BİR ALMAN GANGSTER KARİYERİ

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Sevgili okurlarım, aslında yeni yılın ilk haftasında böyle bir konuyu yazmak istemezdim. Ama 11 yaşında bir öğrenciye verdiğim sözü yerine getiriyorum.

Birol, Berlin’de ilkokul beşinci sınıfa gidiyor. Akademisyen bir ailenin çocuğu. Her iki taraf büyük anne baba da yüksek tahsil yapmış insanlar. Bu nedenle bazı konularda çok iyi yetiştiği, erken olgunlaştığı söylenebilir.
Yanlış sınıfta ve okulda olabilir. Sınıfında ve okulunda tek Türk kökenli öğrenci.
Spor öğretmeni konuşması ile dersi rahatsız ettiği gerekçesiyle “Türk gibi konuşma” diyerek ihtar ediyor. Birol hemen öğrenci temsilcisi öğretmene (Vertrauenslehrer) gidip öğretmeni şikâyet ediyor. Ailesi ile yapılan konuşmada sınıf öğretmeni bile konuyu saptırarak, Birol’u davranışından dolayı eleştiriyor. Adeta öğretmene hak veriliyor. Türk olduğunu bilmiyormuş.
Bu durumda okulun ve öğretmenin adının açıklanması öğrencinin okul değiştirmesi mümkün olmadan doğru olamaz. Çocuğa zarar verir. Bir ders yılı daha kalmışken öğrencinin psikolojisine çok kötü etki eder. Türk çocukları sınıflarda tek olmamalıdır, tezi burada önem kazanıyor. Hele bir okulda tek Türk çocuğu olması alman vatandaşı olsa bile onu koruyamıyor. Bir kız çocuğuna “sen Türksün, tuvalete gitme hakkın yok”, diyen öğretmenin ağzından kaçmış sözler olarak üstü kapatılmaya çalışılmış olabilir. Diğer öğretmenler birleşip, çocuğa o okulu cehenneme çevirebilir.
Birol’un annesi Berlin’de tanınmış bir alman filozofun adını taşıyan, dil öğrenimi hakim olan bir liseye ilk Türk öğrencisi olarak gittiğinde yıl 1979’du. Ona da aynı zamanda tarih dersi veren bir spor öğretmeni “Kümmeltürke” diyerek hakaret etmişti. Bu olaydan hemen sonra bazı alman öğrenciler “burası İstanbul Pazarı” değil diye annesiyle alay edip, okulu ona dar etmişlerdi.
Almanya’da göçün üzerinden elli yıl geçtiği halde tarih tekrar ediyor. Birol’u teselli etmek, acısını paylaşmak hiç kolay olmadı, hâlâ olmuyor. Nefret ve kızgınlığı içinde taşıma, o öğretmenin zavallı ve yetersiz olduğunu gösterir, diyorum. Zira ailenin, öğretmenlerin yanlışları birikirse bir hayat krizinde depresyon gibi hastalıklarla ortaya çıkabilir. Kendine yönelik şiddet hasta eder. Öteki tarafı, yani dışa karşı şiddete yönelirse daha kötü. İşte böyle bir gerçek hikâyeyi Cem Gülay yazmış. Helmut Kuhn biyografinin yazılışında yardım eden yazar.
 iltergh-03-02-a.jpgYazar 1962 yılında Münih’te doğmuştur. Onu Guantanamo Rapor’u, 2007 yılında Murat Kurnaz’ın yaşadıklarını anlatan yazar olarak tanıyoruz.
Bir Alman Gangster kariyeri kitabın önsözünü Berlin Eyalet Milletvekili Bilkay Öney (SPD) yazmış. Aynı zamanda kitabın tanıtımını yapmada öncü olduğu basında duyulmuştu.
Şu anda okula giden çocuklarımızı korumak için herkesin bu kitabı okuması gerekir. Yakınınızda olan eski Almanlara bu kitabı hediye ediniz. Kitap Türkçe’ye çevrilmeli. Tüm Avrupa’da almanca bilmeyenlere ders verecek niteliktedir. Türkiye’de her önüne gelen Almanya’da yaşayan Türkler hakkında bilir bilmez konuşuyor. Onlar da genellemeden kurtulmak için kitabı Türkçe okumalıdır. Cem Türk gençlerini altı gruba ayırarak inceliyor. Cem adını Alman arkadaşları doğru ifade edemediği için adı Sam olarak kalmış.
Aile içi şiddet dahil Cem büyük mücadele ile liseyi bitirmeyi başarır. Okul tahsili sırasında Türk olduğu için çok zorluklarla karşılaşır. Hem okulda, hem sınıfında tek Türk öğrencidir. Öğretmeni ona Türk olduğundan dolayı pekiyi notu veremeyeceğini açıkça söyler. Sonra diğer öğretmen arkadaşlarına nasıl söyleyebilirim, diye açıklar.
Sporda futbol takımında Türk olduğu için kaptan seçilemez. Yine kökeninden dolayı okul başkanı seçildiği halde, görevi verilmez. En yakın sınıf arkadaşı senin gibi bir Türk liseyi bitirebilirse (Abitur), ben o diplomamı çöpe atarım, diyerek hakaret eder.
Cem gördüğü her türlü haksızlığa ve ayırımcılığa karşı liseyi bitirir. Üniversite tahsiline babası destek olmaz. Zaten harçlık dahi vermeyen cimri babanın kafasında biriktirip, Türkiye’de arsa ve eve yatırım yapmaktan başka düşüncesi yoktur. Oğlunun tahsilinden sakındığı parayla aldığı arsaya birisi gecekondu bir ev kondurunca, baba oğluna tabanca verip namusunu temizlemesini ister. Liseyi bitirince babası yardım etmeyeceğini söylediği bir kavga esnasında evini terk eden Cem gangster olma yolunu seçiyor.
“Çok güzel bir zaman dilimiydi. Biz artık gangster olmuştuk. Yirmi beş yaşımda ailemde, akrabalarımın hepsinin aldığı toplam paradan çok param vardı.
Hiç bir yerde, hatta tanınmış Türklere yasak edilen diskolarda bile sıra beklemiyorduk. Başarılı iş adamlarıyla aynı masada oturup bar ve disko sahiplerinden şampanya içiyorduk. Öyle güzel organize olmuştuk ki polisten korkumuz yoktu. Rüyamızda dahi göremeyeceğimiz modern arabalara biniyorduk. Okulda alman arkadaşlarımızda gördüğümüz, imrendiğimiz markalarda giysilerimiz vardı.
 
