0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 24 Şubat 2019 tarihinde Kayseri’de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Şu anda beraber oldukları partinin eş başkanı, ‘Biz Kürdistan’da oylarımızı HDP’ye vereceğiz’ diyor. Kardeşlerim Türkiye’de Kürdistan diye bir bölge var mı? Bay Kemal bu açıklamayı yapanlarla nasıl oluyor da beraber yürüyor. Bu İYİ Parti nasıl oluyor da ülkeyi bölenlerle beraber yürüyor?” CHP ve İYİ Parti’nin ülkeyi bölenlerle nasıl beraber yürüdüklerini sorgulayan Tayyip Erdoğan, geçmişi unutmuşa benziyor.

İlk kez 2008 yılının Eylül ayında PKK terör örgütüyle Oslo’da görüşme yapıldığı ortaya çıkınca zamanın başbakanı “görüşme talimatını bizzat ben verdim” demişti. Görüşmeler 2009 yılında da sürdü. Ardından PKK terör örgütünün siyasal uzantıları ile ‘Açılım Süreci’ başlatıldı. Açılım süreci ilk meyvesini 19 Ekim 2009 tarihinde verdi; PKK terör örgütünün 34 militanı, Habur sınır kapısından ülkemize giriş yaptı. Bu teröristleri karşılamaya gelenler arasında milletvekilleri, hükümet temsilcileri ve devletin üst düzey yöneticileri de bulunmuştu. PKK bayraklarıyla, halaylarla, şenliklerle karşılanan bu teröristler için seyyar mahkeme kuruldu.  Bu teröristler silah bırakıyoruz ya da teslim oluyoruz demediler, terör örgütünün başının siyasi iktidara sunduğu 9 maddelik bir yol haritası getirdiklerini söylediler. Oslo’da “istemediğiniz yöneticileri görevden alırız” sözü verenler, yollara hendek kazıp, bomba koyulmasına ses çıkartmayanlar, terör örgütünün başına ‘sayın’, şehitlerimize ise ‘kelle’ diyenler, Dolmabahçe’de mutabakat yapanlar terör örgütüne destek vermeyi sürdürdüler.

Kürdistan Devlet Başkanı havalarında gezen Mesud Barzani, 30 Eylül 2012 tarihinde AKP 4. Olağan Kongresine “onur konuğu” olarak davet edildi ve “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganıyla ayakta alkışlandı. 16 Kasım 2013 tarihinde Diyarbakır’da Mesud Barzani ile birlikte aynı kürsüden konuşma yapan Tayyip Erdoğan şunları söylemişti: “Değerli dostum Mesud Barzani’yi Diyarbakır’da misafir ediyorum. Babanız, amcalarınız gibi kardeşlerinizin toprağına ve onların ülkesine Türkiye Cumhuriyeti’ne, Diyarbakır şehrimize hoş geldiniz. Sizi, şahsınızda Kuzey Irak Kürdistan bölgesindeki değerli kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyorum.”

19 Kasım 2013 tarihinde AKP grup toplantısında CHP ve MHP’ye eleştirilerde bulunan Tayyip Erdoğan, “Meclis tutanaklarına bakarlarsa, orada ‘Kürdistan’ kelimesini görecekler; ilk meclis tutanaklarında o karşı çıktıkları şeyleri görecekler, hem de en başta Gazi Mustafa Kemal’in nutuklarında görecekler. Kürt kelimesini o mecliste görecekler. Kürdistan kelimesini o meclis tutanaklarında görecekler. Böyle biraz daha geçmişe Osmanlı’ya gittikleri zaman, Doğu ve Güneydoğu’nun Kürdistan eyaleti olduğunu görecekler” demişti. Mesud Barzani, 26 Şubat 2017 tarihinde ülkemizi ziyareti etti ve kırmızı halılarla karşılandı. Ziyaret sırasında İstanbul Atatürk Havalimanı’nda ve Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ilk kez Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bayrağı asıldı.

Bütün bunlar ortadayken CHP ve İYİ Parti’ye, “HDP ile beraber hareket ediyor” demek, PKK terör örgütüyle birlikte göstermek ve “Kandil’in Mızıkacıları” yakıştırmasında bulunmak ancak akıl tutulması ile açıklanabilir. Yerel seçimler için bugün “beka sorunu” diye çırpınanlara sormak gerekir: Terör örgütüyle görüşürken, teröristleri Habur’da karşılarken, güvenlik güçlerine kayıtsız kalma talimatları verirken “beka sorunu” akıllarına neden gelmedi? Yaşadığımız ekonomik krizin adına “beka sorunu” diyerek, oy almaya ve oy çalmaya devam etmek istiyorlar.

CHP ve İYİ Parti’nin bu konuda sessiz kalmadan “PKK terör örgütüyle görüşen, temsilcileriyle pazarlık yapan sizsiniz”, “Beka Sorunu”nu yaratan sizsiniz” demeleri gerekir. Ama belki böyle diyerek yerel seçim öncesinde HDP’lileri gücendirmekten de korkuyor olabilirler.

Bugün toplum olaylara ve olanlara sessizdir, tepkisizdir. Çünkü iktidara da, muhalefete de güveni kalmamıştır. Toplum çıkış yolu aramaktadır. Tam bağımsızlıktan yana ve emperyalizm karşıtı vatansever aydınlar ile Kemalist aydınların oluşturacağı bir ulusal örgütlenme, topluma güven verecek ve umut olacaktır. Herkes üzerine düşen görevi yerine getirmek zorundadır.

Suay Karaman