BU BİR SEÇİM YAZISI DEĞİL, GEZİ YAZISI

ABONE OL
18:23 - 01/10/2020 18:23
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BU BİR SEÇİM YAZISI DEĞİL, GEZİ YAZISI

Bugün Türkiye’de sonucu belli Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılırken, ben İrlanda’nın Donegal kentinde sabah saatlerinde bu satırları yazıyorum. Bir haftadır İrlanda adasında yollardayım ve politikadan uzak kalmak bana bayağı iyi geldi, bu nedenle seçimlerle ilgili tek bir kelime bile yazmak içimden gelmiyor. Bugün bir gezi yazısı yazmak istiyorum…



 
İNSANSIZ MODERNLEŞME
 
Uçak biletimi internetten aldım,
Uçuşuma bir gün kala internetten hangi koltuğa oturacağımı belirledim ve uçakta ne yiyeceğimin siparişini yine internetten verdim.
Tüm bilgiler bir barcode şeklinde akıllı telefonuma geldi.
Uçuş günü havaalanına gidip bir sisteme kendi ellerimle bavulumu verdim ve sistemin telefonumdaki barcode ile çıkardığı bavul etiketini yapıştırdım. Sistem bavulumu bir band üzerinden alıp götürdü. (Bu ana kadar bir insanla yüz yüze konuşma gereği olmadı)
Uçuş bölgesine girerken, insanlar sırt çantamı tarayıcıdan geçirdi. Burada ilk kez insanlarla muhatap oldum.
Daha sonra yine kendim pasaportumu bir tarayıcıya sokarak ve görüntülü yüz tarayan sistemden geçerek yine insansız polis kontrolünden geçtim.
Uçağa binerken,  yine kendim pasaportumu bir tarayıcıya sokarak uçağa bindim.
Uçağın kapısında hostesin selamlamasıyla ilk kez hava şirketinin bir elemanıyla yüz yüze gelmiş oldum.



 
Bu süreç bana ilk anda modernleşmenin güzel bir örneği olarak hoş gelirken, diğer yandan ürpertici geldi. Modernleşme ile insanların en önemli ve güzel özelliği olan sözlü human  iletişimi yitiriyoruz. Bakın metrolarda, kapalı yerlerde, hatta güzelim parklarda insanlar birbirleriyle sohbet etme yerine ellerindeki akıllı telefonlara dalmışlar, hiç bir şeyi göremiyorlar. Artık evlerde bile aile bireyleri birbirleriyle sohbet yerine ellerinde akıllı telefonlarla, İpad veya laptoplarla sanal aleme takılıyorlar. Bu dehşet verici bir durum bence. Neyse bu konuya fazla derinlemesine inmek istemiyorum, çünkü modern toplumlardaki insanlar arasındaki human iletişimin yok olması üzerine artık kitaplar yazılır…
 
 
DUBLİN


Dublin havalimanına indiğimde beni ilk şaşırtan şey her yerde İngilizce’nin yanında Gaelic denilen İrlanda dilinin halen kullanılmakta olduğunu görmek oldu. Kulağıma İskandinav dilleri gibi geldi. Daha havalimanında insanların ne kadar sıcak cana yakın olduğunu hissediyorsunuz. İrlanda’nın başkenti ve en büyük şehri olan Dublin, Avrupa Araştırma Raporları’na göre Avrupa’daki en yaşanabilir başkentlerden biridir.



 
Kentte dolaşırken her tarafta saksılardan sarkan çiçeklerle süslenmiş dışı rengarenk boyalı Publar görüyorsunuz. İrlandalılar içmeye ve eğlenmeye oldukça düşkünler gibi geldi bana..
 
Buraların tarihini dört cümle ile özetlemek isterim: MÖ 250 Keltlerin adaya gelişi,  MS  840 Vikinglerin şehri ele geçirmesi, 1170 Normanlar 1200 İngilizlerin istilası, 1921 İrlanda Cumhuriyeti’nin kurulması….
 
Dublin’de ilk dikkatimi çeken kiliselerin çokluğu oldu. Hemen hemen her semte dev bir kilise, bazı semtlerde bunlara ek olarak ta değişik dini hizmet veren binalar. Kiliseler o kadar çok ki herhalde artık dolduramama sorunu yaşandığından, giderlerinden kurtulmak için bazıları elden  çıkarılmış. Örneğin modern alış veriş merkezi haline getirilmiş eski kiliseler dikkatimi çekti.
 
Artık başka amaca hizmet veren kiliselere en çarpıcı örneği ise sanırım Dublin Camisi’dir.  1860’da inşa edilen Katolik kilisesi 1983 yılında Müslümanlar tarafından alınarak kiliseye dönüştürülmüş. Kilisenin ön cephesindeki haç yerine hilal konmuş ve ön cepheyi kaplayan cam haç yerine de Allah yazılmış. Kilisede kıble ön cepheye değil de yan cepheye denk geldiğinden mihrap o tarafta. Cami bahçesinde de helal gıda pazarı ve Kuran Okulu yapılmış.



 
Öte yandan Münih’te hayal edilen İslam Merkezi gibi Dublin’de dev bir İslam Merkezi projesi Mart ayında şehir idaresince kabul edildi. Katar emirliğinin desteği ile kentin kuzeyinde Clongriffin ‚de 6 dönüm araziye yapılacak merkezin yaklaşık 40 Milyon Euro’ya mal olacağı hesaplanıyor. Kentte yaklaşık 50 bin Müslüman yaşıyor. Aldığım istihbarat doğru ise İrlanda da 1472 Türk yaşıyormuş.
 
Sevgililer Günü’nün yaratıcısı San Valentine, Dublin’de bir kilisenin bahçesinde yatıyor. Öyküye göre 3’üncü yüzyılda yaşayan Valentine yılda bir gün halka ziyafet verirmiş ve bu ziyafet için kuşların birbirlerine eş seçtiği günü, yani 14 Şubat’ı seçermiş… Valentine öldükten sonra 14 Şubat ‘’Sevgililer Günü’’ olarak kabul edilmiş Ortaçağ’dan bu yana…



 
Oscar Wilde, James Joyce, Bernard Shaw, Samuel Beckett , Jonathan Swift  gibi dünyaca ünlü yazarların hepsi Dublin’lidir ve ‘’Yazarlar Müzesi’nde el yazmalarını görmeniz mümkün…
 
Christ Church Cathedral, Saint Patrick’s Cathedral, Dublin Castle, Kilmainham Gaol Historical Museum, National Botanic Gardens görülmeye değer yerler olarak sayabiliriz.
 
Dublin’den bu günlük bu kadar, haftaya size 1847 yılından beri Osmanlı’ya  şükran borcu olan Drogheda kentini anlatacağım…




Ahmet İNCEL 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.