BU KADAR DA OLMAZ KEMAL BEY!

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AKP hükümetinin İmralı’yla görüşmesi kamuoyuna yansıyınca yeni bir tartışma başladı. Öcalan’ın affına ve Türkiye’nin özerk yapıya gidecek bir süreç başlamış oldu böylece. Doğaldır ki bu durum halkın tepkisine de neden olmakta. AKP yöneticileri halktan yükselen eleştirileri bastırmakta zorlanıyor.

İşte, tam da AKP’nin köşeye sıkışmakta olduğu bir anda Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Sayın Kılıçdaroğlu, “Bu ülkede kan dökülmesini istemiyoruz. Hiçbir yurttaşımızın saçının teline zarar gelmesini istemiyoruz. Akılla, mantıkla, sağduyuyla, tarihsel birikimimizle bu sorunu aşabiliriz. Biz geçmişteki bütün hatalara karşın AKP’ye yeni bir kredi açıyoruz. Çözün sorunu.” diyerek İmralı görüşmelerinde hükümete desteğini açıklıyor. Bu krediyi kim adına veriyorsunuz Kemal Bey. CHP’nin üyesi seçmeni olarak ben bu krediyi vermiyorum. On binlerce CHP üyesi de benim gibi düşünmekte. Sordunuz mu Mustafa Kemal’in askerleri olan üyelerinize, seçmenlerinize bu krediyi verirken Kemal Bey?
Türkiye’nin bölünmesine giden bir sürece destek verirken Atatürk’e, İnönü’ye, Ecevit’e, Sivas Kongresine, Temsil Heyeti üyelerine, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne sordunuz mu? Devrim şehidi Kubilay’ın görüşünü aldınız mı? İlk Kurşun Anıtında efsaneleşen Hasan Tahsin bu işe ne der, diye düşündünüz mü?
Şeyh Sait ve Dersim isyanlarında şehit edilen Mehmetçiklerin kemiklerinin sızlayacağını RTE düşünmedi diyelim, siz niye düşünmediniz İmralı rezaletine kredi verirken? Ya, yaşamının baharında emperyalizmin uydusu bir bölücü örgütün hain kurşunlarıyla şehit olan kınalı kuzulara ne hesap vereceksiniz? Onlara nasıl açıklayacaksınız İmralı gafletini?
“Bu ülkenin çağdaşlaşmasında, özgürleşmesinde, demokratikleşmesinde de harcı olan bir parti olmak istiyoruz. Bütün siyasal partiler tek tek kayboldular tarih sahnesinden. Ayakta kalan bir parti var o da Cumhuriyet Halk Partisi. Varlık nedeni budur. Çağdaşlığı yakalamak, uygarlığı yakalamak, özgürlüğü yakalamak, demokrasiyi getirmek. Herkese iş, herkese aş getirmek, örgütlü bir toplum kurmak. Varlık nedenimiz budur. Bu varlık nedenimiz bize geleceğe umutla bakmamızı öngörüyor.” diyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu. Bu ülkeyi çağdaşlaştırıp özgürleştirenin, demokratikleştirenin CHP olduğunu bilmiyor musunuz Kemal Bey?
Bütün siyasal partilerin tarih sahnesinden silindiğini, ancak CHP’nin ayakta kaldığını belirtmişsiniz konuşmanızda. Çok doğru bu… Hiç düşündünüz mü CHP’nin neden yaklaşık yüzyıldır ayakta kaldığını? Kurulduğundan beri ülke birliğini savunup emperyalist oyunlara alet olmadığı için ayakta CHP. Bu güne kadar Atatürk’ü kılavuz edindiğinden yıkılmadı Cumhuriyet’in Partisi. Sağ partiler dış yönlendirmelerle demokrasiyi, ekonomiyi, bilim yaşamını, kültürü, eğitimi, sosyal yaşamı baltalarken etnik ve dinsel kimliklerle ulusu bölerken CHP, halkımızı bir arada tutan Cumhuriyet değerlerini savunduğu