ÇANAKKALE VE TERÖR

ABONE OL
11:51 - 23/10/2020 11:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ÇANAKKALE VE TERÖR

Güzel bir sabah…
Mart ayının baharı hissettiren günlerinden biri… Bir yanda denizi, diğer yanda Uludağ’ın karla kaplı zirvesini seyrediyoruz. Böyle bir manzarayı tamamlayan iki şey daha var. Birisi el emeğinin beceri ile donattığı sofra, diğeri ise İstanbul ve Ankara’dan gelmiş misafirlerin süslediği uzun masaya sıralanmış dostlar…
Çok mutluyuz ve nazar değmesin diye içimden dua ediyorum…
Çanakkale’ye gidip-gitmeyeceğimizi konuşuyoruz.  18 Mart’ta orada olmanın anlamı bir başka… Bize bu vatanı emanet edenlerin, bu uğurda kanlarını döküp şehitlik ve gazilik mertebesine yükselenlerin o gün ki şartlarda nelere katlandıklarını ve nasıl bir hercümerç içerisinde kaldıklarını sık-sık hatırlamamız gerekiyor. 
Bir defasında tabyaları gezerken otobüste şarkı-türkü söylemeye kalkışan gurupla neredeyse boğaz-boğaza kavga etmiş, gezilen yerlerin şehitlik olduğunu bir türlü anlatamamıştık.
Derken, gün içinde huzurumuza nazar değdi ve Ankara’da ki üçüncü patlamanın haberi geldi. Tam unuttuk derken içimizdeki acı yeniden depreşti.
***
Türkiye gibi Asya ve Avrupa arasında geçiş köprüsü üzerinde bulunan, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, dört mevsimin bir arada yaşandığı, kendi kendini besleme ve fazlasını satarak dünya nimetlerinden yararlanma imkânı bulunan, dört bir yanı denizlerle çevrili son vatan parçasının her dönem başına bu tür belaların musallat edilmesi bence bir tesadüf olmasa gerek. 
Alparslan ile başlayan, Osmangazi ile dünyaya yayılan bir imparatorluğun hükümranlık macerası her dönemde benzer olaylara sahne olmuş. Birinci dünya savaşında sona ermesi için müstemleke devletlerinin işbirliği yaptığı imparatorlukta eğer bir Atatürk çıkmasaydı bugün Türkiye diye bir ülke kalmamış, vatanın her köşesi işgal edilmiş, muhtemelen isimlerimiz değişmiş olacaktı. 
Terör ile mücadelenin ne kadar zor bir iş olduğu ve uzmanlık istediği malum. Hindistan da bir söz vardır. “Fazla güvenme, terbiyecisini de eğittiği yılan sokar” derler. 
Silah, cephane ve mühimmat sokaktaki aktarda satılan sıradan şeyler değildir. Bunlar, kendini büyük gören, kendilerine zarar gelmeyeceğine inanan yılan oynatıcılarının, yılan ticaretinin bir parçasıdır. Orta doğu coğrafyasındaki terörü ve örgütleri destekleyen unsurlar silah tüccarları ve petrol kartelleridir.  Bugün yurdumuzda da faaliyet gösteren, benzinini satın aldığımız pek çok marka terörü desteklemektedir. 
Orta doğunun zenginliği sadece yeraltı kaynakları ve yerüstü güzellikleri değildir. Güçlü insanların oluşturduğu ülkelerin yerel ve kültürel zenginliği, çeşitliliğidir. Kültürel zenginlikler tüm Avrupa’ya Ortadoğu ülkelerinden yayılmıştır. Eğer döner tarihin derinliklerine bakarsanız en zengin kütüphanelerin, sağlık merkezlerinin, asma bahçelerinin, en güzel insanların- hele, hele kadınların- orta doğudan çıktığını, felsefe, bilim ve ilim alanındaki düşüncelerin bu bölgeye has olduğunu görürsünüz. 
Asıl düşmanlık insanlara ve toprağa değil, yukarıda saydıklarıma has ögelerdir. 
***
Dün Çanakkale’den çekilip giden düşman, bugün farklı argümanlar ile ülkemizin her köşesini teslim almaktadır. Ülke büyük bir işgal altındadır. Bu işgal fiili olmasa da fikri bir işgaldir. Bizim öz benliğimizi, kültürümüzü, geçmişimizi yok ederek kendi kültürlerini yerleştirerek çoluğumuzu, çocuğumuzu, alışkanlıklarımızı değiştirip bizi fikren yok etmeye çalışmaktadır. 
Bugün Türkiye’nin üzerinde oynanan oyun; oyun sahiplerinin kendi medeniyetlerini bize vermek değil, aksine öz kültürümüz yerine bedevi kültürünü oturtarak batıdan uzaklaşmış bir din kültürü ile geri bırakma, gözlerimizi kör etme çabasıdır. 
Yıllardır ülkemizin dört köşesinde gâvur imamları besleyerek yeni bir din ve yeni bir cumhuriyet şekli yaratmaya çalışanlar,  düşünen ve sorgulayan bir toplum yerine Allah korkusu ile sindirilmiş, din yoluna sokularak biat kültürünün egemen olduğu bende zihniyetine hizmet edenler 18 Martı ve Çanakkale’yi unutmuş görünüyorlar. 
Farklı yönlere çekerek 18 Mart’a sahip çıkanlar, Çanakkale’nin Atatürk’ün doğum yeri olduğunu unutmuşa benziyorlar.  Ne oldukları ve hangi bayrağa hizmet ettikleri belli olmayan iç ve dış düşmanların maskesi çok yakında düşecek ve bu ülkede binlerce Mustafa Kemal olduğunu göreceklerdir. 
18 Mart sadece bir Tarih değil, Türklerin makûs talihinin değiştiği, Türkiye Cumhuriyetinin yaratıcısı Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya çıktığı yerdir. 
Onun ve Tüm şehitlerimizin ve bu satırları yazarken muhtemelen şehit düşecek olanların ruhları şad olsun. Mekânları cennet olsun…
Taner Tümerdirim

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.