BOP PROJESİ TÜRKİYESİNİN GELECEĞİ

ABONE OL
17:59 - 01/10/2020 17:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BOP PROJESİ TÜRKİYESİNİN GELECEĞİ

21. Yüzyıl, emperyalizmin gerçek yüzünün kâğıt üzerinden uygulamaya konulduğu Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da başlatılan İslam’ın İslam’ı katlettirme dönemi kara bir leke olarak insanlık tarihinde yerini almıştır.

Dünya’da mazlum ülkelere örnek olacak bir ulusal bağımsızlık savaşında emperyalizmin yenileceğini kanıtlamış Türkiye Cumhuriyeti’nin bu kirli ve kanlı projenin bir parçası olması da Türkiye tarihinde de bir karşı devrim lekesi olarak yerini almıştır.

Mazlum ülkelerin doğal zenginliklerini desteklediği ve iktidar yaptığı yerli işbirlikçilerle sömürmek yerine doğrudan el koyma projesini iki binli yılların başına kadar reddeden Türkiye Cumhuriyeti AKP iktidarı ile bu projenin bir parçası olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti, Kurulduğundan beri bir devlet ilkesi olarak benimsediği Yurtta Barış-Dünyada Barış ilkesi çiğnenerek Ortadoğu’da komşularımızın içişlerine karışarak İslam’ı İslamcılarla yok edilmesine taşeronluk etme görevini üstlenmiştir.

Bu görev Sovyet Bloğunun dağılmasından başlayarak, Ortadoğu’nun ve neredeyse dünyanın en güçlü Devleti ve ordusu olan Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü kırma planları 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle bile ulaşamasa da önemli bir aşama kaydetmişti. 

Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde ABD’nin ilgi alanına alınarak projelerine almalarının çok yönlü nedenleri vardı.

Eğitim düzeyinden, iktidar tutkusunun her ödünü vereceği tespitinden, zaaflarından başka kurtuluştan beri İngiliz Tali Cemiyeti ekolünden gelen işbirlikçi tarikat ve etnik ayrılıkçılarının mirasçılarıyla bir koalisyonla Erdoğan’ı tercih etmeleri rastlantı değildi.

Birbirleriyle didişen, savaş halinde olan tarikatçıların birlikteliği sağlanarak ABD güdümüne alınması yanında ırkçı söylemleri ile ikinci dünya savaşında Hitler yanında yer alan Turancıların, sonradan Milliyetçi Hareket Partisi olarak MHP’nin Bahçelisi ile bu projeye eklenmesi de sağlanmıştı.

MHP’nin bu gizlenmiş görevine karşı çıkanlar ya partiden dışlanarak ya da milliyetçiliğinden ödün vermeyi sindiremeyerek projeye çomak sokmak isteyenler, AKP yargısıyla seçimlere bile girmesi önleneceği sırada CHP’nin AKP’yi ve MHP’yi çıldırtan hamlesi, İYİ Parti adaylarıyla boşa çıktı.

Seçimlerden sonra el öpmeler, kutlamalar ardından İYİ Parti Kurultayının tavrı AKP’nin milletvekillerini meclisteki oylama kaygısını umursamamasından Akşener’in tasfiyesinin sağlanacağı ortaya çıktı.

Baykal’ın bu projeye katkısı, muhtar bile olamayacak Erdoğan’ı başbakan yapmasına rağmen bugün her türlü desteği verdiği Gülen ve Erdoğan ortaklığında kaset komplosu ile halef olarak seçtiği Kılıçdaroğlu’nun başarısızlıklarını bahane ederek kendisi olamasa da kendi yandaşlarını CHP’nin başına getirme hareketini başlattı.

CHP, nerede yanlış yaptık irdelemesi yerine, sen kalk ben oturursam düzeltirim dayatması ile parçalanma aşamasına taşımaları sadece CHP’ye değil Türkiye’ye zarar verir.

Hani hatırlarsanız SHP Genel Başkanlığında bir restoranda partililerle yemekte garsonun;
” yemek siparişi sorunca” İnönü; ”Biz Sosyal Demokratlar yemek yerine birbirimizi yeriz!” Esprisi bugünlerde bile cuk oturmakta.
CHP hem dünya hem de dünya siyaset tarihinde önemli bir özelliği vardır:
CHP Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucu partisidir.
Çok partili bir sisteme geçen Türkiye’de CHP dışında iktidar olmuş DP, YTP, AP, ANAP, DYP iktidardan düşünce yok olup gittiler. AKP’ de iktidardan düşünce kesin yok olacaktır.
O nedenle iktidarı vermemek için her türlü yasal olmayan yolları deneyecektir.
Ama CHP, sonsuza kadar yaşayacaktır.
Çünkü CHP diğer partiler gibi dışarının görevlendirdiği işbirlikçilerin kurduğu parti değil, emperyalizmi bileğinin gücüyle yenenlerce kurulmuş partidir.
Hem CHP’liler hem diğerleri bu gerçeği bilmek zorundadırlar.
Eğer AHİM Erdoğan’ın diplomasını yok sayarsa devletimizin Erdoğan’ca imzalanmış uluslararası sözleşmelerin hükmü kalır mı?
Ya da Batı çıkarları için AHİM’ e yön verebilirler mi?
Bekleyip göreceğiz…

Yıldız AKALIN

Not.
Gerek Almanya’da gerekse Türkiye’de yaz sezonu başladığından okumaya pek zaman bulunamadığı gerçeğinden yola çıkarak ben de yazılarıma bir süre ara vereceğim.
Tekrar buluşmak umuduyla selamlar, sevgiler…Y.A.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.