için ayakta. CHP’nin Atatürk gibi bir kurucusu olduğu için yıkılmıyor, çünkü temeli sağlam. CHP kurucuları, emperyalizme karşı bir kurtuluş savaşında kahramanlaşmış; Anzavur, Koçgiri, Kuvay-ı İnzibatiye, Delibaş Mehmet, Derviş Mehmet, Şeyh Sait, Dersim… gibi ulusun birliğini ve cumhuriyet değerlerini ortadan kaldırmaya yönelik ayaklanmalara karşı kararlılıklarıyla CHP’yi CHP yapmışlardır. CHP gibi Kahramanlık destanları, çağdaşlaşma savaşımlarıyla kurulan parti çok azdır dünya tarihinde Kemal Bey. Bunun içindir ki oturduğunuz koltuğun tarihsel sorumluluğunu iyi bilmelisiniz.
Birkaç gün önce katıldığınız bir tv izlencesinde “Atatürk ülkede yaşayan herkesin ortak paydasıdır. Atatürk’e karşı çıkmak vatan hainliğidir.” demiştiniz Kılıçdaroğlu. Bu sözler yüzde yüz doğru. Atatürk’ü birazcık anlayan biri, İmralı gibi bölücü bir sürece kredi açmaz. Ya Atatürkçü olun ya da AKP ve bölücülerin etkisinde bir siyasetçi. Herkese şirin görünerek oy toplayacağınızı sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Atatürkçü bir siyasetçi şark kurnazlığıyla değil; kararlı, bilinçli, doğrultu tutarlılığıyla halkın karşısına çıkar.
AKP, Habur’da sıkıştı, oy yitirmeye başladı; “genel af” deyip devreye girdiniz. AKP kurtuldu. Anayasa değişiklikleri halkoylamasından geçti. Böylece Türkiye teokratik bir diktatörlüğün boyunduruğuna girdi.
Türban konusunda AKP çözümsüzlüğe saplandı, ortaya Kılıçdaroğlu çıktı ve bu sorunu da çözdü(?). Üniversitelerimiz tarikat ve cemaatlerin arka bahçesine dönüştü. Şimdi sıra ilk ve ortaöğretim kurumlarında Kemal Bey. Bu konuda da bir çözüm bulursunuz sanırım!
Oslo rezaletini halka anlatmakta güçlük çeken iktidarın imdadına yine Kemal Bey yetişti. Yaptığı açıklamayla AKP’yi rahatlattı. RTE de “Durmak yok, yola devam!” dedi.
Şimdi İmralı rezaleti, ulusumuzun kürek kemikleri arasına kama gibi saplandı. Kemal Bey, bu açıklamasıyla RTE’ye kredi verip el uzatmakta. Bu kadar da olmaz Kemal Bey! Siz AKP’nin can simidi, bölücü örgütün hamisi misiniz; yoksa CHP Genel Başkanı mısınız? Karar verin!
CHP’deki bu eksen kaymasına karşı parti üyelerinin önemli bir kısmının sessizliği yürek burkmakta. Dünyanın hiçbir koltuğu Türkiye’nin bağımsızlığından, ulusun birliğinden, yurttaşın özgürlüğünden daha değerli değil. Bu nedenle “Önümüzdeki seçimler yapılsın, duruma göre davranırım.” düşüncesi ve beklentisi Atatürk’ün partisinin üyelerine yakışmaz. Unutulmamalı ki bir ülkeyi küçük hesaplar uçuruma sürükler.
Ben de benim gibi düşünen tüm Atatürkçüler de ülkemizde kan akmasından yana değiliz. Ancak sorunu çözüyoruz, diye bölücü örgütün daha da palazlanmasına yol açacak girişimlere de karşıyız. Terörün nasıl çözüleceği konusunu daha önceki yazımla madde madde anlatmıştım. (Bkz. Terör Nasıl Önlenir? http://adiladalet.blogspot.com/2012/09/teror-nasil-onlenir.html)
Türkiye ve dünya gerçekleri doğrultusunda davranacak bir CHP’ye hem ulusumuzun hem de Ortadoğu’nun o kadar çok gereksinimi var ki…

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.