CAMİLER VE MEYHANELER ​

ABONE OL
11:48 - 23/10/2020 11:48
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CAMİLER VE MEYHANELER

Tanrı’ya inanır mısınız?

Sizi bilmem ama, ben inanç özgürlüğünden yanayım.  Kimseyi inançlarından ötürü kınamaya veya kırmaya kalkışmam. 
Ömrüm boyunca pek çok olağanüstü doğa olayına şahit oldum. Karşılaştığım güzellikler, tabiat anaya yaptığım yolculuklar ve karşılaştığım ölümler, bunları yaratan bir gücün varlığı üzerine çok düşündürmüştür. 

Kimse inanmasa da tesadüfler değil, kadere inanırım.  Zaman-zaman farklı bir elin işimize karışıp yolumuzu değiştirdiğine, olmaz denilen işlerin bir anda nasıl olur haline geldiğine şahit olmuşumdur.
Kaderci bir toplumda yaşamamıza rağmen, insanın kendi geleceğini kendisinin yarattığını, nasıl yaşamak istiyorsa yaratıcının bu konuda ona yardımcı olduğunu kabullenirim.   

Ve yine bana göre yaratıcı bir “Cezalandırıcı” veya “Ödül dağıtıcısı” değildir. Sanıldığı gibi bir yer yüzü idarecisi de değildir.  İnsanların birbirleri ile olan ihtilaflarında da taraf ya da hakem değildir. 

İyilerle kötülerin bu dünyada birlikte yer almaları (neye göre iyi, neye göre kötü o da bir tartışma konusudur), kötülerin bir gün gelip iyi olmaları, iyilerin kötü olmaları da günümüzde sıkça rastlanılan bir durumdur. 
Yaşam çizgimizde başlangıç ve bitiş çizgileri belli olsa da, bize sunulan bu armağanı biz şekillendiririz. 
İnsanların gerçek mutluluk ve huzuru kendi iç evrenlerinde bulmaları gerekir. 

***
Geçtiğimiz günlerde yolumuz serhat şehri Edirne’ye düştü. 
Sinan ustanın yaptığı eserleri gezerken bunların yeterince tanıtılmadığını düşündüm. Selimiye Caminin gerek dış ve gerekse iç görüntüleri, minareleri, çarşısı, avlusu, kapıları o günkü imkansızlıklar ile başarılan sanatın büyüklüğü karşısında huşu içinde kalıyor ve ağlamak istiyorsunuz. Ayağınızın altındaki mermerlere basmaya kıyamıyor, uçarak dolaşma arzunuzu frenleyemiyorsunuz. 

Mimar Sinan usta ile ilgili çeşitli söylemler var. Bunlardan birisi de inançsız olduğu şeklinde… Yaratıcıya inanmayan bir insanın böyle bir eseri inşa etmesi mümkün değil. Her santimetre karesinde bu inancı yaşadığını, hiçbir noktayı boş bırakmadığını, hiçbir ayrıntıyı atlamadığını görüyorsunuz. 

Tabii, bizim bilgimiz ne kadarına yetiyor ve gözümüz ne kadarını görüyorsa biz o kadarını algılıyoruz. 
Şehre girerken üç tane gördüğünüz minarelerin aslında dört tane olduğunu fark etmeniz ayrı bir göz yanılması…
Hayat aldatıcı demiş usta. Her gördüğüne inanma… Gönül gözünle bakmasını öğrenemediğin hiçbir şeyi gerçekte göremezsin. Bilinmezler labirentinde bir gizemi çözmeye çalışırken bir diğerinde kaybolduğunu hissedersin. En sonunda akıl durur. Nefesin tıkanır…

Ustanın eserlerini gezerken günün karardığını fark etmiyoruz. Şehrin üstüne çökene kızıllık hüzünlü bir akşamı haber veriyor.
Avlunun kapısından giren güneşin son ışıkları ortalığı altın rengine boyarken büyülü bir ortamda olmanın zevkini tadıyoruz.
İnsanın neden var olduğunu düşünmemek, insanın Yaratıcıya sunulan bu övgü tapınağının her noktasını öpmemek, koklamamak elde değil.  Onu bir insan sevecenliği ile kucaklamak istiyorsunuz. Tarih sahnesinde eski bir dosta rastlamış gibi sarılma isteğinizi sütunlara dokunarak geçiştiriyorsunuz.

