0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye’nin Avusturya’daki Büyükelçisi Sayın Ecvet Tezcan deneyimli bir diplomatımızdır.
Kendisini Hamburg’da Başkonsolos olduğu dönemde tanımıştım.
Schleswig Holstein’daki Mölln kasabasında 23 Kasım 1992 gecesi ırkçı caniler Aslan ailesinin evini kundakladılar ve üç masum insanımızı katlettiler.

O günlerde Başbakanlık Yurtdışı Vatandaş Konuları Müşaviri olarak görev yapmaktaydım.
Sayın Tezcan’ın Başkonsolos olarak cinayet sonrası gelişmeleri nasıl yönettiğine, nasıl tepkiler gösterdiğine ve ustalıkla duruma hâkim olduğuna uzaktan da olsa tanık oldum.
Kendisi devletin bir temsilcisi olarak yurttaşlarına nasıl sahip çıkması gerektiyse işte öyle sahip çıkmıştı.
Şimdi Ecvet Tezcan Viyana’daki Büyükelçimiz ve bir Avusturya gazetesine verdiği demeç fırtınalar yarattı.
O demeçte Büyükelçimiz Avusturya’da Jörg Haider’le başlayan ve onun ölümünden sonra da devam eden yabancı düşmanlığının yönlendirdiği politikaları sert ifadelerle eleştirmiş.
Bugüne kadar bir göçmen grubunun ait olduğu devletin temsilcisinden böyle ağır eleştiri duymaya alışık olmayan Avusturya yetkilileri ve kamuoyu da fena halde şaşırmış!
Pekiyi, yarım asırdan beri Avrupa’da var olup da bir türlü belli siyaset esnafının kışkırtmalarıyla olmadık bir düşmanlıkla karşılaşan Türklerin vatandaşı oldukları devletin en büyük temsilcisinin böyle bir eleştiri getirmesine neden tepki gösterilmektedir?
Sayın Tezcan’ın o röportajda söyledikleri yanlış mıdır?
Türklere zor bela katlanıldığı yanlış mıdır?
Bunların açıkça ifade edilmesi yanlış mıdır?
Belki söylenenler diplomat üslubuna uymamakta, belki farklı şekilde serzenişte bulunulabilirdi, diyebilirsiniz.
O zaman şimdiye kadar hiç diplomatça serzenişlere kulak asıldığını gördünüz mü diye sormak isterim.
Sanıyor musunuz ki, sayın okurlarım, Türk Hariciyesi bu konularda sessiz ve suskun kalmıştır.
Ben ve yaklaşık yüz kişi 2006 yılında Almanya Türk Toplumu’nun Berlin’deki merkezinde önceki Berlin Büyükelçimiz Sayın Mehmet Ali İrtemçelik’in karşısına dizilmiş sekiz TV kamerasına (ARD ve ZDF dâhil) o dönemdeki Başbakan Yardımcısı ve Çalışma Bakanı Franz Müntefering’in yanında son derece kararlı ve ince ifadelerle Almanya’nın entegrasyon politikası ile Türklere yönelik tutum ve davranışlarla vatandaşlarımıza rol örneği olarak gösterilenlere ilişkin eleştirilerine tanık olduk.
Fakat ne hikmetse tek bir kanalda veya gazetede, yanlış anımsamıyorsam Türk Büyükelçisinin bu eleştirilerine yer verilmedi ertesi gün.
Bir tür sansür uygulandı sanki.
Şimdi Sayın Tezcan’ın yükselttiği ve sadece Avusturya’daki değil, başka ülkelerdeki Türklerle ilgili görüşlerinin ki o görüşleri paylaşan çok sayıda diplomatımız olduğunu biliyorum, yurttaşlarımızın yalnızlık duygusundan sıyrılmaları için ne kadar önemli olduğunu düşünüyorum.
O Avusturya gazetesi doğrusu iyi bir iş yaptı Ecvet Tezcan’ın röportajını yayınlamakla.

Tüm okurlarımızın Kurban Bayramını içtenlikle kutlarım.

Dr. O. Can Ünver