BEN OLSAYDIM NE YAPARDIM..?

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Aslına bakarsanız birçok konuda, ilişkide ve iş hayatında, atılacak adımlardan önce hep soruyu kendimize yönetmemiz gerekmiyor mu..? Gelin şimdi aynı soruyu şu, aslı bize göre Kuzey Irak olan ama Türkiye’de Kürt sorunu veya Demokratik açılım olarak ortaya çıkan konuda soralım..Kuzey Irak bölgesinde (petrolünde) kimin çıkarı var veya kimler çıkar peşinde..? ABD’nin çıkarı olmasaydı ne işi vardı Irak’ta..? Başka..? Bizzat Kuzey Irak’taki Kürt grupları bu petrolün üzerine oturmak istiyor ama Bağdat yönetimi, Celal Talabani’ye rağmen, buna karşı çünkü o zaman tüm Irak’ın petrol girdileri kapanın elinde kalacak ve bir iç savaş kaçınılmaz olacak.. İran gözünü dikmiş o bölgeye şaşı bakıyor çünkü çıkarı sadece petrol değil aynı zamanda son derecede stratejik.. Aralarında Tükiye’nin de bulunduğu bir dizi Avrupa ülkesi, direkt petrol olmasa bile, kısa ve orta vadede petrol girdilerinden gelecek paralarla yapılacak işler ve hizmetlerden pay kapmaya çalışıyor.. Şimdi büyük patron ABD bu bölgeden askeri olarak çekilmeyi planlıyor ama bu işi, petrol çıkarlarına zarar vermeden yapmak istiyor.. Siz ABD’nin yerinde olsanız, o bölgenin istikrarı ve çıkarlarınızın devamı için ne yapardınız, hangi ülke ile işbirliğine giderdiniz..? İşte soru budur..? Unutmayalım ki ABD Irak konusuna gereğinden fazla yatırım yapmış bir ülkedir. Yani siz kendinizi; o bölgeye hakim olabilmek için, yüz milyarlarca dolar harcamış, dört binin üzerinde vatandaşının hayatını yatırmış, dünyada bir hayli prestij kaybetmiş bir ülke ve onun, vatandaşlarına Irak’tan asker çekme sözü vererek iktidara gelmiş bir Obama ve yönetiminin yerine koyacaksınız..

Bunca yatırımdan sonra, böylesine krizli ve riskli bir bölgeden askerinizi çekeceksiniz… Tabii ki; ABD Irak’tan son askerine varıncaya kadar çekecek değil..Örneğin; İran’ın ya da Suriye’nin olası bir müdahalesinde, büyük askeri gücünüzle ve ağırlıklı olarak havadan müdahale edebilirsiniz ama çıkarlarınıza zarar verecek bölgesel çatışmalar ve istikrarsızlıkları önlemek için ne yapardınız..? Konuya bu açıdan bakarsanız, yaklaşık olarak aynı sonuca geleceğinizi sanıyorum, çünkü ABD asla ve zinhar, o bölgenin istikrarı ve petrolün kesintisiz olarak Musul-Kerkük-Yumurtalık hattından akışını sağlamak için çıkarlarını Irak polis ve askeri gücüne emanet etmez, edemez, çünkü var olan o güç, o işe yetmez..Sanıyorum; siz de olsanız, ordusuna güvendiğiniz, 1952 yılından bu yana Nato üyesi, sizinle ve AB ile engin ekonomik, sosyal ve siyasal ilşkileri olan ayrıca Rusya ile de son derece gelişmiş ilişkilere sahip bir Türkiye’yi tercih ederdiniz..İyi ama Türkiye’nin de belli şartları var..Bunun başında da, PKK ve Kandil dağı var…! Şimdi siz olsanız, Kuzey Irak kürtlerini ve Mesut Barzani’yi üzmemek için, bugüne kadar pek de üzerine gitmediğiniz PKK konusundaki tutumunuzu mu, Türkiye lehine değiştirirdiniz ve PKK’yı gözden çıkartırdınız, yoksa bugüne kadar sürdürdüğünüz tutumunuzda devam eder Türkiye’nin aktif desteğini kaybetmeyi mi göze alırdınız..? Bunu yaparken de Celal Talabani’den gelebilecek itirazlara da ” Otur oturduğun yerde, Irak’taki üç ana grubun içinde en küçüğü olmanıza rağmen seni Cumhurbaşkanı seçtirdim ve destekledim… Ama artık ben gidiyorum ve Türkiye’nin himayesi olmazsa seni hamm yaparlar..” demek yeterlidir…
Mesut Barzani zaten itiraz bile edemez, çünkü biliyor ki, bir yerlerden güçlü bir destek gelmezse, Kuzey Irak’ta gözü ve çıkarı olan komşuları bir tarafa bırakın, Irak’taki Şiiler ve Sunniler tarafından hamm yapılacak… Tabii bütün bunları yaparken Türkiye’den de, terörün bir daha hortlamaması için, içeride bir şeyler yapmasını isterdiniz, ki zaten doğru olanı da budur…Ama; hükümetin , suya “Tersinden” dalan acemi ördek gibi yaptığı yanlışlar yüzünden konu, ana ekseninden kayar gibi gözükse de, karar verilmiştir ve o bölgeden PKK temizlenecektir..Bu gerçeğin tüm taraflar artık farkındadırlar…Türkiye’nin, dün muhatap almadığı Kuzey Irak yöneticilerinin ayaklarına gitmeleri, oralara, onlara rağmen değil, onların güvenliği için gidileceğinin mesajını vermek içindir…İran’la bu yakınlaşmalar, gaz ve petrol çıkarlarının çok ötesindedir…İsrail’e posta koymalar da, aslında ileriye dönük adımlardır ve müslüman Ortadoğu insanının kalbini kazanmaktan öteye geçmemektedir…
Gerek Habur rezaleti, gerekse İzmir taşkınlığı aslında PKK ve yandaşlarının „Yenilmedik, isteyerek barışa gidiyoruz” gibi tamamen popülist çıkışlarıdır… Burada yanlış olarak gözüken, ama son anda, yani 7 Aralık’taki Washington görüşmelerinde, avantaja dönüşebilecek husus, İmralı + PKK + DTP’nin aşırı ve karşılanamaz talepleridir… Bu noktada Türkiye “Görüyormusunuz neler talep ediliyor..? Siz olsanız böylesi talepleri karşılayabilirmisiniz..?” derse, ABD ne cevap verecek sizce..? Bütün bunların ötesinde, acaba TSK neden suskun sizce..? Sadece Ergenekon konusundan mı..? Yoksa; bütün bu açılımlara rağmen TBMM’nin Kuzey Irak’a askeri operasyon iznini uzatması bir tesadüf mü..? Sakın TSK bizlerin bilmediklerini biliyor ve sabırla bekliyor olmasın..? Bu süreçte herkes birşeyler koparmaya çalışıyor aslında… Dinciler ve eski tüfek solcular askere saldırıyor, İmralı+PKK+DTP kendilerini olduklarından büyük göstererek, koparabildikleri kadar taviz koparmaya çalışıyor, Cumhuriyet karşıtları, o dönemde yapılmış olan bazı yanlışlıklarıgündeme getirip Cumhuriyet ve Atatürk kadrolarını yıpratmaya çalışıyor…
 
Durum aslında bu kadar basit…Ama hükümet, bugüne kadar sürdürdüğü kriz yönetim hatalarına devam ederse işler gerçekten eksen değiştirebilir, ki aslında korkulması gereken de budur…
Kalın sağlıcakla efendim…
M.Deniz Olcayto

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.