BİR DE VATANDAŞLIK VERİLİRSE!

ABONE OL
11:51 - 23/10/2020 11:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BİR DE VATANDAŞLIK VERİLİRSE!
 
Sahildeyim…
 
Çayımı termosa koydum, peynirim ve kitabım yanımda, bisikletin sepetine de rejisör sandalyemi koydum, fırından da simidimi aldım…
 
Ne zamandır düşlediğim kahvaltıyı yapıp dalga sesleri eşliğinde kitap okuyacağım.
 
Bugünlerde değil anlatacağım olay. Bir ay kadar önce, gerçi denize giren epeyce kişi var ama benim için henüz erken, suyun iyiden iyiye ısınması gerek…
 
Kahvaltımı yaptım, kitabımı okudum, sıra geldi taş toplamaya, aslında asıl amacım da bu. 10 litrelik su şişesiyle 5 litreliğin üst kısımlarını kesip büyüğün içine küçüğü koyacak, arasındaki boşluğu da, hemen hemen aynı ebatlardaki beyaz taşlarla doldurup içine su koyarak Japon şemsiyesi yetiştireceğim. Yine balkonda kullanmak için, bir diğerine de, üstten kestiğim huni gibi kısmı ters çevirip oturtacak, içine de mum yerleştireceğim, etrafındaki su dolu boşluğa da yine o minik mumlardan koyacağım ki yanarken su üzerinde yüzsünler. Epeyce taşa ihtiyacım var yani…
 
Yanıma bir hanım geldi, Mersinden tatile gelmişler karı koca, merak etmiş taşları neden topladığımı. Kendisi de toplar ve resimler yaparmış üzerine. Önce ben de aynı amaçla topluyorum sanmış ama bakmış ki benim topladıklarım küçük, ne yapacağımı merak etmiş.
 
Ben de toplayayım size, severim taş toplamayı dedi ve sohbete de başladık. Taş boyamayla ilgili merak ettiklerimi sordum, eksik olmasın anlattı…
 
O esnada, otuzlu yaşlarda bir genç geldi yanımıza, ermiş, evliya edalarında, sakallı bıyıklı… Omzunda çanta, elinde kitaplar…
 
Önce yanımdaki hanıma kâhin edasıyla, o anki ruh durumundan, yakın gelecekteki hastalıklarından, sıkıntılarından söz etmeye başladı… Şaşkınız ikimizde, ne diyor bu ve ne demeye çalışıyor ve de işin sonu neye varacak diye meraktayız da. Öyle şeylere inanmadığını belirtti hanımefendi. Bu defa ısrarla elindeki kitapları satmaya çalıştı, bir methediyor, bir methediyor görmeyin, şifalı dualarmış, her derde devaymış, bunlar okunursa, ne dileği varsa kabul olurmuş, alıp okumazsa, belalar musibetler musallat olurmuş…
 
Kadıcağız, istemiyorum kardeşim git, Arapça anlamam okuyamam ben dedikçe, “Okumasan da, evinde bulunması da faydalı” diyor ama öyle yapıştı ve kadıncağız öyle bunaldı ki dayanamadım. “Ver bakayım şu kitabı bana” dedim. “Hah abla, ben de şimdi sende gördüklerimi söyleyecek, geleceğinden haber verecektim” diyerek alacağım zannıyla, pek bir sevindi…
 
“Abla uzun uzun nesini inceliyorsun, anlıyor musun ki? Ben sana anlatayım” dedi bu defa. Allahtan az buçuk okuyabiliyor ve anlayabiliyorum… “Önce sana bir soru” dedim ve sordum: Sen Allah mısın? “Hâşâ abla, o ne biçim söz, çarpılır, günaha girersin” dedi. “Girmem, senin Allah olmadığını biliyorum ama sen bilmiyorsun sanırım ki gelecekten haber veriyorsun, geleceği ancak Allah bilir. Sen Allahın adını anarak, falcılık yapmaya çalışıyorsun ama falcılığın günah olduğunu da bilmiyorsun, Müslüman değil misin sen” dedim, “Elhamdülillah, Müslüman’ım” dedi, bu defa da, “Nasıl Müslümansın sen, ne geleceği ancak Allahın bildiğini, ne de falcılığın günah olduğunu bilmiyorsun” dedim. İyice şaşırdı…
 
Yanımdaki hanım mayolu, benim de üzerimde şort ve askılı bluz var, görünüre göre, dinden bihaberiz ve fala da meraklıyızdır sanısıyla kandıracak. Arapça da bilmiyoruzdur nasılsa, evde bulunsun diye alacağız o kitapları.
 
