BU İDDİALAR DOĞRUYSALAR RTE KİMDİR? FARKINDA MIYIZ?

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BU İDDİALAR DOĞRUYSALAR RTE KİMDİR? FARKINDA MIYIZ?


Kimin eli kimin cebinde tanrı aşkına?
Aşağıdaki açıklamaları okuyunca kime inanacağımı bilemedim.
Bizimkiyle Putin arasında, gerçeği yansıtmayan açıklamalar yapmak konusunda bir fark da yok aslında.
Bu ikili tıpkısının aynısıdırlar.
Bakın Putin ne diyor? „Rus uçağı konusu, Paris’te yaptığım, neredeyse tüm görüşmelerde ele alındı. Tüm mevkidaşlarım beni dikkatle dinlediler ve çoğu, en azından Türkiye’yi tehdit etmeyen bir Rus uçağını vurmanın lüzumsuz olduğu konusunda benimle hemfikir. Mesele, Suriye’deki Türkmen halkını savunmak değil. Türkmenler işin bahanesi. Uçağımızı Suriye’den İŞİD petrol kervanlarını rahatça Türkiye’ye girişini sağlamak için vurdular. Son günlerde emri Erdoğan vermemiş diyorlar. Bunun artık hiçbir önemi kalmadı. Rusya’da ve özellikle Kafkaslar bölgesinde bizimle savaşan teröristler çoğu zaman Türkiye’de peydahlanıyor. Türkiye yönetimi himayesi altında bir süre saklandıktan sonra Rusya topraklarında terör eylemleri düzenliyor. Biz Türkiye yönetimiyle defalarca bu konuyu gündeme getirdik, Türkiye’den yardım görmedik.”
Erdoğan: “Türkiye DAİŞ’ten petrol alıyor yakıştırması ahlaki değil! (Putin’den IŞİD, bizimkinden DAİŞ H.A.)Yasal yollarla nereden petrol, doğalgaz alıyoruz hepsi bellidir. Terör örgütleriyle bu tür alışverişi yapacak kadar haysiyetsiz değiliz. Bunlar belge ile ortaya konulmalı bunları görelim. Bilgim dâhilinde böyle bir şey bugüne kadar olmamıştır. Bugüne kadar yasal yollardan petrol almışızdır. İftira ile bir yere varılamaz. DAİŞ terör örgütünden petrol alan kişilerden biri, Rus ve Suriye vatandaşı olduğu, Amerikan Hazine Bakanlığı tarafından söylenilen George Hasasi’dir. Önce bunu açıklasınlar. Böyle bir şey ispat edildiği anda bizim milletimizin asaleti şunu gerektirir. (Pes! Vallahi de billahi de pes! H.A.) Ben bu makamda durmam ama Sayın Putin’e diyorum, sen o makamda durur musun? Bugün bunu buradaki bazı liderlerle de paylaştım. Türkiye bir G-20 ülkesidir, bir kabile devleti değildir. Aynı masayı beraber paylaştığımız bir ülkenin, bize bu tür bir şey yapması hazmedilir değildir.”
Dikkat ettiyseniz; Putin’in Kafkaslardaki teröristlerin Türkiye’den peydahlandıkları, bir süre saklandıktan sonra Rusya topraklarında terör eylemleri düzenledikleri suçlamasına karşı herhangi bir karşı çıkma yok bizimkinde.
Suçlamalara İran ve Irak’tan kimi yetkili ağızlar da katılıyor ve bakın bizimkileri neler yapmakla suçluyorlar.
İran Petrol, Gaz ve Petrokimya Ürünleri İhracatçılar Birliği Başkanı Hasan Tacik: “Türkiye, ihtiyacı olan petrolün bir kısmını IŞİD’den temin ediyor. IŞİD, günde 700 ila 800 bin varil petrolü yarı fiyatına Türkiye’ye satıyor.” suçlamasında bulunuyor.
Irak eski ulusal güvenlik danışmanı Muvaffak Rubai ise diyor ki:
IŞİD’in son 8 ay içinde Türkiye karaborsasında 800 milyon dolarlık petrol sattı.
IŞİD petrolü uluslararası petrol fiyatının yarısından azına satılıyor.
Bu petrol ya Türkiye’deki rafinerilerinde işlenip yerel piyasaya ya da Akdeniz üzerinden dünya piyasasına satılıyor.
Petrol ticareti IŞİD’e oksijen desteğidir. Oksijeni keserseniz IŞİD boğulur.
Türk hükümetinin petrol kaçakçılığından haberdar olmaması imkânsızdır.
Tacirler karaborsa petrolü Türk istihbaratının ve emniyetinin himayesinde alıyorlar.
IŞİD militanlarının da sınırda ve İstanbul’daki hastanelerde tedavi ediliyorlar.“
Yenilir yutulur gibi olmayan, son derece ağır biçimde suçluyor bizimkileri Rübai.
„Bizimkiler; bizi yönetenlerdir.“ dememe gerek de yok zaten, siz anladınız onu.
Durum bu olunca suçlanan da „bizimkiler“ değil, onları başımıza saran „biz“ oluyoruz.
Bu gazeteci milletinin ikisini üçünü değil, dünyanın tüm gazetecilerini tıkacaksın ki damlara ancak o zaman kurtulacaksın ey kifayetsiz muktedir.
Bak; bu kez de ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner’e ne sormuş bunlardan biri:  ”Erdoğan ve ailesi ile ilgili sözlerinizi desteklemek için elinizde hiç kanıt var mı? Çünkü oğlu hayatında hiç çalışmamış ama milyarder birisi.”

