BUNLAR ŞİMDİ CENNETE Mİ GİDECEK?!!

ABONE OL
18:49 - 01/10/2020 18:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Gâvur(!) İzmirdeyim bir haftadır…
Nedense bu nevi şeylere de, hep İzmir’de şahit oluyorum!..
Marketin üstü cami, yani caminin alt katına market konuşlandırmışlar. Alışverişimizi yaptık, torunum arabasında, yemek yemiyor uzun süredir ve hayretler içerisindeyiz, ağzına bir lokma koymazken, nasıl oluyor, nereden buluyor onca enerjiyi de, kıpır kıpır yerinde duramıyor diye.
Annesi işini rahat yapsın, hem de biraz başını dinlesin diye, alıp alışverişe çıktım, hem de biraz hava alsın, korkuyorum da bir yandan, durmaz da, kucak diye tutturursa diye ama şükür ki kıpırdamadan oturdu arabasında.
Tam marketten çıktık ki kapı önünde müthiş bir kalabalık… Pilavlar dağıtılıyor kazan kazan, alan bir daha alıyor, kimi birkaç tabak birden, kimi de, marketin attığı kolilere istifliyor… Görseniz kıtlıktan çıkmışlar, savaş var ya da hayatlarında ilk kez pilav görüyorlar sanırsınız. Bedava sirke olayı, tam da böyle bir şey olsa gerek. Aç gözlülük, bencillik ya da!..
Çocuk bu ya, evde kaç çeşit seçenek sunarsanız sunun, ağzına lokma almazken, çocukları görünce, özendi sanırım, tutturdu, “Ham, ham, mama, mama” diye. Henüz iki yaşında, “Evde pilav var ama yemedin, biraz sabret eve gidelim, sana hemen ısıtırım” ya da “Çek cezanı, evde yemedin madem…” desem de, anlamaz ki. O kadar süre de sabredemez, çocuk bu…
Ben de rica edip bir iki kaşık alayım da nefsi körlensin, ağlaması kesilsin diye yanaştım pilav dağıtılan masaya lakin ne mümkün, koca koca kadınlar, adamlar, yemiş oldukları pilav artıklarından belli tabaklarını tekrar tekrar uzatıyor, kızım gelecek, kocama götüreceğim, oğluma götüreceğim nevinden türlü bahanelerle tekrar tekrar istiyor ve alıyorlar. Aşçı, “Bu doyumluk değil, tadımlık, bırakın herkese yetsin, hayır için yapıldı” diyor ama nafile. O esnada ben de ricada bulunuyorum, “Çok yiyemez, canı çekti sanırım, şöyle kepçenin ucuyla, bir iki kaşıklık rica edeceğim” diyorum ama kimse oralı değil, tabağı kapan uzatıyor, bir itiş kakış görmeyin…
Zavallı aşçı perişan, hem pilav yetiştirmeye çalışıyor, hem laf. Bana kalsa, saniye beklemem, hatta yanaşmam bile ama çocuk kıyameti kopartıyor…
Yaşlı bir bey, “Yapmayın ayıptır, izin verin, şu bebeğe versin, sen de verip durma tekrar tekrar millete, yazık, çocuk nasıl da ağlıyor, ver bir iki kaşık da sussun” diyor ama tabak bulamıyor ki aşçı pilav koysun.
Dayanamadı o yaşlı bey, gidip temiz bir tabak buldu ve ikinci, üçüncü kez uzanan kolları kenarı ittirip tabağı uzattı. “İnsanı hayır yaptığına da pişman ediyorlar, bu ne ayıptır böyle, koca koca insanlar, şu küçücük çocuğa bile aldırmadan defalarca alıyor, vicdan, merhamet kalmamış artık, yazıklar olsun” diye söylendi de epey bir süre ama kimse oralı değildi yine de.
Hele de o iki elinde de birer tabakla uzanıp duran, tabakları adeta aşçının gözüne sokuşturan kadın karşısındaki hayretimi anlatamam.
“Yahu hanım dur, demin daha iki tabak aldın, çek şu tabakları gözümün önünden de, şu çocuğa iki kaşık vereyim. Yazık nasıl da ağlayarak, yalvarır gibi bakıyor, dur biraz, kıtlıktan mı çıktın, hiç mi acıman yok senin” demesi üzerine, kadın bana döndü ki ben olsam, o tabağı verirdim bana ya da pilavı alıp çocuğa verin de yesin” derdim ama o, “Tabağınız var mı” diye sordu bana. “Hayır yok, nereden olsun ki görünce özendi, karnı da acıktı sanırım, o nedenle, iki kaşık alayım da, yesin, hem de ağlaması kesilsin diye ricada bulunmaya geldim” demem üzerine de, o halde, yiyemez çocuk, benim tabağım var ve birazdan eşimle kardeşim gelecek, onlara alıyorum demesin mi?! Şaşırıp kaldım ve de çok utandım insanlık adına!..
Çocuğa kıyabilsem, saniye durmayacağım, içimden, “Buyurun gözünüz doysun” diyerek çekip gideceğim ama evladım, o da sanki hiç pilav yememiş gibi, tıpkı ciğerci kapısında bekleşen kedi yavrusu gibi, öyle yalvarır beklentili ve yaşlı gözlerle bakıyor ki pilava, çekip gidemiyorum da yüreğim el verip.
Ortada cenaze yok, demek ki bir ölmüşün senei devriyesi, hayrına Kuran ya da mevlit okutulacak pilav ardından, çünkü her pilavını yiyip karnını tıka basa doyuran, camiye giriyor…
Bunlar şimdi Kuran dinleyecek, mevlit dinleyecek, dualar edecek, namazlarını da kılacak ve sevap kazanacaklar, ölüye de kazandırırken!..
Uzun süre, bir kaşık pilav için ağlattıkları minicik bir çocuğu akıllarına bile getirmeksizin, Cennet umut edecekler!..
Yazık!..

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.