BU VATAN NASIL KURTULDU?

ABONE OL
18:53 - 01/10/2020 18:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

”Bu meclis, İstanbul meclisinin devamıdır. Ben de zaten İstanbul meclisinin reisiyim. Yeni intihaplara (seçimlere), yeni kanunlara ne lüzum var? Ben reislik sandalyesine oturayım, siz de benim işlemiş iki aylık maaşımı vermenin yolunu arayın!” Bu sözler, İstanbul’daki son Osmanlı Meclisi’nin başkanlığını yapan Erzurum milletvekili Celalettin Arif Bey’e ait.
İstanbul, 16 Mart 1920’de itilaf devletlerince resmen işgal edildi. İşgalle birlikte meclisi basan İngiliz askerleri, Temsil Heyeti’nin iki önemli kişisini de gözaltına aldılar. Bu hareketin etkisiyle padişah Osmanlı Meclisi’ni dağıttı. Bazı yurtsever milletvekilleri de İngilizler tarafından Malta’ya sürüldüler. İşte, bu dağıtılan meclisin başkanı Celalettin Arif Bey de zorlu bir yolculuktan sonra Ankara’ya gelir. Yokluklar içinde, iç isyanların tehdidi altındaki Ankara’ya. Haklarında padişah tarafından idam fermanları çıkarılan Mustafa Kemal ve arkadaşlarına katılır. 23 Nisan’da açılan TBMM’de milletvekili olarak yerini alır. Baştan itibaren Atatürk’e karşı muhalefetin de öncülerindendir. Yatacak yer, yiyecek ekmek, giyecek elbise, düşmana atacak mermi bulamayan Ankara yönetiminden bu zatın isteği, İstanbul meclisi başkanlığının aylığını almak. Bu nedenle de Mustafa Kemal’in meclis başkanlığına karşı çıkarak asıl meclis başkanının kendisi olduğunu savunuyor.

Peki, dünyaya meydan okuyan, bağımsızlık aşkıyla her şeyi göze alan Kuva-yı Milliyeci nasıl birisidir? İşte yanıtı: ”Kuva-yı Milliyeci, yalnız milli vicdanından emir alan, mücadelesinde yılmadan hayatını istihkar eden, ferdi menfaatlerden tamamıyla uzak, milli bir aşkla içi yanan, emperyalistlere ateş püsküren, cesur, yiğit, milliyetçi ve halkçı bir kuvveti temsil ediyordu. Kuva-yı Milliyeciler, hürriyet ve istiklal için Milli Mücadele’ye giriştiler. (Enver Behnan Şapolyo, Kuva-yı Milliye)” Bu tanımda her şey çok açık değil mi?
Şimdi de o bunalımlı, zor dönemin bir başka kişisini, kahramanını tanıyalım. Uşak’ın Bozkuş köyünden Hoca İbrahim Efendi (Tahtakılıç), sarıklı ve ulusal sorunlara duyarlıydı. Alaşehir Kuva-yı Milliye Kongresi’nin toplanmasına öncülük etmiş, Milli Mücadele sırasında da Uşak’ta işgale karşı direnişe öncülük yapan bir yurtsever.
”Bir gün, bir Dumlupınar ziyareti dönüşü, rahmetli Alaettin Tiritoğlu ile İbrahim Efendi’nin Bozkuş köyüne gittik. Hoca’yı ilk defa orada tanıdım. Ne yiğitçe konuşuyordu! Kuva-yı Milliye devrinde köylerden aldığı her torba samanın, her ölçek bulgurun, buğdayın hesaplarını, santimine kadar birtakım sarı bakkal defterlerine yazmıştı. Bize bu defterleri sandığından, kutsal emanetler gibi çıkarıp gösterdi:
─ Vasiyet ettim. Beni bunlarla beraber gömecekler. Eğer milletten aldığımın bir habbesi yerine harcanmamış ve benim kursağımdan geçmişse Allah bana hesabını sorsun diye…
Bunları söylerken kırış kırış gözleri, içten gelen damlalarla ışıl ışıldı. Sonra, çocukları adına da bir andı vardı:
─ Savaşlar bitince beni mebus seçtiler. Ankara’ya yolladılar.
Fakat çocuklarım adına bir ahdım var: Büyüsünler, adam olsunlar, son santimine kadar hesabımı çıkarıp şu fakir milletten mebus maaşı diye aldığımız paraları devlet hazinesine geri versinler. Böylece bizim de bir hizmetimiz geçmişse, bari hak yoluna hizmet sayılsın… (Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam)”
İşte, vatanın kurtuluşunda da Cumhuriyet’in kuruluşunda da var olan düşünce, özveri, yurtseverlik; Hoca İbrahim Efendi’nin söz ve davranışlarına yansıyan bu yüce gönüllülüktedir.
Acaba günümüzde TBMM’de Celalettin Arif Beyler mi, yoksa Hoca İbrahim Efendiler mi çoğunluktadır? Yoksul halkın parasından yüksek aylıklarla sefa sürenler, bir kez olsun, bu paraları hak etmediklerini hiç düşündüler mi?
Şu da bilinmelidir ki İbrahim Efendi gibi mebusların aldıkları maaşlar analarının ak sütü gibi helaldir. Çünkü onlar bize bir vatan, özgürlük ve tam bağımsız bir Türkiye kazandırdılar. Şimdiki milletvekillerimiz acaba bize ne kazandırıyorlar? Dilim varmıyor, ama yoksa bir şeyleri mi kaybettiriyorlar?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.