Bir kez daha teşekkür ediyoruz Mimar Sinan usta’ya ve sessiz-sedasız, ağaçlıklı, asude bir yoldan ayrılıyoruz… 
Şehrin (bütün şehirlerde olduğu gibi) akşam trafiğinin, keşmekeşinin gürültüsü ile yeniden buluşuyoruz.  

***
Karanlık, kalp ağrılarımın; acılarımın; özlemlerimin depreştiği, duygularımın yoğunlaştığı; yaşamın anlamsızlaştığı saatlerin başlangıcıdır benim için… Gündüz düşünemediklerimi hep gece düşünürüm. Yazı ve şiirlerimi gecenin sessizliğinde yazarım. Geceleri ağlarım. Geceleri bizi bırakıp gitmiş eşimi, dostumu anarım. Tanrıya yakarışlarımda gece yarılarından sonradır. 
100 yılı aşkın bir süredir varlığını sürdüren bir meyhanedeyiz şimdi… Arkadaşlar bize sürpriz hazırlamışlar. Gündüz saatlerinde Sinan Usta’nın eserlerini dolaşırken yaşadığımız sarhoşluğu henüz üstümüzden atamadan kendimizi Göksel Dinlendiricinin mekânında buluyoruz. 

Büyük ustaların geçtiği yoldan geçiyoruz şimdi. Rubaileri dilimizde, ney sesi kulaklarımızda, sevgi yumağı olduğumuz insanlar gönlümüzde… Farklı bir mekân ve farklı bir ortam. Edirne gezimizin hararetle tavsiye edeceğimiz son durağı.

Neden mi Meyhane?

Bir alime sormuşlar; “Sizin en zorlandığınız şey nedir? ” diye… Düşünmüş: “Söz’dür ” demiş… Nedenini sormuşlar. Yine düşünmüş; “Anlatması da zordur, anlaması da…” diye cevap vermiş. Dillerin çözüldüğü, gönüllerin coştuğu, bedenlerin rahatladığı, dertlerin ve hüzünlerin dağıldığı yer olmuş çağlar boyu… 
Biz gelmeden köşedeki masamız ayrılmış. Öyle kolay değil yer bulmak. Randevulu çalışıyor. Toplasanız 10-15 masa topu, topu… Fasıl başlamış bile. Devlet sanatçısı ünvanı ile onurlandırılmış 3’lü, çırakları ile geleneksel müzik aletlerini her dil ve telden konuşturuyorlar masaların arasında gezerek… 
Genç-yaşlı, kadın-erkek, nota bilmeyen ama klarnet ile blues bile çalabilen o mahir, kanları sıcak insanların nağmelerinde adeta kendilerinden geçmişler. 

Bir an için düşünüyorsunuz. Hayyamın rubaileri geliyor aklınıza… Neyzenin yaşantısı… Mevlana’nın öğretisi… Yunusun hoş görüsü… Vatan için kanını-canını hiçe sayanların hatırası… Sevgili Atatürk’ün rakı sofrası ve beyaz leblebisi şekilleniyor fasıl’ın çaldığı kahramanlık türkülerinde… İzmir marşında coşuyor, final şarkısı onuncu yıl marşının nağmelerinde bir ve bütün olmanın gururunu yaşıyorsunuz…

***
Yazının özeti: doğusundan batısına çeşitli güzelliklere sahip bu yurdun bizim vatanımız olduğunu, köyünden kentine her köşesine sahip çıkarak bizi bölmeye çalışanlara direnmemiz gerektiğini anlamamıza yardımcı olmaktır. Bu vatan bizimdir ve her köşesinde atalarımızın bir izi vardır. 
Onu kaybetmemek, üzerinde hür yaşamak ve çocuklarımızı huzurlu bir biçimde büyütmek için ne gerekirse yapmak zorundayız. 

Unutmayın! Bu vatan her köşesi ile atalarımızdan miras değil, emanet aldığımız ve çocuklarımıza devredeceğimiz son yurt parçasıdır…

Taner TÜMERDİRİM

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.