BİR MİZAH YAZISI ERDOĞAN DİYOR Kİ,

ABONE OL
11:53 - 23/10/2020 11:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BİR MİZAH YAZISI


ERDOĞAN DİYOR Kİ,


‘’Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiiler kışlamız  olacak‘’ dedim, dini politikaya alet ettim, beni alkışladınız, bağrınıza bastınız ve de  meşhur ettiniz.
Minareyi çalıp, süngü yaptığım için hapis yattım. Hapisten çıkıp, AKP adında bir parti kurdum. Türkiye’ nin değişik şehirlerinde dairler kiralayıp, AKP tabelaları asarak,  bir tabela partisi kurdum. 2 yıllık bir geçmişi olan ve yeşil sermayeden destek gören   partim : ‘’Din elden gidiyor’’ diyen vatandaşlarımız ile  kömür, tencere ve tava dağıttığımız yoksul hemşerilerimizin oyları sayesinde Türkiye tarihinde bir ilke imza atarak,  iki yıllık bir geçmişi olan tabela partimiz, AKP’yi iktidara getirdiniz.

İlk işimiz Türkiye’nin bir numaralı sorunu olarak gördüğümüz ‘’Başörtüsü’’ sorununu gündeme taşıdık, sizlerden alkış aldık.  Bu sayede bugün çok şükür kadınlarımızın çoğu  kocalarının zorlaması sonunda tesettüre büründüler  ve genç nesillere iyi örnek oluyorlar. Bu durum ülkede AKP´ye olan güveni arttırdı. 

Hiç Ingilizce bilmediğim halde (ama Arapça biliyorum) Davos’ta Israil Başbakanı Schimon Perez’ i ‘’ One Minute’’ diyerek susturdum ve Filistinli din kardeşlerimizi öldürmemeleri için kendisini Türkçe uyardım. İsrail’e kafa tutan ilk Türk Başbakanı olarak  gerek İslam Aleminde ve gerekse Türkiye’de kahraman ilan edildim.

2 milyona yakın vatandaşımızın yaşadığı Almanya’ya gelip, önce Türkçe’yi iyi öğrenin, Almanca bilmeseniz de olur.’’dedim. Başbakan Merkel’i kızdırdım ama siz gurbetçi hemşerilerim Berlin ve Köln’de yeşil sermaye tarafından düzenlenen mitinglerde beni ayakta alkışladınız. Merhum  ABD Başkanı John F. Kennedy’e özenerek, hiç bir ortak yönümüz olmamasına rağmen Merkel’e dönüp, ‘’Wir gehören zusammen’’ dedim ve ayakta alkışlandım  Buna şahit olan siz gurbetçiler ‘’Berlin Fatihi’’ olarak benimle gurur duydunuz ve Almanya’da artık başınız dik gezer oldunuz.

Yıllardır raflarda tozlanan kanunları  Avrupa  Birliğine üye olmak için bir gecede tez elden degiştirdik ve  Avrupalı politikacıları da buna inandırdık, ancak Müslüman bir ülke olduğumuz için Hristiyan Kulübü olan Avrupa Birliği’ne maalesef  alınmadık.

Abdullah Gül’ü Çankaya Köşkü’nün gülü, AKP ‘nin ise  bülbülü seçtirdim. O da ilk iş olarak eşinin başörtüsünden dolayı haksızlığa uğradığını dile getirerek kendi-kendini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine  şikayet eden ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti. Bu olaydan sonra  Türkiye de en çok haksızlığa uğrayan kesim olan başörtülü ve  tesettürlü kadınlarımız tarafından ‘’Yılın Başbakanı’’ ilan edildim.
Başörtülü kızlarımıza üniversitelerin ve kadınlarımıza da devlet dairelerinin kapılarını açtım. Mecliste Kamer Genç’e çattım. Meclis toplantılarına pantolonlu gelen  kadın milletvekillerini kapı dışarı ettim. Tüm dinci kardeşlerimizi ; ‘’Din  elden gidiyor’’demekten kurtardım. Bunu seçim malzemesi yaparak, bizi seçmezseniz : ‘’Din elden gider’’ dedim. Hacılar ,hocalar, bacılar, cübbeliler, sarıklılar, cember sakallılar, az akıllılar, Hakan Şükür gibi   Fetfullahcılar ve siz gurbetçiler  bizi Türkiye’nin 1. partisi yaptınız.

