BİLİM’DE DÖNÜM NOKTASI!

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Çoğu kez kibriti o kadar çok gözümüze yaklaştırıyoruz ki, arkasında kocaman bir ormanı göz ardı edebiliyoruz.

Türkiye anlamsız gereksiz mantıksız tartışmalarla boğuşurken dünya farklı konularla ilgili.

Bunlardan en önemlisi ise geçtiğimiz günlerde CERN’deki bilimsel çalışmaydı. İki parçacık çarpıştı. Maddenin kozmik odasına girilmiş oldu böylece.. Madenin içine bakmak için kozmik odada ne olup bittiğini görmek için milimetrenin milyonda biri kadar bir delik açıldı.

Maddenin kozmik odasına girildiği gibi “Can”ın kozmik odasına da girildi.. Genin kapısı aralandı ve Kromozomları saydılar.

Bilgi teknolojileri ile insanın kişisel dünyasının kapısı aralanalı hayli olmuştur.. Herkes ajanını cebinde taşıyor artık. Daha da vahimi namusun, iffetin, insanlık onurunun, “haya”nın perdesi de aralandı bu arada..

GDO’yu yutmanızı bekliyorlar.. Hem GDO’yu altın tas içre sunuyorlar, bal da onun suç ortağı.. Bilim adamları ve Politikacılar, Media, Sermaye sanki GDO canavarının PR uzmanları gibi..

GDO sofralarda..GDO oltaya takılmış bir yem gibi sanki.. Biri bizi yemliyor olmasın sakın!

Geni ile oynanmadık bir şey kalmadı. Bugün bitkilerin ve hayvanların başına gelenler, bir gün insanların kendisinin de başına gelecek..

Çocuklara iyi bir dünyayı miras bırakılmayacak mı?
İnsanlık, işsizlikten ve açlıktan gibi tehlikeli bir felaketle karşı karşıya insanlık.. Bu yeni bir savaş konusu, yeni bir savaş alanı.. Ülkeniz değil, siz ele geçirilmeye çalışıyorsunuz.. Nükleer savaş, kimyasal savaş değil sözünü ettiğimiz. Biyolojik savaşı da geçtik, iktisadi savaş da değil bu, soğuk savaş da. Hepsinden daha vahim olan genetik savaş..

Tüketirken tükenmeye neden olan genetik değişimler.
Hasta olursan hemen doktora git, çünkü doktorun yaşamaya ihtiyacı var, doktorun yazdığı ilaçları mutlaka al, çünkü eczacının yaşamaya ihtiyacı var, o ilaçları sakın kullanma, çünkü senin yaşamaya ihtiyacın var..

Çocuğunuzun cinsiyetini ve davranışlarını yedirdiğiniz mısır ya da yağ, çikolata-şeker riske sokabilir.. Siz genetik bir risk taşıyor olabilirsiniz ve çocuğunuza cini bir genetik risk miras bırakıyor olabilirsiniz. Yediğiniz içtiğiniz, kullandığınız ilaçlar, çevresel etkilerle bu süreç içinden çıkılmaz bir felakete doğru sürükleyebilir sizi ve çevrenizdekileri..
Ne yazık ki, bu kötü gidişe tek başına dur demek, son derece imkansız..
Deccal, havayı, suyu, toprağı kirleterek geliyor.

Ve önce, 3A’ya saldırıyor. Ahlakı yok ediyor, aklı zail ediyor, aileyi hedef alıyor..
Kimliğimize saldırıyorlar.. Alamet-i farikamız / ayırt edici özelliklerimizi yok etmek istiyorlar.. İnanç, gelenek, ahlak, hepsi düşman ilan edildi.. Cinsel güdülerin, zevk ve iştihanın yön verdiği bir cereyan bugün en büyük tehdit gibi sanki..

Hırs ve öfke, yenme arzusu, yok etme duygusunu kontrol altına almadan insanoğlu, bu işleri çıkar ve iktidar arzusunun aracı olarak insanlığa karşı kullanacak olursa insanoğlunun başına gelecekler var..

En temel sorun; başkalarının acılarında mutluluk, başkalarının yoksulluğunda zenginlik, başkalarının yenilmişliğinde kendilerine iktidar arama çabası..

Bu dert yanmanın da kimseye fayda sağlayacağını sanmıyorum.. Sonuçta bilim ve siyaset önüne çıkan her şeyi parçalayarak ilerliyor.. Namuslu insanlar bu işin başına geçsin diyorsunuz, mekanizma onları da teslim alıyor, kuşatıyor.. Dönüştürelim derken dönüşüveriyorlar..

Bu bilimsel gelişmeler konusunda vaat ettikleri ile sundukları aynı şey değil.. Toplumun karşısına melek maskeleri ile çıksalar da Şeytanın sofrasında iş planlarını yapıyorlar..

Sonunda arkeolojik kazılarla ortaya çıkan batmış kentlerin başına gelenler, bu ülkeler ve bu gayret sahiplerinin de başına gelecek..

Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu dediği gibi şairin, geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek. Su yılanın ağzında şehre, gülde renge ve kokuya dönüşür.. Alimin elinde kitap hayat kaynağı iken, zalimin elinde cinayet aracı olabilir..

Günün Sözü: Hayatın anlamını bile insan, yaşamaktan zevk almasını da bilir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.