0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Okuyucularımın kurban bayramını kutluyorum.

İslam’ın beş şartından biri olan hac ziyareti de dünyanın farklı coğrafyalarından gelen yüz binlerce insan tarafından yerine getiriliyor..

Renk, cins, yaş, makam, unvan, zengin, fakir, şöhret farkı olmaksızın her insanın beyaz bir ihramla eşitlendiği bir ortam!.

Tüm dinlerin ideolojilerin uğruna mücadele ettiği tüm insanlar, doğuştan eşittir ilkesinin doğal bir şekilde Mekke’de gerçekleşmesi!

Ama ne yazık ki böylesine bir tablo gerçeği her yıl tekrarlanırken, Müslüman dünya, İslam’ın bu anlamlı eşitlik düşüncesini tersyüz edebiliyor.

İslam adına hareket edenlerin; şatafatlı yaşam biçimleri, zenginleşmek için her türlü yolu mubah gören anlayışı karşısında İslam’ın temel kaynağı Kur’an münafıklar deyimini kullanıyor.

Kullanıyor ama ne yazık ki İslam’ı, İslami değerleri şekle dönüştüren zihniyet din adına İslam adına İslam’ın yasakladığı ne kadar yanlış iş varsa yapmaktan çekinmiyorlar..

Bayramları kan gölüne dönüştürmeyelim!

Türban konusunu gündemden düşürmeyenler, ülkede kaos meydana getirenler ne yazık ki Türkiye’nin kanayan yarası trafik kazaları üzerinde yeterince durmuyorlar…

Durmazlar çünkü trafik kazalarını önlemek için ilaç yok, komisyon yok.. Birilerini zenginleştirmek yok.. Deney yok, kobay yok. Yok yok…

Bakın Avrupa’yı solladık! Türkiye’de 1 yılda olan kazalar, 27 AB ülkesinin toplamı kadar

Her yıl artan oranda ortalığı kana bulayan trafik kazaları, artık isyan ettiriyor. Tüm uyarı ve önlemlere rağmen, yollar kan gölüne dönüyor. Bu korkunç kazaların nedenini herkes farklı yorumlasa da bir gerçek var. Önlenebilir olduğu!

Geçtiğimiz bayram süresince meydana gelen trafik kazalarında her 57 dakikada 1 kişinin öldü. Trafik kurallarını hiçe sayan şoförlerin yüzde 8’inde ileri derecede kişilik bozukluğu, madde bağımlılığı ve depresyon gibi ruhsal sorunlar bulunuyor. Kazaların yüzde 95’i insan hatasından kaynaklanıyor. Ortada masal kahramanı canavar yok.

Kural ihlal eden, alkollü araç kullanan, hatalı sollama yapan, kırmızı ışıkta geçen, emniyet kemeri takmayan, hızlı araç kullanmayı normal kabul eden, cezalardan hiç ders almayan insanlar var. Şehirlerarası yollarda radar kontrolleri başladıktan sonra ölümlü kazalar yüzde 30 azaldı. Ancak şehir içinde kuralları çiğneyen sürücülere yeteri kadar ceza verilmiyor. İhlali gören ihbar etmiyor.

Türkiye’deki kazaların yüzde 40’ı alkollü araç kullanımı nedeniyle meydana geliyor. Oysa Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran yüzde 5’tir. Türkiye’de 1 yıldaki ölümlü kazaların toplamı, 27 AB ülkesinin 1 yıllık toplam kazası kadardır.

Çoğunluğun güvenini sağlayacak tedbirler alınmadıkça, ölümlerin ardı arkası kesilmez. Çocuklara 12 yaşına kadar trafik eğitimi verdiğimiz zaman bu çocukta trafik kurallarına uymak kalıcı bir hale gelir. Araç kullanma yaşı geldiğinde de kurallara eksiksiz uyar.

Ama maalesef Türkiye’de trafik dersi göstermelik olarak veriliyor. İstanbul gibi büyük bir kentte 10 tane bile trafik eğitim parkı yok. Oysa Avrupa’da her kasabada bu parklardan var ve çocuklar küçük yaşta trafik kurallarını öğreniyor. Trafik eğitimine önem veren ülkelerde ölümlü kazalar zamanla azalır.

Şehir içi ve şehirlerarası trafik, bayram dolayısıyla yoğunluk kazanacak. Özellikle trafik seyrinin arttığı, tatilin ilk ve son günlerinde sürücülerimizden kurallara uymakta gereken hassasiyeti göstermeli ve daha dikkatli olmalıdır. Trafik terörü dalgınlığı affetmiyor. Bayramı mutlu bitirmek için trafiğe çıkacaklar dikkatsizliğin kurbanı olmamaları gerekir..

Bayramın getirdiği kardeşliği, barışı, uzlaşıyı, hoşgörüyü hissetmek hissettirmek, yaşamak yaşatmak için çaba göstermemiz gerektiğini unutmayalım.!

Günün Sözü: Karakterimiz kendimizdir.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.