BÜYÜK KORKU

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BÜYÜK KORKU


Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin temelleri, Çanakkale’de atılmıştır. 18 Mart 1915 tarihinde İngiliz ve Fransız’ların Çanakkale’ye yaptıkları deniz saldırısı başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bunun üzerine karadan taarruz başlatmak amacıyla, düşman kuvvetleri 22 Nisan 1915 tarihinde Arıburnu’na asker çıkarmalarıyla dokuz ay sürecek Çanakkale kara savaşları başlamıştır. Mustafa Kemal, tümeniyle düşmanı önleyerek durdurmuş, “size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” sözü ordu üzerinde etkili olmuş ve 25 Nisan 1915 tarihinde Arıburnu Zaferi kazanılmıştır. Ardından arka arkaya kazanılan Birinci Anafartalar, Conkbayırı ve İkinci Anafartalar Zaferleri sonucunda 8 Ocak 1916 tarihinde Fransız ve İngiliz birlikleri, Gelibolu’dan çekilmişler ve Çanakkale Boğazı’nı geçememişlerdir. İşte bu yüzden Çanakkale Savaşları, Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından çok önemli bir yere sahiptir.

Mustafa Kemal’in Anzak çıkarmasını durdurmak amacıyla harekete geçerek, cephede tamamının vatan için canını verdiği 57. Alay’ın şanlı günü olan 24-25 Nisan 1915 tarihi Anıtkabir’de görkemli bir törenle anıldı. “Anafartalar Kahramanı Albay Mustafa Kemal’i Anmak” temalı etkinlikler kapsamında Anıtkabir, 24 Nisan tarihinde ilk kez 24 saat boyunca ziyaretçilere açıldı. Akın akın Anıtkabir’e gelen vatandaşlar, Çanakkale destanında dönmemek üzere cepheye giden şehitlerimizin anısına, 24 Nisan’ı 25 Nisan’a bağlayan gece boyunca şafak nöbeti tuttular. 

Genelkurmay Başkanlığı’nın kararıyla, Sanayici Girişimci ve Yatırımcı İşadamları Derneği (SAGİYAD) ile Anıtkabir Komutanlığı’nın ortaklaşa düzenlediği anma töreni nedeniyle, Anıtkabir içindeki müze bölümü dışındaki tüm alanlar sabaha kadar halka açıldı. Anıtkabir’de nöbet tutan askerler, 24 Nisan’ı 25 Nisan’a bağlayan gece sabaha kadar Çanakkale şehitleri için, Çanakkale Cephesi’nde giyilen üniformalarla nöbet tuttular. Ziyaretçilere dağıtılan 1915 adet barış feneri gökyüzüne gönderildi. Anıtkabir sınırları içerisindeki üç ekranda, Çanakkale ve Anafartalar Kahramanı Albay Mustafa Kemal temalı filmler gösterildi, Anıtkabir Sergi Salonunda ise ‘Çanakkale Sergisi’ açıldı ve şiir dinletisi yapıldı. Anıtkabir Komutanlığı tarafından da daha önce hiç yayınlanmamış Çanakkale belgeselleri yayınlandı. Türk Kızılay’ı Anıtkabir’deki Aslanlı Yol’un başlangıcında kurduğu çadırlarda saat 04.00’ten itibaren halka kırık buğday çorbası, somun ekmek ile lokum dağıttı. 

25 Nisan sabahı gün ağarırken saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından törene katılanlar, Aslanlı Yoldan şafak yürüyüşüne geçtiler. Mozoleye üzerinde “Türk Milleti” yazan çelenk bıraktılar ve Atatürk’ün huzurunda saygı duruşunda bulundular. 

Ankara’da akşam saatlerinde havanın iki derece olmasına aldırış etmeden ellerinde bayraklarla gelen muhteşem insan seli görülmeye değerdi. Anıtkabir’e Çanakkale Savaşlarındaki askerlerin giydiği üniformalar içinde gelen, yaşları 15 ile 18 arasında değişen çocuk ve gençlerden oluşan Turhal Belediyesi Gençlik Meclisi’nin görünümü tüm dikkatleri üzerine topladı. Kadını, erkeği, çocuğu, bebeği, genci, yaşlısı, hastası, engellisi herkes Anıtkabir’e koşmuştu. Sabaha kadar hiç durmadan akın akın gelen bu insanları büyük önderimiz Atatürk’ün huzurunda görünce umutlanmamak mümkün mü? 1938 yılında ölen büyük kurtarıcımıza olan sevgi selimiz ve coşkumuz hiç bitmeyecek. 

İşte emperyalist güçlerin en büyük korkuları, Türk Milletinin Atatürk’e olan sevgi selidir, bu güçtür. Emperyalist güçler, Çanakkale’de ve Ulusal Kurtuluş Savaşımızda bükemediği bileği, çeşitli oyunlarla bükmek istemektedirler. Ancak karşılarına hep Mustafa Kemal çıkmıştır, hep Atatürk’ün gençleri çıkmıştır. Hangi projeleri uygularlarsa uygulasınlar, hangi siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini, sendikaları ele geçirirlerse geçirsinler, Anadolu topraklarından Mustafa Kemal Atatürk’ün geçtiği unutulmamalıdır. Gece ayazında sabaha kadar Anıtkabir’i dolduran Atatürk’ün gençleri, demokratik ve laik cumhuriyetimizin bekçileri, büyük Atatürk’ten aldıkları ışıkla ve güçle her türlü emperyalist saldırıya göğüs gereceklerini kanıtlamışlardır.

Aynı şekilde Büyük Taarruz’un başlangıcı olan 26 Ağustos gününde ve ulusal bayramlarımızda da Anıtkabir benzer etkinliklere açılmalıdır. Emperyalist dayatmayla ulusallıktan soğutulan insanlarımıza, yeniden ulusal kimliğin kazandırılması için, önemli tarihi günlerde Anıtkabir’de sabaha kadar süren etkinlikler düzenlenmelidir. 

Emperyalist güçlerin büyük korkusunun, kâbusa ve bozguna dönüşmesi için, örgütlü olarak yeniden kurtuluş savaşı başlatmamız ve ardından kazanacağımız yeni başarılara imza atmamız gerekmektedir. “Bütün umudum gençliktedir” diyen Atatürk, bize ışığı ve yürümemiz gereken ilkeyi vermiştir. Genel seçimlerin yaklaştığı bu günlerde, her türlü umutsuzluğa karşın Atatürk’ün çocukları, gençleri tüm zorlukları aşacak güçte ve kararlılıkta olduklarını bilmektedirler. Ne mutlu Türküm diyene…




Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.