0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

BEN SİZİN CEMAZİYÜL EVVELİNİZİ BİLİRİM 

Cumhuriyet kurulmadan önce, hicri takvim kullanıldığından dolayı ayların isimleri de Muharrem, Safer, Rebiyülevvel, Rebiyülahir, Cemaziyülevvel, Cemaziyülahır, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce olarak geçerdi.

O dönemde, devlet dairelerinde evraklar aylık biriktirilip, torbaların üzerine de o ayın damgası vurulur, bir sene bekletildikten sonra mahzene kaldırılırmış.

O dönemde durumu fakir olan, nüfus dairesine yazıcı olarak giren bir kişi, kimse görmeden mahzenden ,bir kaç evrak torbasını boşaltıp, evine getirmiş, tabi o dönemde kumaş nerde, zaten menşur olan, Hint kumaşı veya İngiliz kumaşını bulmak ne mümkün; adamın getirdiği torbalardan eşi ,adama iç çamaşır, don ,gömlek, fanila dikmiş, adam bir gün hamama gittiğinde, bir iş arkadaşıyla karşılaşmış, elbiselerini çıkarınca, iç çamaşırının üzerinde boyası çıkmayan kocaman kırmızı yazıyla yazılmış, Cemaziyülevvel yazısını gören iş  arkadaş, olayı çözmüş fakat arkadaşının durumunu bildiğinden dolayı, mahcup etmemek için; görmemezlikten gelmiş.

Gel zaman git zaman bu fakir yazıcı bir hırsla, işi ilerletmiş nüfus dairesinin en nüfuzlu kişisi olmuş, gelene bağırıyor, gidene çatıyor, diğer personele kan kusturuyormuş. Bir gün o sert kendini beğenmişlik tavrını eski iş arkadaşına da uygulamaya kalkınca, iş arkadaşı; nerden geldiğini hatırlatmak için bana bak müdür bey, ben senin Cemaziyülevvel ’ini bilirim deyince, müdür mahzendeki torbaları çaldığını hatırlamış, hiç ses çıkarmamış.

Günümüzde bazı, politikacılar, dernek yöneticiler, iş adamlarına bu deyimi hatırlatmak gerekiyor.
Din, iman, dürüstlükten ahkâm kesenler ben sizin cemaziyülevvelinizi bilirim.

Ali Sönmez