BİRLİK OLMAK

ABONE OL
18:45 - 01/10/2020 18:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu başbakanı, hükümetini ve partisi AKP’yi sarsmış, ne yaptıklarını, ne söylediklerini bilmez bir hale getirmiştir. Özellikle başbakan, sürekli bağırarak ne kadar itici olduğunu tüm topluma göstermektedir. Siyasi iktidar, 30 Mart yerel seçimlerinden zaferle çıkmak için yine şov yapmaktadır. Bu şovların ardından da, her türlü seçim hilesine başvurmaktan geri kalmayacaktır.

5 Mart 2014 tarihinde Akşam Gazetesi’ne röportaj veren AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı, İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem; “Seçim sonuçlarını YSK’den önce duyuracaklarını belirterek, rakamların arasında fark olması durumunda itiraz edeceklerini” açıklamıştır. Ekrem Erdem açıklamalarına şu sözlerle devam etmiştir: “Biz işlerimizi tesadüflere bırakmayız. Yani her ihtimali düşünmek durumundayız. Tedbirlerimizi ona göre alıyoruz. Bugün de teşkilatımıza, sandığın kuruluşundan tutanağın alınmasına kadar geçen sürede yapılacakları anlattık. Bu işin önemli olduğunu, sandık tutanakları sağlıklı tutulamazsa, yapılacak yanlış tasarrufları önleyemeyeceğimizi izah ettik. Seçim sonuçları elinizde olursa, bunlar ne yaparlarsa yapsınlar hiç önemli değil. YSK’nin sonuçlarıyla bizim tespit ettiğimiz sonuçlar arasında fark olursa, itiraz edilir. Belgeler elimizde olunca, YSK’nin rakamlarının farklı olması da hiç önemli değil. Bir kaçak göçek varsa, bunlar bulunur zaten.”

Siyasi iktidar, özellikle 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra oylarının düştüğünün farkındadır. Üstelik ekonomik kriz, açlık, işsizlik ve hukuksuzluk da almış başını gitmektedir. Başbakanın hırsı ve öfkesi bu düşen oylar yüzündendir. İktidar bittiği anda, yüce divan yolunun açılacağının farkındadırlar. Zaten istifa eden bakanlar hakkındaki fezlekeler de, yolun sonunun geldiğini göstermektedir.

Eğer seçim sonuçları istedikleri gibi olmazsa, YSK’nin açıkladığı sonuçlar, kendi sonuçlarından düşük olursa, AKP Genel Başkan Yardımcısının açıklamalarının ardında bir ayaklanma olasılığı söz konusudur. İşte seçime az bir süre kala, ülkemiz üzerinde yine oyunlar oynanmaktadır. Bu oyunların benzeri, 12 Eylül 1980 öncesinde de görülmüştü. Toplumun iyiniyeti ve hoşgörüsü ile şimdilik bu oyunlar boşa çıkarılmaktadır. Ancak emperyalizm sürekli bu konuda çalışarak, din, mezhep ve ırk ayrımcılığı yaparak, hedeflerine ulaşmak istemektedir. Zaten PKK terör örgütüne verilen tavizler sonucunda, bölünmenin gündemde olduğu bilinmektedir.

Taksim Gezi Parkı olaylarının son kurbanı 15 yaşındaki Berkin Elvan için birçok kentte yapılan gösterilere, polisin orantısız güç kullanımı ile gelişigüzel plastik mermi, su ve gaz kullanması damgasını vurmuştur. Bu olaylarda az da olsa kışkırtıcılık ve tahrik de görülmüştür. Demokratik haklarını kullananların, hiçbir kışkırtma ve tahrike kapılmadan eylemlerini büyük bir olgunluk içinde yapmaları gerekir.

Berkin Elvan’ın cenazesinden sonra İstanbul Okmeydanı’nda çıkartılan olaylarda, 21 yaşındaki Burakcan Karamanoğlu adlı gencimiz hayatını kaybetti. Tunceli’de ise bir polis memuru, biber gazından hayatını kaybetti. Bu ölümler üzerinde düşünülmesi gerekir. Bu arada vatan savunması için öldürülen onbinlerce insanımızı da unutmamalıyız. 7 Mart 2014 tarihinde Şırnak Uludere ilçesi Ortasu Köyü yakınlarında şehit edilen Jandarma Uzman Çavuş Musa Somay’ın, yazılı ve görsel basında yeterince yer alamaması da düşündürücüdür. Yurttaşlarımızdan herhangi birinin ölümü ya da yaralanması, toplumu silkelemelidir. Ülkemiz üzerinde oynanan emperyalist oyunların hepsine karşı duyarlı ve kararlı olmak zorundayız.

14 Mart 2014 Cuma günü Gaziantep’te yaptığı konuşmada Berkin Elvan’ı ve ailesini suçlayarak, ‘terörist’ diyen başbakan, Burakcan Karamanoğlu’na ise sahip çıkmıştır. Her zaman yaptığı gibi, yine toplumu ayrıştırmak isteyen başbakana en güzel yanıtı, Berkin ve Burakcan’ın babaları, birlik mesajıyla vermiştir. Tabii anlamak isteyene..

Bütün bu karışıklıklar içinde TBMM’den geçirilen hukuk ve demokrasi dışı yasalar, Çankaya noteri tarafından birer birer onaylanmaktadır. Faşist baskıların arttırılarak, ülkemizin geleceğinin karartılmak istendiği günümüzde, özellikle sokak olaylarında çok dikkatli ve bilinçli olmak zorundayız. Ülkemizin bir iç savaşa doğru sürüklenmek istendiği bu sıkıntılı günler, ancak birlik ve beraberlik ile aşılabilecektir.

Bu karanlık gidişe son vermek için güçlerimizi tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığında birleştirerek, örgütlenmeli, birlik olmalı ve mücadele etmeliyiz. Örgütsüz toplumlar her türlü kışkırtmaya alet olabilirler. Ülkemizi bu karanlık günlere getirenlerden, yolsuzluktan beslenenlerden ve vatana ihanet edenlerden hesap sormalı ve yargılanmalarını sağlamalıyız.

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.