BİTİŞİN AYAK SESLERİ

ABONE OL
18:00 - 01/10/2020 18:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BİTİŞİN AYAK SESLERİ
 
Sen bilimi, dogmaya feda edersen, bilim senden onun acısını öyle çıkarır ki; ummadığın anda donar kalırsın. Tıpkı doğanın intikamı gibi…
 
AKP Genel Başkanı, Diyarbakır’da, televizyonda başkalarının yazdığı konuşmayı promterden kafadan konuşuyormuş gibi okurken dondu kaldı.
Dinleyenler TV ekranı dondu sanarak bekledi.
AKP Genel Başkanı da düzeltilir diye bekledi.
Başına gelen ilk olay değildi…
 
Yüzündeki şaşkın, gözlerindeki çaresiz bakışında o kibirli, o kendini doğa üstü sayan asrın lideri gitmiş, yerine çaresiz, yorgun, unutkan, tarihleri karıştıran biri gelmişti.
 
Yandaş siyasetçilerin pohpohuna öyle inanmıştı ki, adına günde iki rekât namaz kılınması gerekli bir evliya sanıyordu kendini…
Hızını alamayan bu yağcı tayfası methiyeyi öyle seviyelere yükseltmişlerdi ki; ”Allahın bütün vasıflarını üzerinde toplamış bir İlah” olduğuna bile inandırmışlardı onu.
Ruhlarına sinmiş ”Metal Yorgunluk ” sadece belediye başkanlarında değil kendisinde de görülüyordu.
 
Demirel’in okullarını kendi yapmış gibi gösterirken, 1981 yılında üniversite diploması aldığını iddia ettiği üniversitenin 1983 yılında kurulduğunu savununca diploması da siyasetinin sanallığında kalakaldı. Tıpkı, promter gibi.
 
Yine adrese teslim yandaş kiralık gazetecilerin sorularına kendini öyle kaptırmıştı ki, camdan ne yazıldığını bilmeden okurken; ”Ben 75 öğrencili sınıflarda okuduğum zaman tek partili dönemdi. Yani CEHAPE’nin iktidarda olduğu dönemdi.” Diye konuşurken Cumhurbaşkanı koltuğunda böyle birinin oturmasının tehlikesini tüm Türkiye dehşetle izlemekteydi.
Erdoğan 1954yılında doğduğunda iktidarda Menderes’in DP’si vardı. Tek parti döneminde daha doğmamıştı.
 
Yandaş bir rektör yardımcısı kendi varlığını bile inkâr ederek:
”Ben, cahil halkın ferasetine güveniyorum.” Dediğinde, Erdoğan’ın ”KİNDAR NESİLLERE ‘‘umut bağlamasının Kendi İslam anlayışı olarak dayatmasının yağcılığı yanında hedefledikleri halk tipi özlemiydi.
”Sorma, sorgulama, sadece biat et..”.
 
Teknik okullara alternatif olarak İmam Hatip Okullarını koyarsan
Devlet kadrolarını geçmişten ders almadan inadım inat diyerek tarikat militanlarıyla doldurursan
Hayvanat Bahçesi müdürünü, Türkiye Bilimsel ve Teknik a-Araştırma Kurumu’nun (TUBİTAK) başına getirirsen,
Bilal’le para sıfırlamanızın kayıtlarına montaj kararı verir ama üç maymunları oynamayı bilime kurban edersen; aklın yarattığı bilim bunu sana da ödetir…
 
En lüks ve en pahalı uçaklarla uçmayı, bin yüz elli odalı saraylarda oturmayı, halkın karşısına üç bin korumayla, sahil kentlerine denizaltı, hücum botları ile takviye gölgesinde miting yapmayı güç ve kudret gösterişi yaparken
Bilimi küçümseyerek, parayı bastırarak tekniği tepe kullanmaya kalkarsan bilim sana öyle bir bedel ödetir ki onun karşısında donar kalırsın.
Meydanları devletin tüm olanaklarını kullanmasına rağmen eskisi gibi dolduramıyor.
Bitişin ayak sesleri bu..
AKP toplantısında Muharrem ince’yi eleştirirken kendisini alkışlayan 2. Ordu komutanını kınayan
Muharrem İnceye yanıt verirken;
”Ben sadece o paşanın değil herkesin paşasıyım. Ben paşaların paşasıyım” Demesi bir SİVAS deyimini anımsadım:
Poşayı, paşa yapmışlar, o da ormandan geçerken ağaçları görünce iç geçirmiş:
”Bu ağaçlardan amma da kasnak olur ha!”Demiş….
Kibir numarasına yatıp, muhalefetle TV’lerde neden tartışamadığını halk anladı artık.
Ne kadar kaçarsan kaç, insanlar uyandı:
Takke düştü kel göründü.
 
YILDIZ AKALIN

 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.