Bir Şampiyonanın Ardından…

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Bu başlığı atabilmek için, uzun sayılabilecek bir süre beklemem gerekti ama bu şampiyona da, gelişimi ve sonuçları ile birden fazla yazıya konu olabilecek konumdaydı…

Bu şampiyona, gerek Türkiye ve gerekse Avrupa açısından bir ”Turnusol Kağıdı” görevini yaptı… Önce şunu hemen belirtelim ki, gerek Türkiye ve gerekse Avrupa, daha doğrusu Almanya’daki Türkler bu şampiyonadan son derece kazançlı çıkmışlardır… 
Bir basın mensubu olarak en önemli kazancın, başta Alman bulvar basını olmak üzere, Avrupa bulvar basınının, genelde, Türkiye ve Türklere karşı olan tutumlarını değiştirmiş olmasının altını çizmem gerekiyor…
Özellikle, Alman bulvar basınının amiral gemisi Bild gazetesinin ve Axel Springer grubuna bağlı yayın organlarının tutumu, bazı zıpçıktılar hariç, tüm Avrupa’daki bulvar basınına yansımış, yıllardır Türkiye ve Türkler aleyhine yapılan yayınların, toplumları karşı karşıya getirici, kışkırtıcı ve olumsuz olduğunu ortaya koymuştur…
Oturmuş tirajlarından dolayı, herhangi bir tiraj kaygıları olmaması gereken bu yayın organlarının, yıllardır yaptıkları olumsuz yayınların, olumsuz toplumsal sonuçlara neden olduğu ortaya çıkarken, olumlu ve sağduyulu yaklaşıldığı zaman, olumlu ve barışcıl toplumsal gelişmelere zemin hazırladığı da ortaya çıkmış bulunmaktadır… Ve işte bundan dolayıdır ki, gelinen bu noktadan geriye ve eskiye dönüldüğü takdirde, meydana gelebilecek her türlü olumsuz toplumsal gelişmenin faturası, olumsuz yayınları ile bu olaylara zemin hazırlayan bulvar basınına çıkartılacaktır…Yani…Toplumsal barış ve birlikte yaşama iradesini bozan, dinamitleyen tarafın kim olduğunun adresi artık bellidir…
Safa Doğanay’ın çok güzel bir yazısını onaylamak ve desteklemek amacı ile yazdığım ” Eline Sağlık Sefa” başlıklı yazıda da, üstü kapalı belirtmeye çalıştığım gibi, Alman bulvar basını ile dirsek temasında olan Türk basın organlarının girişimleri ile, olumsuz toplumsal gelişmelere zemin hazırlayan yayınların önüne geçilmesi söz konusu olabilirdi…Ve oldu da… Kötü mü oldu..?
Tabii bu gelişmenin ardında, Milli Takım’ın yarı final hakkını söke, söke alması ve yarı finali Almanya ile oynayacak olması yatmaktadır… Başta bulvar basını olmak üzere, hiç kimse, yarı final maçı sırasında ve sonrasında çıkması muhtemel olumsuz toplumsal olayların tetikleyicisi konumuna düşmek istemedi… Kötü mü oldu..?
Türkler ve Almanlar yan yana, iç içe ve kardeşce bir futbol şöleni yaşadılar… Brandenburger Tor önünde toplanan 500 bin kişiye, Berlin’in diğer semtlerindeki kalabalıklarıda katarsanız, yaklaşık bir milyon kişi arasında çıkan tartışma ve kavgalarda göz altına alınanların sayısı sadece 18 kişi…
Bir taraf kazanacaktı… Oyunun kuralı böyle… Ve Almanya kazandı… Biz; arabalarımızda ve ellerimizde Türk ve Alman bayrakları ile Alman dostlarımızı, komşularımızı centilmence tebrik edip ” Finalde kalbimiz Almanya ile” derken, onlar da ” Biz kazandık ama siz daha iyi oynadınız ” diyerek bizi dostça teselli ettiler… Kötü mü oldu..?
Şimdi yapılması gerekli olan, oluşmuş bu havanın, her iki toplumu da ilgilendirecek, toplumsal projelerle yerleştirilmesidir, kalıcı hale getirilmesidir…
Teknik direktöründen, masörüne, futbolcusundan, yöneticisine kadar, Türk Milli Takımı ekibinin tümüne, bizlere bu heyecanı, bu sevinci yaşattıkları ve bu olumlu gelişmelere yol açtıkları için şükranlarımı sunuyor, elinize, ayaklarınıza, beyninize ve en önemlisi de ” Yüreklerinize Sağlık ” diyorum…
Kalın sağlıcakla efendim…
M.Deniz Olcayto

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.