BİZ Mİ YENİYORUZ

ABONE OL
11:52 - 23/10/2020 11:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BİZ Mİ YENİYORUZ

 
Hastalıkların zorlu mücadeleleri, tedavi sürecinin acıları, ıstırap ve sıkıntıları bitip de kurtulunduğunda, bir güvenç, bir kibir geliyor bazılarına. Evet ortada bir başarı var gerçi ama tek başımıza mı başarmış oluyoruz iyileşmeyi, tek başımıza mı yenmiş oluyoruz hastalığı, her şeye rağmen mi?!
 
Doktorların hiç mi payı, katkısı, çabası, gayreti yok? Hele de Allah’ın takdirinin hiç mi önemi yok?
 
Allah nasip etmemişse, doktorları vesile kılmamışsa, kaderimizde yoksa, istediğimiz kadar çabalayalım, zafer kazanmak mümkün değil!
 
Pek çok kişide, özellikle de kanser hastalarında üzülerek görüyorum ki süreç bitip iyileştiklerinde, herkesi, her şeyi unutup sadece kendi başarısıymış gibi, YENDİM diyerek sevinç çığlıkları atıyor.
 
Evet, sevinmemek mümkün değil, sadece kendimiz için de değil, her kim olursa olsun, tanıyalım tanımayalım her kurtulana, her iyileşene hepimiz seviniyoruz. Allah kimseye vermesin, kimseye yaşatmasın o çok zor süreci ve herkesi en kısa sürede sağlığına kavuştursun ama YENDİM diyenler çok tuhafıma gidiyor, çok yadırgıyorum.
 
Çok şükür ki ikinci bir kanserden de, önce Allah’ın izni, sonra doktorların gayret ve tedavisi sonucu kurtulmuş olduğumu öğrendim dün.
 
Bu defa da kendimi pek katamıyorum işin içine, çünkü benim pek fazla katkım olmadı bu tedavi sürecine de, olamadı daha doğrusu. Bana düşenini, bana verilen görevi yine yeterince yerine getiremedim ne yazık ki. Sadece acılarına, sıkıntılarına katlanma sabrını, isyan etmeme başarısını gösterebildim.
 
İlki hele yaşanmadıkça anlaşılamaz zorluktaki bir süreçti. Tek başıma hastanelerde sürünmek, son derece ağır gelen tedavilere katlanmak, tek başıma mücadele etmek, üstelik son derece berbat bir durumdayken, hem alışveriş, hem ev işi, hem yemekle uğraşmak, hatta bazen adım atacak halim bile yokken… Bir de eklenen vefasızlıklar, vebalıymışım, bulaşırmış gibi kaçışların da acısı ve üzüntüsüyle yaşamak o süreci…
 
Bir başka organda, ilkinden bağımsız, yeniden oluştuğunu öğrenmek, ilkinden tamamen kurtulduğumu öğrendiğim birkaç saat önceki sevincimi boğazıma düğümlemişti…
 
Çok üzülmüştüm tabii, sevincimi bir gün bile yaşayamamıştım henüz ama isyan da etmedim; niye ben, niye hep bana diye hesap da sormadım. Çünkü biliyorum ki bir yanıyla hasta açısından, diğer yanıyla çevresindekiler açısından, hastalıklar da bir sınav. Ayrıca, herkesin başına gelebilir, benim başkalarından bir ayrıcalığım olmadığına göre, benim başıma gelmiş olması da, son derece doğal.
 
Bu konudaki ikinci sınavım başlamıştı; demek ki bu konuda bana teneffüs hakkı yoktu, sevinç süresi verilmemiş, sevincimi doyasıya yaşamam da yasaklanmıştı ama Allahtan gelene amenna, hikmetinden sual olunmaz. Mücadele tabii ki olacak, tabii ki her çareye başvurup çözüm arayacağız, tevekkülle boyun eğip de kötü sonu beklemeye terk etmeyeceğiz kendimizi…
 
Hadi bakalım Reyhan, ya Allah, ya bismillah, yeniden başlıyor sınav ve savaşımın diyerek, bu defa da beni bu illetten kurtarması için dua ettim Allaha. Yine yanımda hiç kimsem olmasa da, kendisinin tek kimsem oluşundan, yine daha öncesinde de olduğu gibi kendisine sığınarak, yanımda ve yardımcım olmasını, ellerimi tutmasını diledim.
 