Şifa duası falan değil, belki içlerinde şifa niyetine okunanlar da vardır ama bildiğimiz dualar, yani Kurandan ayetler… Fatiha, İhlâs, Nas, Felak, Ayetel Kürsi vb…
 
“Bunlar bildiğimiz ve her gün okuduğumuz dualar” dedim. Bu defa da “Al abla evde bulunsun” dedi. “Merak etme Türkiye’de her evde var, yani hepimizin evinde Kuran var” diye karşılık verdim. Diyemedim ki “Var ama çoğu duvar süsü, kütüphane süsü, el bile sürülmemiş!”
 
Şivesinden tahminle, Suriyeli olup olmadığını sordum, Suriyeliymiş…
 
“Evladım, sen bizi pek Müslüman’a benzetemedin, anlamaz bilmez sandın kılık kıyafetimize bakarak ama kıyafetle bitmiyor iş, sen dış görünümünle Müslümansın ama İslam’a aykırı bir iş yapıyorsun!..
 
Madem ülkemizdesin ve burada yaşamaya çalışıyorsun, benden sana bir teyze nasihati:  Bak bizim senden küçük çocuklarımız, vatanı için her gün üçer beşer şehit oluyor ama sen ülkende savaşmak yerine, bu genç yaşında, ülkenden kaçmışsın. Savaş kötü, her an ölümle burun buruna yaşamak çok zor, Allah yardımcınız olsun ama sen yaşta genç bir erkek kaçmaz, vatanı için savaşır, hadi bunu yapmadın, bu ülkede, hele de buralarda bu şekilde para kazanamazsın, kandıramazsın da kimseyi. İnanan, dinini bilen, İslam’a aykırı hareket ettiğin için, sana inanmaz, inanmayan da zaten inanmadığı için satın almaz. Hatta sana bir sır da vereyim. Bu ülkede pek çok kişi din satanlardan bunaldı artık, dinini imanını terk etti çok kişi. Dinciler yüzünden, dinden, dindarlardan bile nefret eder hale geldi. Karışmam hırsını senden çıkartmaya kalkan olabilir, hele de plajda satamazsın bunları. Ya ülkene dön adam gibi savaş ya da başka bir iş yap. Biz dinden geçinenlerden, dini kullananlardan, din simsarlarından bıktık, bir de sizler yapmayın bunu” dedim!..
 
Dedim ama plajda olmasa da, mutlaka bir yerlerde, her gördüğü herhangi bir Arapça yazıyı bile dua sanan, Kurandan sananlarla karşılaşacak ve zor da olsa, savaşmaktan kolay diyerek Türkiye’de geçinip gidecektir!.. Üstelik Türk vatandaşlarından çok daha fazla avantaja da sahip. Tabiri caizse, ekmek elden, su gölden!..
 
Hele bir de vatandaşlık verilirse, bizden çok daha rahat ve refah bir hayat sürecektir!..
 
Vah ki bizim gençlerimize!..
 
Şehit olanlarına, gazi olanlarına, iş bulamayanlarına, yıllarca atama, tayin bekleyenlerine, güzelim diplomaları ceplerinde, inşaatlarda çalışanlarına, çöpten atık toplayanlarına, garsonluk, çaycılık, temizlikçilik yapanlarına, kirasını ödeyemeyenlerine, evine ekmek götüremeyen, hastaneye gidemeyen, ilaç alamayanlarına, üniversiteye gireceğim, okuyacağım diye göbeği çatlayanlarına, evlenemeyenlerine, evlenebilenlerin, bakamama kaygısıyla çocuk yapamayanlarına!..
 
Kendi ülkesinde sığınmacı muamelesi görenlerine!!!
 
 
 Perihan Reyhan Alkan

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.