BİRAZ DAHA GAYRET

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

7-11 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen ve 180’den fazla ülkenin katılım sağladığı Berlin ITB Turizm Fuarı’nda ülkelerin, artan turizm pazarından daha fazla pay alabilmek için birbirleriyle yarıştılar.
Türkiye’den katılım geçen yıllara göre artmış durumda. Fuar’a katılım Türkiye genelini kapsaması olumlu gelişme. Urfa’nın, Nevşehir’in, Ankara’nın, Manisa’nın stantları ile karşılaşmak bizleri sevindiriyor.
Avrupa ve tüm Dünya’da Türkiye dediğinde İstanbul hatırlanmıyor. Türkiye Bodrum’dan ibaret değil.

Anadolu turizme açılıyor.
Türkiye tatil amaçlı özellikle Akdeniz’in ve bir bölümü ile Ege’nin tanıtımını iyi yaptı. Tanıtımı iyi yapılmasına rağmen yeni yerleşim alanları planlamasını yapamadı. Sahillerimizi yağmalanmaktan kurtaramadık. Narenciye bahçelerini, tarımsal alanları beton yığınlarına çevirerek “turizme açtık”. HES ler ile geri teptirmezsek; Türkiye Ege ve Akdeniz’de essen turizm rüzgârını arkasına alarak yurdun iç kesimlerine yayıyor. Kayak merkezleri, kaplıcalar, tarihi mekânlar, doğa, sağlık turizmi ile Anadolu turizme açılıyor. Tarsus ve Kuşadası-Efes benzeri yerlerde inanç turizmini geliştirmeye çalışmakta.
Bizde ne yok?
Türkiye’de turizm hizmeti verilen alanlarda dışarıdan gidenlerin daha çok dikkatini çeken “olumsuzluklar”. Bizde sunum yok. Bence, bunun temel nedenlerinden biri eğitimli personel yok. Yasaları uygulayarak bu alanlarda diplomasız çalışanları engellenebiliniz. Eğitim alanlara iş ortamı sağlanır. „Bir sezon çalışayım ‘da bir yabancı bularak evlenip kurtulayım”. Temel hedefi bu olan birçok çalışan turistlere hizmet yerine kendisine hizmet etmekte. Buna benzer örnekler çoğaltıla bilinir. Bizim hedefimiz çoğaltmak değil azaltmak olmalı. Azaltmak bu konuda meslek eğitimimi almış diplomalı elamanları çalıştırmakla mümkün.
İTB’de eksik neydi?
Her şey güzeldi diyemeyiz. Stant önünde hasret gideren, yüksek sesle konuşan insan topluluklarını görmezden gelirsek birçok stant tasarım olarak güzeldi. Stant önünde paltoları ile muhabbet edenleri bir tarafa korsak ürünlerini tanıtımları mükemmeldi. Stant’ da Host ve Hosteslerin kıyafetleri çalışma alanlarına uygun değildi. Yer yer avcunun içinde sigara saklayarak içenlerin görüntüleri gözden kaçmadı. Tanıdık ahbaplarına ayarlattığı veya fırsat bu fırsat Almanya görsün denilerek torpilli gelen bazı Host ve Hostesler meslek anlamında stantlarda sırıtıyordu. Her kim adına hangi görevle gelmiş bilemem ama şakır şakır teşbih çekip bıyık kıvıranlar ‘da dikkatlerden kaçmadı.
Öğreniyoruz (mu)?
Stantların çoğunluğu çok şık tasarımla ilgi odağı oldu. Tanıtım broşürleri, CD’ler vs. güzel hazırlanmış. Mesleğinin hakkını veren Host ve Hostesler görmek güzeldi. Bir başka ülkenin stantlarından çıkarak Türk stantlarına geldiğimizde ki üzüntüyü ITB fuarında bu yıl daha az yaşadık.
Bakanlık denetlemeli
Türkiye’den yurt dışı fuarlarına katılan ve sorumluluklarını yerine getirenlere sözüm yok. Ayrıca ülkemiz adına teşekkür ediyorum. Yurt dışı fuarına salt devlet teşvik verdi diyerek katılanlar azımsanmayacak sayıdalar. Devletin verdiği teşvikten para artırmak için naylon fatura toplayanlara rastlamak da mümkün. Bunları bakanlık denetlemeli. Belediyeler, Valiler, İl genel Meclisleri ve benzeri kurumlar yurt dışı fuarlarına gönderdikleri birimleri denetlenmeli. Ancak bunlar yapılırsa aslına uygun fuar organizasyonlarında iyi hizmet verilmiş olunur. Bu özgüvenle hizmetimizin kazanımlarını bekleriz.
Sonuç olarak
Fuarlara gitmeden önce bu konuda hizmet veren şirketlerden hizmet satın almalıyız. Devlet olarak verdiğimiz teşvikleri denetlemeliyiz. Kurumlar olarak gönderdiğimiz ekibi hem gitmeden yeteneklerine göre belirlemeli, gittiklerinde çalışmaları takip edilmeli. Stant, Host, Hostesleri meslek eğitimli olarak seçilmeli. Biraz daha gayretle başaracağız.
Hatalarımızdan ders çıkarmayı bilirsek başaracağız.
Hadi hayırlısı

Ali Gültekin

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.