmemi istedi. Öğretim üyelerinin kimlerle görüştüğünü, neler yaptığını haftalık rapor halinde kendisine veriyorduk. Sonra bu durumdan rahatsızlık duyup vazgeçmek isteyince, beni tehdit etti.”

Asılsız iddialara suçlama
Bayraktar’ın, sorun yaşadığı personel şube müdürünü asılsız iddialarla suçlatıp, tutanak düzenlettiğini iddia eden Yıldırım, “Personel şube müdürünü kampüse bile sokmamamızı istedi” ifadelerini kullanmış Müdür hakkında suç duyurusunda bulunduklarını anlatmış, daha sonra baskı altında bunu yaptıklarını kaydedip şikayetten vazgeçtiğini bildirmiş.

Yıldırım, Aziz Bayraktar’ın “Devlet bizim arkamızda. Yargıdan da bir şey olmaz. Savcılara koşan eli boş dönüyor. Bizim bir gücümüz var” dediğini öne sürmüş. Güvenlik görevlisi Emrah Aktay da aynı içerikteki mektubu YÖK’e gönderdi. (Bugün gazetesi)
Peki YÖK ne yaptı dersiniz? Hiç bekletiyor.

Böylesine bir Türkiye’de referanduma laf yarışı insanımıza ne kazandıracak ne kaybettirecek düşünmek gerekmez mi?

GünüN SözÜ: Ciddi insanla yılışık insan arasında temel fark kullandıkları sözlerdir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.