Ne bekliyordunuz, yıllarca boynu bükük, en pis ve en zor işleri ayda sadece 1500.00 DM için nasırlı ellerle ölesiye çalışan, konuk işçi sınıfından hiç çıkarılmayan anne babalarımız gibi emre amade yaşamamız mümkün değildi …”
 
Hikâyenin sonunda gangster arkadaşlarının hepsinin hayatı feci bir şekilde cezaevlerinde geçer. Cem’i polis yakaladığı zaman dürüst olma yolunda karar vermişti. Artık kriminel işlere bulaşmıyordu. Hapse girmedi, ama 15 Mart 2009’a kadar polis kontrolünde yaşadı. Gangster kariyerini Hamburg’ta yaptı. Bugün Berlin’de yaşıyor. Bu kitap ilk ikinci nesil erkek göçmenin bir hayat dilimini anlatması bakımından uyarıcı niteliğindedir. Almanya’nın göçmen görevlisi değilim, ama çocukları, gençleri yetiştirenlere, bilhassa göçmen gençleri alet ederek politika yapanlara sözüm var, diyor Cem. Almanca iyi bilmek uyum için yeterli değil.
Sevgili okurlarım, Cem Gülay liseyi bitirince burs alabileceği, başvuracağı bir vakıf olsaydı, herhalde kötü yola düşmeyecekti.
Dernekler, vakıflar, Türkiye’yi temsil edenler bir araya gelip başarılı, zeki çocuklarımızı üniversiteyi bitirmelerine yardımcı olup desteklemelidir.
Elçiliğimizin, her şehirde konsoloslarımızın liseyi bitiren, üniversiteye giden öğrencileri ödüllendirmeleri çok güzel. Bu etkinlik daha çok genişletilip, diğer çocuklara örnek gösterilmelidir. Yıllarca geri zekâlı çocukların gittiği okullardan (Sonderschule) ve zayıf olan öğrencilerden konuştuk. Başarılı çocuklarımız destek göremedi ve çoğu yarı yolda kaldı. Şimdide yatıp, kalkıp durmadan Dr. Thilo Sarrazin konusunu konuşarak enerjimizi, vaktimizi boşuna harcamak çocuklarımıza yapılacak en büyük haksızlıktır.
Cem Gülay bu kitabı ile birçok genci ve aileyi uyarıyor, oğullarımıza yol gösteriyor. Bugün kırk yaşında, alman vatandaşı olan Cem’e yardım ederek, destek olarak yüksek tahsil yapması sağlanabilir.
Geç kalınmıştır, ama hiçbir şey çok geç değildir.
İyi okumalar, hoşça kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Not:
Okullarda çocuklarımızı, bilhassa oğullarımızı önce ayırımcı alman öğretmenlerin, sonra öğrencilerin hakaretlerinden korumak için bir araştırma yapılmalıdır. www.ha-ber.com yazarı Dr. Ali Sak’ın almanca “Die Gedanken sind frei” yazısını sorumlulara e-Posta olarak göndermeye devam ediniz.
Kaynak ve kitap tavsiyesi:
Cem Gülay, Helmut Kuhn
Türken-Sam, Eine deutsche Gangsterkarriere
Dtv 2010
ISBN 978-3-423-24809-9
Foto: dtv, kitap tanıtım kartından alınmıştır.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.