BİR BAŞKA AÇIDAN 19 MAYIS….

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Biz beyaz şeritli şapka ile gidiyorduk orta okula ve liseye o zamanlar, her okulun şapkasının şeridinin rengi başkaydı. Sokakta öğretmenlerimizle karşılaşırsak asker selamı vermemiz gerekirdi. Aksi halde disipline yol görünürdü. Askeri disiplin sadece şapka ile sınırlı değildi. 19 Mayıs kutlamalarını da aynı şekild değerlendirmek gerekir.

19 Mayıs bayramı yaklaşınca içimizi bir korku sarardı, “İnşallah bu sene 19 Mayıs için beni seçmezler.” diye dua ederdik. 19 Mayıs hareketlerine hazırlanmak için iki ay önceden başlardı çalışmalar. Derse çalışmak için zaman bulamazdık. Tören elbiselerinin parasını da ailelerden alırlardı. Aileler zorlanırdı o elbiselerin parasını ödemeye. Bir de beden öğretmeniniz işi sıkı tutarsa yandı gülüm keten helva!

Aradan 50 yıla yakın zaman geçti. Kaldırıldı stadyum törenleri. Çocuklar rahat bir nefes aldı, aileler rahat bir nefes aldı. Bu konuda aykırı sesler çıkmadı da değil. Ancak o seslerin maksadının ne olduğu da belli.
Gördük ki, stadyuma gitmeden de 19 Mayıs kutlamaları yapılabiliyormuş. İstenirse salonlarda 19 Mayıs harekâtının ruhuna uygun bir kutlama yapmak mümkün olabiliyormuş. Hem daha güzel, hem de daha verimli oluyormuş bu şekildeki kutlamalar.

Berlin Türk Evi’ndeki kutlamalardan bahsediyorum. Berlin Başkonsolosluğu’muzun düzenlediği 19 Mayıs kutlamalarından bahsediyorum.

Program, Başkonsolosumuz Mustafa Pulat’ın 19 Mayısı anlatan konuşmasıyla başladı. Birinci Dünya Savaşı’ndan başlayarak anlattı Pulat 19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıkışı. Mustafa Kemal’den bahsetti, O’nun özverili çalışmalarından bahsetti. Katılımcılar dikkatle dinlediler Pulat’ı. Bu konuşma sinevizyonla da desteklendi. Doyurucu bir konuşmaydı.
berl-19-may-kutl-duz-h.jpg

Daha sonra Eğitim Ateşeliği koordinatörü Aslı Ahmetoğlu tarafından organize edilen şiir yarışması, 19 Mayıs kutlamalarına bambaşka bir anlam kattı. Şiir yarışmasına katılan öğrenciler Berlin’in değişik ilçelerindeki okullarda yapılan şiir yarışmalarında, dereceye giren öğrencilerden oluşuyordu. Öğrencilerin okuyacakları şiirler kura usulü ile tespit edildi. Şiir seçimine özen gösterilmiş. Türkiye mozayiği göz önünde bulundurulmuş bu seçimde. Her kesimin değer verdiği şairlerden seçilmiş şiirler.

Yarışma başlamadan dakikalar önce salon tıklım tıklım doldu. Çocuklarına destek vermek için gelmiş aileler. Çocuklardan daha da heyacanlı görünüyorlardı. Çocuğu şiir okurken ağlayan anneler vardı.

İşte 19 Mayıs bu. 19 Mayıs böyle kutlanmalı, stadyumlara doldurulan gençlerin o sıcağın altında saatlerce durmalarının kime ne faydası var. Bu manzarayı görünce alınan kararın ne kadar isabetli olduğunu daha iyi anladım. Akl-ı selimle konuya yaklaşanların anlamamaları mümkün değil.

19 Mayıs’ı vesile ederek çocuklarımızı Türkçe şiirle tanıştıran Başkonsolosumuz Mustafa Pulat Beyefendi’ye, Eğitim Ateşesi Koordinatörü Aslı Ahmetoğlu Hanımefendi’ye ve çalışma arkadaşlarına, bize böylesine sıcak bir ortamda 19 Mayısı kutlama fırsatı yarattıkları için bir kez daha teşekkür ediyorum.
berl-19-may-kutl-duz-b.jpg

19 Mayıs Mili Egemenlik yolunda atılan ilk adımın adıdır. 19 Mayıs, şartlar ne olursa olsun, vatan topraklarının üstünde nefes alıp veren vatanseverler olduğu müddetçe, milli ve manevi değerlerin ayaklar altına alınmaması için milletle yapılan ahitleşmenin adıdır. 19 Mayıs, duruşu belli olan insanlar tarafından vatanını, bayrağını, milletini ve dinini seven şuurlu bir neslin inşa edilmesi için ortaya konulan iradenin adıdır. 19 mayıs özgürlüktür, bağımsızlıktır, kimliğin muhafazasıdır, asimile olmamak için mal ile ve can ile yapılan mücadelenin adıdır.

