BİR YANIM ORADA KALDI

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BİR YANIM ORADA KALDI

Anadolu’nun her köşesinden İstanbul’a İzmir’e Ankara’ya kâr (çalışmak) için gidenlerin ağıtlarını dinlerdik.
Oralar onlar için gurbetti;
”Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun?
Gördün güzelleri beni unuttun!”

Ellili yılların sonunda gurbetin yeri değişti.
Batı Avrupa yeni kâr kapısı oldu.
Avrupa’nın 2. Dünya Savaşında asker olarak kaybettiği, barışta işçi olarak çalıştırdığı gençlerin yerine iş gücü eksiğini tamamlamak için birçok ülkeden işçiye gereksinimi vardı.
Savaşta en fazla insan kaybeden ülke olan Almanya, en fazla emek gücüne gereksinimi vardı.
Almanya en çok sayıda işçiyi de Türkiye’den aldı.

Avrupa’nın diğer ülkelerini de Türk Halkı Almanya diye adlandırmıştı.
Onlar, Türkiye’de ”Almancı”, Almanya’da ise ”Yabancıydı.”

Yaşı uygun, sağlığı yerinde her tür işte çalışmaya dayanıklı insanları, sağlık kontrolünden geçirerek almıştılar.
Dişlerinin eksikliği bile Almanya’da çalışmasına engeldi.
Avrupa Almanya, Almanya ACI VATAN olmuştu.
Birkaç sene çalışıp, memlekette bir ev, bir küçük işyeri, bir tarla parası biriktirip geri dönmeyi düşünmüşlerdi.
Ha bugün ha yarın geri dönme planları tutmayınca Göçmenlik bir yazgı oldu.

Avrupa’da onları geçici kol gücü olarak gördü.
Onlarca sene bu insanların bir aile olabileceğini düşünmediler, daha doğrusu düşünmek istemediler.
Baktılar alan razı veren razı ayrı dünyalarda yaşayıp gittiler aynı şehirde, aynı semtlerde.
Kaç yıllar geçti, aile oldular, çoğaldılar, çoğaldıkça da göze battılar.
Çirkin politikacılar hep bu savunmasız insanları siyaset sofralarına meze yaptılar.
İnsanlar öldürüldü, yakıldı ders almadılar.
Yine de Avrupalı demokratlar aradılar haklarını.
Ülkeleri sadece dövizlerine muhtaçtı onların..

Çoluk çocuk hep birlikte çalıştılar, yokluğu, yoksulluğu bir daha yaşamamak için biriktirdiler, biriktirdiler.
İlk önce kendi haramilerinin ilgi odağı olup, dişleriyle, tırnaklarıyla kazandıkları yemeye, giymeye kıyamadıkları birikimlerini FABRİKATÖR olma uğruna kaybettiler.
Akbabalar et kokusunu aldılar bir kez, çekmediler pençelerini emek çıkınlarından.
Üstelik bu kez din adına, Allah adına yaptılar soygunlarını.
Allahın evi dedikleri Camilerde, imamlarla kurdular kapanlarını.
Yeşil Sermayeye ye,  Allah’ı Allah’la aldatan siyasetçilere, onların partilerine kapital olarak kaptırdılar.
Türkiye’de adalet aramaya kalktılar, cumhuriyet savcısı ört-bas etti soygunu.
Şimdi o savcı, dün Gülen Müridi iken, bu gün Fetö Örgütünü araştıracak komisyonun başkanı oldu.

Hayır, işlemek için yoksullara aş, üstlerine baş olsun diye yaptıkları milyonlarca Euro’yu Deniz Feneri denilen harami örgütüne kaptırdılar. 
Almanya’da ayakçıları tutuklandı, Türkiye’de hesap soranları mahkûm ettiler.
Bu soygunun başları Türkiye’de Alıp Kaçanların Partisinde yükseldikçe yükseldiler.
Ama Almancıların gözü açılmadı, halen sağılmaya devam derken, seçimlerde aşına, ekmeğine göz koyanları seçtiler.
Beraber yürüyüp, beraber yürüttükleri ortakların iktidar savaşı Türkiye’yi kan deryasına döndürdü.

 Artık acı vatan yer değiştirdi.
Şimdi Türkiye Acı Vatan oldu.

Almanya’ya dönüş yolunda bunları düşünüyordum.
Nereden nereye getirdiler bizi.
Her gün onlarca insan bombalarla, pusularla öldürülüyor.
Burhan Kuzu’nun dediği gibi ”Kifayetsiz Muktediri BAŞKAN seçtirmemenin bedeli bu dökülen kanlar.
PKK, AKP, Fetö  ve koltuğu için AKP’ye her türlü desteği veren Devlet Bahçeli’nin MHP’si de bu ortaklığa katılınca acılar da katmerleşmekte.

Gençler, kadınlar katlediliyor, trafik canavarı başı-boş can aldıkça alıyor artarak.
Babası iktidara yakın olanlar alkollü de olsa Allahın sevgili kulu dokunulmazlığını hak ediyorlar!
Ölen unutulup gidiyor, öldüren rahat ver parayı al beraatı.
Eş-dost, akraba, vatan, güneş, deniz hasretiyle koştuğumuz Türkiyem,  acıların ülkesi olmuş durumda.
Ne güneşin sıcağı, ne denizin mavisi
Kan akıyor çeşmelerinden
Okullar bilimin değil hurafelerin kaynağı yapılıyor zorbalıkla.
İnsanlıktan uzak, hoyrat, kindar, cahil öğretmen etiketli yobazlar dolduruluyor bilim yuvalarına
Cahil nesil istiyorlar ya onu kotarıyorlar.. 
Çocuklara kıyılıyor.
Doğaya kıyılıyor acımasızca..
İnsanlar mutsuz
İnsanlar umutsuz..
    
Dostlarımdan, arkadaşlarımdan, halkımdan, vatanımdan uzakta
Kanıyor yüreğim 
Bir yanım burada
Bir yanım Acı Vatan Türkiye’ de kaldı.

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.