‘’Türkiye’de anarşiye son vereceğim ,Öcalan’a adam göndereceğim ve Kürt sorununun çözümü için kendisinden yardım isteyeceğim’’ dedim. Hiç bir politik deneyimi olmayan insanlardan ‘’Akil İnsanlar Grubu’’ oluşturdum .5 yıldızlı otellerde yattılar, halkımızın sorunlarına kulak kabarttıllar, bu sorunları mutlak çözeceğimizi doğudaki halkımıza anlattılar ve de çok çalışıp, yoruldular  ortalıktan şimdilik  kayıp oldular. Bu barış ve Kürt sorunu konusundaki çalışmalarımdan dolayı bana’’ Nobel Barış Ödülü’’ verilmeliydi, ancak müslüman  bir ülkenin Başbakanı olduğum için bana bu ödülü layık görmediler Beni çok iyi anlayan Türki Cumhuriyetler ve kimi islami devletler, bu olaya kızıp, bana  fahri doktorluk verdiler. Böylece son yıllarda ülkemizde İnternet’ten doktora tezi hırsızlayıp, tercüme ettirerek sahte Dr. ve Profesör olan bir sürü akademisyenimizi de utandırmış oldum.
Ama Başbakan olarak şunu da söylemeden edemeyeceğim : ‘’Türkiye de bilim hırsızlığı yaparak Dr. ve Profesör olan çok sayıda imam hatip mezunu olduğu iddaası da yalandır. Biz  bir ilke daha imza atarak, imamların da başarılı bir  doktor, mühendis ve vali olacaklarını tüm ülkeye kanıtladık…

Tarihi Taksim Meydanı’na bir alış-veriş merkezi yaptırmak ve Türkiye de yeşil sermayenin tüketimi tetikleyerek,  güçlenmesi ve  insanlarımızın alış-veriş arasında dini vecibelerini de  yerine getirmeleri için oraya bir de  camii inşaa edelim dedik, solcular, memleket ve din düşmanları ayaklandılar. Çok şükür ki, imam hatip mezunu benim polislerim Taksim’de  bozgunculara derslerini verdiler. Bu olayı önlemeye çalıştığımız dönemde sizler bana : ‘’Korkma yanındayız !’’ diye sahip çıktınız.

Yolsuzluk yaptığımız ve çuvallar dolusu  para kaçırdığımız iddaa edildi, görüntüler ve belgeler, filmler TV kanallarına yansıdı, din kardeşlerim ve AKP’ ye gönül veren sizler  tüm bu olanlaradan dolayı dünyanın en fakir politikacılarından  biri, olan ve alın teriyle kazanığı helal parayı yiyen Başbakan olarak bana  iftira edildiğini ve başarımı hazmedemeyenlerin şahsıma  çamur atıklarına şahit oldunuz, beni ve partimi yerel seçimlerde 1 nci parti yaparak,bir kez daha mükafatlandırdınız.

Soma da kömür madeninde çıkan yangın yüzünden ölen vatandaşlarımız için ; ‘’Kaderleri böyleymiş, mukadderat ‘’  dedik, ailelerine para verdik, maaş bağladık, acılarını dindirdik ve böylece ülkede bir  madenciler sorununun ortaya atılmasını önledik. Sorunu bir hafta içinde çözdük  ve bugün hiç kimse ‘’Şükürler olsun ki, Soma’daki faciadan dem vurmuyor!’’ Bu da, AKP olarak Türkiye’nin meselelerini  çözmede ne kadar  başarılı olduğumuzu göstermektedir.

Siz hemşerilerimden özellikle  de Almanya’da yaşayan gurbetçi vatandaşlarımdan  gördüğüm büyük ilgiden dolayı Cumhurbaşkanlığına soyundum. Kendimi rakipsiz görüyorum. Diğer partilerin çatı adaylarının bırakın Çankaya’ya  çıkmaları, sandıktan çıkmaları bile imkansız !…
Sizlerin de beni Cumurbaşkanı seçeceğinden eminim. Beni emin kılan diğer şeye gelince ;  Yaptığım her çalışmayı beğenen ve her konuşmamı ayakta alkışlayan halkımın vereceği oylar değil, bilakis başta ana muhalefet partisi CHP’nin  cılız politikası. Karizmatik bir kişiliğe sahip, yığınların beğenisini kazanacak birleştirici bir lidere sahip olmaması ve CHP’nin  mecliste aktiv bir  muhalefet rolü üstlenememesi beni Çankaya Köşküne götürecektir. 

Bundan sonra sizleri Almanya’ da T.C. Cumhurbaşkanı olarak selamlamaya hazırlanıyorum.
Oylarınızı   dinin bekçisi, adalet ve kalkınmanın öncüsü AKP’ye vermenizi umuyorum.
Sizin için ne yapsak azdır, oylarınız AK Parti için farzdır.

T.C. Cumhurbaşkanı adayı R.T.Erdoğan

Rıza Almalı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.