Yine güvendim, yine inandım…
 
Ardından da aynıyla doktoruma… Çok da güven telkin ediyor, çok moral veriyordu çünkü… Ancak öz kardeşim olsa, bu kadar candan olur, bu kadar ilgili olurdu. Öyle güven vermiş, öyle inandırmıştı ki beni bunu da başarıyla ve birlikte atlatacağımıza, daha öğrendiğim anda, yarı yarıya iyileşmiştim adeta!..
 
Bu defaki mücadele süreci ilki kadar zor olmadı, daha doğrusu bunda o bedenimi mahveden, dolayısıyla da ruh sağlığımı da derinden etkileyen, korkutan, acıyla kıvrandırıp yaşamdan bezdiren kemoterapiler, radyoterapiler, elektroşoklar yoktu. Dolayısıyla da saçlarım, tırnaklarım, kaş ve kirpiklerim de dökülmemiş, mide bulantıları ve kusmalarım da yoktu, mide ağrılarım ise, o denli dayanılmaz değildi. O nedenle de, diğer sıkıntılara katlanmak, ilki kadar zor olmadı. 4 kez yinelenen operasyonla, çok şükür bunu da sonlamış oldum.
 
Evet çok zorlandım, çok mücadele ettim, en zoru da tek başınalıktı ama yine Allah yardım etti, yine gayret, kuvvet ve dayanma gücü verip doktorumu ve beni başarıya ulaştırdı…
 
O nedenle, diğer etkenleri, hele de Allah’ı yok sayarak YENDİM diyemiyorum zafer çığlıkları eşliğinde.
 
YENDİM diyenleri de kınıyorum…
 
Yazımın başlarında da sözünü ettiğim YENDİM diyenler yanı sıra, bazıları daha da ileri giderek, “Ey bu kaderi yazan, sildim senin yazını, bozdum adına kader dediğin oyunu. Bu defa kendim yazacağım yazımı, baştan ve tertemiz bir sayfada, güzelliklerle, sağlıkla!..” diyerek ya da benzer sözlerle seslenip adeta kafa tutuyor yaratıp yazana!..
 
Gülüyorum…
 
Duymasalar da, yanıtlamadan duramıyorum: Madem o kadar güçlüydün, haşa Allah’la bir, hatta daha üstün görüyordun kendini, neden zamanında yazmadın yazını ya da zamanında düzeltmedin, hastalıkları, acıları neden silmedin yaşam sayfandan?! Çok daha öncesinde, neden kendin gönlünce yazmadın da, yaratana bıraktın ya da neden öğrendiğin anda yok etmedin de, o zor süreci yaşadın, neden bu kadar bekledin, acımadın mı kendine ve çevrendekilere, yoksa mazoşist misin, zevk mi aldın o acılardan?!
 
Peki şimdi emin misin bir kez daha başına gelmeyeceğinden, hatta daha beterinin gelmeyeceği ve bu defa da, yine kendi tabirinle yenebileceğinden?!
 
Dilerim Allah kimseye kötü yazılar yazmamış olsun, dilerim sınavlarımız kolay olsun, dilerim hep yardımcı olsun da, başarıyla çıkalım her sınavımızdan.
 
Allah herkesi esirgesin, hangi hastalıktan olursa olsun, şifa bekleyen herkese, en kısa sürede, daha fazla acı çektirmeksiniz şifa versin.
 
Allaha emanet olunuz efendim, Allah her zaman, her konuda yanınızda, yardımcı ve ellerinizi tutuyor olsun.

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.