BİR OY!

ABONE OL
18:44 - 01/10/2020 18:44
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’nin AKP iktidarı tarafından yönetilmeye başlamasından beri ortaya koymak istediği yönetim biçimi sırıtan bir demokrasi ambalajı ile ”yersen”türü bir Ayak Takımı Yönetimi tasarımı idi.
Bu tasarım Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) uygulamasından, Genişletilmiş Ortadoğu Projesine (GOP) geçiş projesidir.
Erdoğan’ın tutarsız davranışları ile ortaya çıkan aksaklıklara rağmen ABD’nin ve Avrupa’nın Erdoğan’ı çizme kararının ertelenmesi; dere geçerken at değiştirmeme kuralının zoraki işletilmesidir.
Libya, Mısır, Sudan, Irak, Suriye, İran düzenlemesinde Erdoğan’ın tutarsızlıklarının benzerini Türkiye yönetiminde de göstermesi, onun yönetim biçiminin ve kendi yönetme çapının yetersizliği gerçeğidir.
Türkiye bağımsızlığını Batı’nın emperyalist güçlerine karşı verdiği kurtuluş savaşı ile kazanmış demokrasiyi halk yönetimi olarak ta 1923’lerde yönetim biçimi olarak seçmiştir.
Ama doksan yıl sonra Türkiye, bilimi dışlayan, dogmaları rehber sayan, devlet yönetme kavramını, kabile yönetme kavramının bile gerisinde gören tek adam ve çevresindeki aynı kafadaki kişilerle Türkiye’yi yönetme şekli olan ayak takımının yönetimi durumuna getirilmiştir.
Ayak takımı kavramı kesinlikle maddi varlıkla, seçkinler anlamında ve halk karşıtlığı değildir.
Bilgi birikiminden yoksun, bilimi dışlayan, biat kültürünü benimsemiş bir anlayışın tarifidir.
12 yıl AKP iktidarı ile eğitimin molla eğitimine dönüştürülmesi hedefine yönelik okulların İmam Hatipleştirme hamleleri, devlet kadrolarının yönetimlerinin imamlara teslim edilmesi ile bilgi toplumu yerine dindar ve kindar bir nesil amaçlanmıştır.
Dinin bile reddettiği bir anlayışla devlet bütçesinden AKP damgalı makarna kolileri, kömür torbalarına muhtaç bir halk yaratıldı.
Oy karşılığı üç yüz lira sadaka duyurusu ile kilometrelerce dilenme kuyruklarıyla hedeflenen yoksul halk kitlesi ile utanılası bir yönetilen ayak takımı oluşturulmuştur.
Türkiye’de AKP iktidarının uygulamak istediği ve başlarda batının da alkışladığı yönetim şekli: adım adım Ayak Takımının ayak takımını yönetmesi biçiminde bir garabet yönetime dönüşmüştür.
Bu oluşumun varlığı AKP’nin bakanlarının, bakan çocuklarının, başbakanın, başbakanın çocuklarının bürokratların, belgeli, görüntülü, yargı kararıyla ortaya çıkarılan rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık gerçeklerine rağmen bütün kanallar penguenlerle suç saklama görevini sürdürüyorsa.
Erdoğan için kitleler kefen giyebiliyorsa, devletin tüm olanakları kullanılarak devlet malı araçlarıyla karın tokluğuna bile rıza göstererek yığınlar meydanlara getirilebiliyorsa istenen yönetilen ayak takımı oluşturulmuş demektir.
Başbakanın paralel devlet bahanesi bile devlet yönetimindeki kendi yetersizliğinin, kendi çapsızlığının en açık şekilde itirafıdır.
Bu itiraf demokrasi ile yönetilen ülkelerde onurlu bir yöneticinin onuruyla istifa etmesini gerektirir.
Türkiye’de ”hırsızlığımı ortağım ortaya çıkardığı için hükümsüzdür.” Mantığının kabul görmesi ile bir ahlaksal çürümenin kanıtıdır.

Türkiye 30 Mart Pazar günü önemli bir sandık sınavı verecek.
Bu seçim bir yerel seçim olmasına karşın, bir bakıma da ayak takımı yönetimine karşı onurlu duruşun bir göstergesi olacağı açıktır.
Bu seçim, ayak takımının ayak takımını yönetmesine karşı duranların vatan, demokrasi ve yurtseverlik sınavıdır.
Aynı zamanda ayak takımı durumuna getirilen halkın bu ilkellikten kurtarılması amaçlanmalıdır.
Çağdaş, demokrat bir hukuk devleti Türkiye’den yana olan her aydın, demokrat, yurtseverin üzerine düşen en önemli görev birlik ve beraberlik bilinciyle hareket etmesidir.
Kurtuluşta olduğu gibi” Hatt-ı müdafa yoktur sath-ı müdafa vardır o satıh bütün vatandır!”
Bu vatan savunmasında verilecek her bilinçli Oy işbirlikçi AKP iktidarına karşı durmanın ölçüsü olacaktır.
Duygusal değil gerçekçi olmak zorundayız.
AKP, seçimi kaybetmemek için her türlü hileye, oyuna başvuracaktır.
Bugüne kadar yaptığı hukuk tanımazlığı, cinnet belirtisi o gözü kara cahil cesareti ile iktidarını sürdürmenin yollarını arayacaktır.
Eğer 30 Mart Yerel Seçimlerinde AKP, Oy oranını artırırsa Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarında açıkça ilan ettiği bu yönetim şekli ile bir kıyım dönemi başlatılacaktır.
Bunun için geçmişte yapılan hatalardan arınarak, ayrışmayı, demokratik cepheyi dağıtma yanışlarına düşülmemesi gerekir.
Bölen değil birleştiren bir tavır içinde olmak zorundayız.
Bu nedenle AKP’ye karşı Cumhuriyet Halk Partisi’ni desteklemeliyiz.
Elbette CHP’yi eleştirmek için birçok haklı nedeniniz olabilir.
Ama bu hesaplaşmayı seçim sonuna erteleyeceğiz.
Aday gösterilmedim diye CHP’den ayrılıp intikam almak istemi ile şansı olmayan, bölmeyi ilke edinmiş partilerin adayı olmak AKP’nin saflarında fedailik yapmakla eş değerlidir.
Dün kişisel çıkarı için başka bir partiye giden, yarın oradan daha başka bir partiye gidebilir.
Bu amaçla AKP’ye katılanların sonunu, düştükleri durumu gördük.
AKP karşıtı oyların bölünmesi ülkenin bölünmesine destek vermekle eş değerlidir.
Tek bir oy’un bile boşa gitmesi lüksümüz olamaz.
İdeolojik mücadelenin zamanı değil.
Zaman yeniden kurtuluş mücadelesi zamanıdır.
Yurttaş olarak sandığa gidip Oy’unu CHP ye vereceksin.
Sadece bir Oy.
Belki ülkeyi kurtarmak için
Vereceğin
Bir Oy!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.