BİZİM USTA BAŞKA USTA

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Uzun yıllar arkadaş, dost olan haftada en az üç kez bir araya gelen İskenderunlu İskender ile Yozgatlı Ahmet’in arasında geçen ilginç tartışmaya tanık olmuştum.
Bir konu hakkında konuşurken İskender:
”Ahmet Usta” diye seslenince Ahmet öfkeyle İskender’e çıkıştı:
”Terbiyeli ol, bana usta diyemezsin!” Şaşırdık.

Hem İskender hem de ben ustanın ne anlama geldiğini, sözlük karşılığını anlatmaya çalıştık ama Ahmet’i aydınlatamadık.
Sonunda Ahmet kızgınlığına açıklık getirdi:
”Bizim oralarda usta diye keçi b……ne derler!”
İlk kez işitmiştim. Ne zaman usta sözcüğü duysam Ahmet’in öfkesini anımsarım.
Son günlerde usta-çırak-kalfa sözcükleri her alanda, özellikle siyasi arenada konuşulur olunca daha özenli araştırmak gereksinimini duydum.
Dil konusunda titiz olan dilbilimcilerinin hoşgörülerine sığınarak sözcüklerin açılımını yapmaya çalıştım.
Usta kime denir?
Bir zanaatı (mesleği) gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse. (TDK)
Ustalık nedir?
Usta olma durumu, beceriklilik, el uzluğu, maharet kazanma. (TDK)
Usta olmak için hangi evrelerden geçilir?
Çıraklık dönemi
Kalfalık dönemi
Ustalık dönemi
Çıraklık: Bir zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışmak, yamaklık.
Kalfalık: Çıraklıktan sonraki mesleği öğrenme, beceri kazanma dönemi.
Ustalık: Öğrendiği zanaatı (mesleği) başkalarına gereksinim duymadan yapabilme.
Ben usta oldum demekle usta olunur mu?
Ustalık,”ben usta oldum” demekle kazanılmaz. Ustalık, ustalar tarafından verilir.
Siyasette ustalık için belirli aşamaların yanında belirli melekelere sahip olmak gerekliliği vardır.
Önce hoşgörülü olmak gerekir.
Sağlam bir sinir sistemine sahip olmak gerekir. Bu da aldığın kültürle doğru orantılıdır.
Ağzından çıkanı kulağının duyması gerekir. Taşra kabadayısı gibi her aklına geleni söylemek belki o seviyedeki insanları hoşnut eder ama makamını, o ülkenin değerini düşünür.
Danışmanlarının yazıp eline tutuşturdukları konuşmayı teknik sayesinde sanki aklından geçenleri konuşuyor gibi aynadan okuyabilirsin. Ama okuduklarının anlamını bilmek gerekir.
Ayrıca siyasette ustalık kaşarlanmışlık değildir. Olgunlaşmaktır, hatalarından ders çıkarmadır, kendisini geliştirmektir.
Çağdaş, demokrat bir hukuk devletinin siyaset adamı, üstelik ülkeyi yönetecek konumdaysa sadece kendi partisine oy verenlerin değil, tüm ülkenin, kendisine oy vermeyenlerin de yöneticisi, hükümeti olduğunu unutmaz, sözlerini, icraatlarını ona göre yapar.
Çağdaş bir siyasetçi dini kendi siyasetine asla araç olarak kullanmaz. İnsanları dinlerine, mezheplerine göre ayırmaz, ayrıcalık yapmaz.
Çağdaş siyasetçi, ibadetini reklam aracı olarak kullanmaz. Gittiği kiliseye, tahraya, camiye medyayı da alarak kendisi ve inandığı tanrısı arasında kalması gereken ibadeti gösteriş olarak kullanamaz.
Basın özgürlüğünü korumak ve geliştirmek çağdaş ülkelerin temel görevidir. Basının görevi ülkede olanları halka iletmektir. Basın iktidara ters gelen haberleri de vermekle yükümlüdür.
Basının yandaşlardan oluşması, muhalif yazarların baskı altına alınmaları ancak dikta yönetimlerde olur.
Zaten dürüst gazeteci kalemini çıkarı için kullanmaz. Her devire göre yazanlara fırıldak derler ki, böylesi yazarlara güvenen nice sığ siyasetçi iktidardan düşünce ilk saldıranın kendi yalakası olduğunu görünce apışır kalmıştır.
Gerçek usta siyasetçi şeffaf olur. Sıradan bir memurken, siyasete atıldığında edindiği mülkün hesabını verir. Aşırı servet artırımının kaynağını gösterir. Eleştirenlere, sorgulayanlara hakaretler edemez.
Sinirlendiği, sorgulamaya karşı çıktığında kuşkuları haklı çıkarır.
Nerede buldun yasasını kaldırarak kendi yolsuzluklarını örtmek, halkın gözünden saklamak kuşkularını haklı çıkarır. Çocuklarının ve yakınlarının servet edinmeleri iktidardayken saklanır, araştıranlar susturulur ama ileride mutlaka ortaya çıkarılır ve o siyasetçiden hesap sorulur.
İktidarı kazanmada her türlü yardımı yapan velinimetin bir ülkenin büyük elçileri ”başka ülkelerde gizli hesabı var” diye kriptolar gönderdiği açığa çıkınca, bu bilgiyi gönderenler yerine bu haber değeri olan bilgiyi gazetelerinde haberleştiren gazetecilere, milletin vekili olan milletvekillerine, muhalefet liderine hakaret etmek yerine, onları tehdit etmek yerine o bankalardan hükümetler aracılığı ile alacağı belgelerle kendini aklarsa daha inandırıcı olur..
Dürüst ve usta siyaset adamının tavrı böyle açık olmalıdır.
Başka bir partinin genel başkanına yapılan benzer suçlamaya karşı o ülkelerden getirttiği resmi belgelerle kendini aklamıştı.
Usta siyasetçi her şeyi ben bilirim havalarında olmaz. Mimarlık, şehir planlaması, sağlık, eğitim, diplomasi o konunun uzmanlarınca yapılır.
Sanatı, sanatçıyı kendi dini inançlarına göre değerlendirmeye, onlara yön vermeye, sanat yaratıcılıklarını kısıtlamaya sadece diktatörler kalkışır. Heykeli put, sanatçıyı asalak gören düşünce ilkel, çağdışı bir kafanın ürünüdür.
Usta siyasetçi muhalefeti demokrasinin olmazsa olmazı kabul ederek, onların eleştirilerini dikkate alır.
Muhalefetle fikir tartışmasından çekinmez.
Usta siyasetçi yeteneğine, bilgisine, daha önemlisi kendi kişiliğine güvenerek medya karşısına muhalefet liderleriyle medenice çıkarak tartışır.
Bir ülkede bunlar olmuyorsa o ülke demokrat, çağdaş bir ülke olamaz.
Muhalefetten kaçan iktidar lideri ya bilgisine güvenemiyordur ya da demokrat değildir.
Usta siyasetçi alçak gönüllü olur. İçtenlikli olur.
Her şeyi ben bilirim yanılgısına asla düşmez.
Mevlana’ya sormuşlar:
”O kadar yazarsın, o kadar okursun ne bilirsin?”
Mevlana yanıtlamış:
”Haddimi bilirim.”
Haddini bileceksin!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.