”BİZ ALMANYALIYIZ, BUNU KABUL ETMELİYİZ”

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Almanya Türk Toplumu’nun (TGD) Hamburg kentinde 27.12.-28.12 tarihlerinde düzenlediği temsilciler kurulu toplantısı sonucunda özetle alınan kararlar yukarıdaki tümceyle sonuçlanmış.

Toplantı sonucunda yapılan açıklamada 7 maddelik bir de karar metni hazırlanmış ve bu şekliyle kamuoyuna duyurulmuş. TGD Genel Başkanı Kenan Kolat’ın facebook da yapmış olduğu bu 7 maddelik metinler kısaca şu şekilde.

1) Biz yerliyiz (Wir sind Inländer/innen).
2) Çocuklarımızın eğitimi için her şeyi yapmalıyız (Alles für eine bessere Bildung unserer Kinder tun).
3) Alman vatandaşlığını alın (Werdet deutscher Staatsbürger/innen).
4) Siyasi partilerde örgütlenin (Werdet Mitglied in den Parteien).
5) Sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını destekleyin (Unterstützt die Arbeit der MSO).
6) Birbirinizi destekleyin (Unterstützt euch gegenseitig).
7) Yapmış olduğunuz olumlu işlerden bahsedin (Spricht über die guten Dinge, die Ihr tut)

Elbette bu ülkede çocuklarımızın en iyi şekilde eğitimlerini alabilmesi için veli olarak, toplum olarak, sivil toplum kuruluşları olarak her türlü desteği vermeliyiz. Bunun yanı sıra Alman vatandaşlığına geçmeyi sürdürmeliyiz. Toplum olarak Almanya’da daha etkili olabilmemiz için demokratik partilere üye olmamız ve partilerde aktif çalışmalar yapmalıyız. Bunlar toplum olarak başarılı olmamız için olmazsa olmazlarımızdandır ve mutlaka yapmamız gerekir.

Fakat bu 7 maddelik karar metninin birinci şıkkında saklı olan ve bizzat TGD genel başkanı Kenan Kolat tarafından özetlenen “Biz Almanyalıyız, buralı olduğumuzu kabul etmeliyiz” tümcesi beni ve sanırım bir çok insanı şaşkınlığa düşürmüştür, şaşkınlıktan da öte rahatsız etmiştir.

Sahi, siz anladınız mı neyi kabul etmemiz gerektiğini? Göç tarihinin 50’inci yılını yaşadığımız şu günlerde, mevcut Türk kökenli insanların yaklaşık üçte biri Alman vatandaşlığını seçmiş ise (yaklaşık 2.6 milyon Türk kökenli insanların 0.7 milyonu Alman vatandaşı) daha neyi kabul edeceğiz ki?

Türklerin büyük bir çoğunluğu yatırımlarını burada yapma kararı almış iken; Almanya’da 70.000 üzerinde Türk kökenli şirketler var iken; Giderek artan bir oranda bilgiye dayanan hizmet dallarında, ara malları üretiminde, endüstri hizmetlerinde ve yüksek teknoloji çözümlerinde hizmet verirken; Bir milyona yakın insana istihdam sağlamış iken; neyi kabul etmiyoruz da artık kabul etmemiz gerekiyor ben anlamış değilim.

Bu tür yaklaşım Türk Sivil Toplum kuruluşlarının kronikleşmiş “hastalık” belirtilerindendir ve kendi kendimizi suçlamadan öte gitmeyen bir vurgulamadır. Elli yıldır hala daha misafir işçi statüsünden öte geçmeyen değil, geçirilmeyen; kabul etmeyen değil kabul görülmeyen bir topluma yükleniyoruz ve diyoruz ki: “Biz Almanyalıyız, bunu kabul etmeliyiz.”

Farz edelim ki şimdiye kadar bunu kabul etmedik ve TGD’nin bu açıklamasından sonra Almanyalı olduğumuzu hatırladık ve kabul ettik; kabul edilecek miyiz pekala? Ve nedir bu kabul edilmenin kriterleri?

Dr. Ali Sak

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.