BİLGELİK VE AYDIN OLMAK!

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Çoğu kez önemsenen insanların konuşmasını dinlersiniz bir şey öğrenmezsiniz.
Dimağınızda oluşan tadla ayrılırsınız salondan veya ekran başından. Çok az konuşmadan bir şeyler öğrenirsiniz, mutlu olursunuz. Nadir olarak bir konuşma sizi düşündürür, ufuk açar, bir kaleydoskopun dönüşü gibi bilginizi harmanlar ve sizi zihnen farklı bir yere taşır. TV’deki programlarda kendilerini bilge zannedenlerin konuşmasını izlerken bu duyguya kapılırım.

Konuşmacı Lord Alderdice. İngiltere Lordlar Kamarası’nın bir üyesi. Muhtemelen topluma yaptığı başarılı katkılardan ötürü hayat boyu bu payeye kavuşmuş biri. Bir psikiyatrist ve çalışma hayatının büyük bölümünü İngiltere-Kuzey İrlanda, sonra da İrlanda içinde (İngiltere ile birleşmeci Protestanlar ve bağımsızlıkçı Katolikler) uzlaşma ve barış için harcamış.

Tarafsız bir gözlemci ve uzman olarak edindiği deneyimden çıkardığı dersleri şöyle özetler. Acaba kendi uzlaşmazlıklarımıza ışık tutabilecek noktalar var mı?

-Bir uzlaşmazlık ancak onun taraflarınca çözülebilir. Dışardan bir aktör, karşı tarafı anlamayan taraflara ötekinin ne hissettiğini ve ne beklediğini anlamakta yardım edebilir ama onlar adına sorunu çözemez.

-Taraflar çoğu zaman kendi pozisyonlarının ne kadar kendilerine has (ve insanlığın ortak sorunlarından uzak) olduğunu anlamazlar. Kendilerini tanımak için onlara zihinsel bir ayna tutmak gerekir.

Verilen örnek şöyle:
Güney Afrika acımasız apartheid (ırk ayırımı) rejimini sonlandırmış ve Nelson Mandela cumhurbaşkanı olmuştur. Mandela bir türlü anlaşamayan İrlandalıları ülkesine davet eder. Aldığı cevap, “Ama onlar kendi aralarında görüşmüyorlar ki” olur. “Olsun, gelsinler” der. İrlandalılar gelirler, Taraflar ayrı salonlara yerleşirler. Mandela her konuşmayı iki kez yapar ve onlara şunu söyler: “Burada sizi bir araya getirmek için her türlü konforunuzu sağladık, hatta apartheid’ı geri getirdik”. Bu yenilir yutulur bir söz değildir çünkü on yıllarca dünya bu insafsız ayırımcılığı kınamıştır. Bir an kendinizi İrlandalıların yerine koyun; herhalde sadece
“uh” derdiniz ve biraz utanırdınız.

İşte bu, taraflara ayna tutmaktır. Savundukları şeyin dışardan nasıl göründüğünü anlasınlar diye. Bunu çatışma halinde olan bir toplumda kim yapacak? En olası aday ruhu ve aklı ipotek altında olmayan aydınlar belki. Onlar öyle bir dil geliştirmeliler ki uzlaşmazlık halindeki tarafların tümünü içine alsın, birbirlerini anlamasını sağlasın ve çözümün bir tarafa değil ortak çıkara (tüm topluma) yarayacağını vurgulasın. Bu bakımdan çatışmanın dilinin, uzlaşmanın diline dönüştürülmesi önemli. Çünkü bir dil, anlam aktarımına (iletişim) yaradığı gibi anlayış aktarımını da sağlar. Bu nedenle kavgacı, oyalayıcı/kaypak veya uzlaşmacı olabilir. Eğer niyet hakikaten uzlaşma veya çatışmayı bitirmekse dili ona göre seçmek gerekir.

Ama bu mekanik bir dönüşümü değil niyet değişimini de yansıtmalıdır.

-Rakibinizi saf dışı bırakmanın tek yolu onu silahla yok etmek değildir.
Bunu yapamıyorsanız, iki araca baş vurabilirsiniz:

1- Mizah. Silahlı adamlar ciddidir. Onların, sembolleri, merasimleri ve gerçekten komik söylemleriyle alay edin. ABD’de ırkçı Klux Klu Klan’la o kadar alay edildi ki artık gençler ona katılmamaya başladı.

2- Silahla sağlayamadığınız üstünlüğü ahlaken sağlayın. Rakibin acımasız ve orantısız kaba güç kullanma yöntemine yanıt verilmezse, onun haksızlığı teşhir edilir. Ama silaha silahla karşılık verilirse güçlü her zaman kendisini haklı gösterebilir.

-Kendinize sorun; evlatlarınızı şiddetle sonuç alamayacağınızı anladığınız bir dava için ölüme göndermek akıl ve vicdanla bağdaşıyor mu? Bağdaşmıyorsa siz nekrofil (ölüm sever) misiniz?

Ne dersiniz? Bilgelik böyle bir şey işte!
Türkiye’de kendini aydın zanneden, bilge görünmeye çalışan akademisyenler, her konunun uzmanı gazetecileri görünce halk ne düşünüyor, nasıl algılıyor? Hiç merak eden var mı acaba!

Her konunun sulandırıldığı kırıntı bilgilerle kafa karışıklıkların yaşandığı Türkiye’de sağlıklı çözüm yolları bulunabilir mi?

Bekleyip görelim.

Günün Sözü: Aydın olmak bilge kişilikle gerçekleri ifade etmek demektir.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.