Bayramlar, ruhuna uygun olarak kutlanırsa bir anlam ifade eder. Olması gereken o ruhu yaşatmaktır, nesilden nesile aktarmaktır. Anadolu’yu düşman işgalinden kurtarmak isteyenler ayak bastı 1919 da Samsun’a. Bugün de aynı ruhla kutlanabilirse o ayak basışın yıldönümü o zaman anlam kazanır 19 Mayıs kutlamaları. Bu işgalin vatan topraklarında olması gerekmez. Kültürel işgal de, asimile olmak da işgal anlamındadır. Bu durumda işgal altındakiler de Samsun’a ayak basmak zorundadırlar, bu şuurla kutlanmalıdır Avrupa’da 19 mayıs.
Türk milleti nerede olursa olsun, hangi şartlarda olursa olsun, bu 19 Mayıs şuurunu gelecek nesillerine aktarmak zorundadır.

Türkiye’de 19 Mayıs’ı kutlamak gelenek haline geldiği için, resmi bir mecburiyet gereği kutlanıyor olabilir. Avrupa’da 19 Mayısı kutlamak ise daha da anlamlıdır. 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basmanın anlamı Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkler tarafından daha iyi anlaşılır bir durumdur.
berl-19-may-kutl-duz-c.jpg

19 Mayıs bağlamında buradaki konumumuzu gözden geçirmek, 19 Mayıs’ın anlamına daha da uygun düşer. 19 Mayıs 1919 da Samsun’a ayak basanları, oraya gönderenler, Türk milletinin dini, dili, gelenekleri, örf ve adetleri kaybolmasın diye gönderdiler. Onlar da aynı maksatla oradaydılar zaten. Çünkü o zaman İstanbul işgal altındaydı. Sefalet diz boyuydu, elde avuçta birşey kalmamıştı, silah ve ulaşım araçları da yoktu. Azmedildi, güçlüklere göğüs gerildi, aç kalındı, susus kalındı…sonuçta işgalciler denize döküldü.

Bir 19 Mayıs çıkarması da, aynı gaye ile, Avrupa ülkelerinde yaşayan insanlarımız için yapılmalıydı, yıllardan beri bu öıkarmayı hep bekledi insanımız ve beklenen o gün geldi, atılması gereken o adım atıldı. Bu atılan adımlardan sonra görev Avrupa’da yaşayan halkımıza düşüyor. 19 mayıs 1919 da Anadolu topraklarını işgal edenlerle bugün bizler aynı oksijeni paylaşıyoruz. Sanmayın ki onlar o günkü düşüncelerinden vazgeçmiş olsunlar. Avrupa ülkelerindeki yükselen ırkçı sesler o günkü işgalcilerin başka tonda çıkardıkları seslerdir. Bu sesleri iyi tanımak lazım. Kahramanmaraş’lılar bu sesleri iyi tanırlar, Antep’liler bu sesleri iyi tanırlar, İstanbul’lular bu sesleri iyi tanırlar, Ege’liler bu sesleri daha iyi tanırlar…

Bir lokma ekmek uğruna, Anadolu’nun bağrından kopup gelen güzel insanlar, Türk dilini, Türk edebiyatını, Türk kültürünü küçümsemek, önemsiz görmek, unutmak kimsenin işine yaramaz. Almanya’daki Türkler geleceklerini, geçmişlerini göz önünde bulundurarak inşa etmak zorundadırlar. Çocuklarına ana dillerini öğretmek zorundadırlar. Mesela, yarışmaya katılan bazı çocuklar türkçeyi telaffuz etmekte zorlanıyorlardı. Okulda öğretmenleri tarafından çalıştırıldıkları besbelliydi ama, buna rağmen zorluk çekiyorlardı.
berl-19-may-kutl-duz-k.jpg

Ben derim ki, anneler ve babalar, çocuklarımıza ne pahasına olursa olsun, ana dillerini öğretelim. Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu tarafından okullarımızda verilen Türkçe derslerine çocuklarımızı mutlaka gönderelim. Evimizde çocuğumuzla Türkçe konuşalım. Çocuklarımızı Türkçe hikaye ve masallarla besleyelim.

Yunus Emre’mizi, Mevlânâmızı, Karacaoğlan’ımızı, Pir Sultan Abdal’ımızı, Aşık Veysel’imizi çocuklarımıza tanıtalım.

Mahallemizde ve yakınımızda bulunan Türk derneklerini Türkçe kursları vermeleri çin teşvik edelim, Konsololuğumuzdan da öğretmen desteği isteyelim.

İşte o zaman Avrupa ülkelerinde kutladığımız bu 19 Mayıs bayramı bir anlam kazanır. Samsun’a ayak basışın bizim için bir anlamı olur. Gerisi lâf-ı güzâf.

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.