Şimdi soruyorum: „Biz; ne yaptık, ne suç işledik de bu kifayetsiz muktedirlerin ellerine düştük?“
Bunlar yurtta barışın çanına çoktan ot tıkadılar. Sıra dünyada barışa geldi.
Farkında mıyız?
Ben; bu yazıyı gazetemiz ha-ber.com için dün, yani 1 Aralık 2015 günü hazırladım. Ancak; bugün, 2 Aralık 2015 günü şu haber çıktı karşıma.
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter: “Türkiye’nin hava operasyonlarının çoğu IŞİD’i hedef almamaktadır. IŞİD ile mücadelede Türkiye’nin daha fazlasını yapmasına ihtiyacımız var. ABD’nin IŞİD’e karşı oluşturulan küresel koalisyona liderlik etmesi önemlidir, ancak müttefiklere de ihtiyaç duyuyoruz. Türkiye’nin, IŞİD’in ortaya çıkmasından bu yana kontrol altına alınamayan sınırları kontrol altına alacak bir şekilde bölgesinde daha fazlasını yapmasına ihtiyacımız var.
Türkiye’den IŞİD’in yöneticileri ve destekçilerinin peşine düşmesini bekliyoruz. Havada ve karada daha aktif olmalarını istiyoruz. Hava operasyonlarının çoğu IŞİD’i hedef almıyor. PKK’yı hedef alıyor. PKK Türkiye’nin sınırları içindeki bir terör örgütü. Bu konudaki kaygılarını anlıyoruz, fakat IŞİD’e karşı daha fazlasını yaptıklarını görmek istiyoruz.”
Başkan Barack Obama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakın zamanda görüşmeler gerçekleştirdi., Bu bizim en önemli önceliklerimizden biridir. Onlardan daha fazlasını yapmasını istiyoruz. Türkiye, Suriye ve Irak’ın hemen yanında yer alan bir ülkedir. Türkiye’nin yeterince destek vermemesi ciddi bir mesele olur.”
Bu açıklamanın Putin’in, İran ve Iraklı yetkililerin Türkiye –IŞİD konusunda yaptıkları açıklamalarla ne kadar koşut olduğunu da fark ettik mi?
Bizimkilerin IŞİD’e neden saldırmadıkları da gün gibi ortada değil mi?
Ya da bizimkilerin IŞİD’i hedef alan Rus Savaş Uçağını neden vurduklarını nasıl anlayalım, nasıl yorumlayalım?
IŞİD’in petrolünü Akdeniz’de taşıyan gemicikler hangi tosuncukların acaba?
Kimlerdir bizim ellerde IŞİD’le milyarlarca dolarlık al takke ver külah ilişkisi içinde olanlar?
Kimlerdir?
Hâlâ farkında değil miyiz?
Yuh olsun o zaman bize! Yuh!
Benimki malûmun ilâmı oldu ama; ne yaparsın yazmadan da edemedim.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.