BATI’ya Açılış

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
… Çok uzaklarda, Türkiye’de halklar birbirini yerken, Pazar ve tatil günleri savaşa ve savaş çığlıklarına ilişkinbir söyleşiden daha iyi bir şey düşünemem.
J.W.v.Goethe (1749-1832), Faust [1]
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunda Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği Batı, coğrafyadan ziyade çağdaş medeniyete yol göstermekti. O yıllarda ikinci Dünya Savaşı’nın buradan Dünya’yı kasıp kavuracağı henüz düşünülmediği gibi, güneşin ve ilmin doğduğu yönü ihmâl etmek, hele hele o tarafa doğuya ve diğer yönlere görülmez duvar örmek gibi bir amaç yoktu. Bu nedenle Batı Avrupa ile geriye kalan Dünya arasındaki pencereyi açık tutan Batıavrupalı Türklerdir.
Batıavrupa perspektifi basın ve medya tarafından daraltılıyor. Doğa burada güzel kalsın, çevre korunsun barış burada kalsın. Geri kalan dünyaya adeta görülmez duvarlar örülüyor.
NATO olmasa dünyanın diğer coğrafyasından hiç haberimiz olmayacaktı. TRT türkçe televizyon ve ARTE almanca televizyon yayınları iyi ki var. Yoksa Akdeniz’de boğularak ölen umut yolcularını bile duymayacaktık. Basın özgürlüğü, insan hakları yalnız Avrupa’da önemli oluyor.
Son yıllarda en güzel ormanlar Almanya’nın. Halbuki biz en çok kâğıt, odun harcıyan ve tahta mobilya kulanan toplumuz. Dünya’nın öbür tarafları ormansız kalsın, anlayışı ile uzun zaman iyi gitmez [2]. Çevre uzmanı köşe yazarlarımız bu konuyu çok bilinçli ve etraflı bir şekilde sık sık dile getiriyorlar. Aslında tüm dünya insanları bir gemide gibiyiz.
Batıavrupa’dan Anadolu üzerinden Dünya’ya pencereyi açık tutan bir kuruluştan bahsetmek istiyorum.
Berlin-Avrupalı Türkler İnisiyatifi Nisan 2003 yılında kurulmuştur. BATI bağımsızdır ve herhangi bir maddî hedefi yoktur. Amacı Almanya’da yaşıyan Türkleri, Almanları ve Avrupa vatandaşlarını Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği hakkında bilgilendirmek. Bu sayede Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde kamu oyunu aydınlatarak ön yargıları gidermiş olacak. Avrupa Evi’nde bu toplantılarda anında çeviri yapılıyor.
Üyeliğin önemi ve sonuçları yapılan etkinliklerle çok etraflı nesnel olarak açıklanıyor. Zira etkinliklere en doğru ve en yetkili ağızlardan bilgilendiren kişiler davet ediliyor. Hem Türkiye’yi hem de Batıavrupa’yı iyi tanıyan uzmanlar davet ediliyor.
Her toplantıdan sonra ne kadar az bildiğimi ve ne kadar bildiklerimi unutmuş olduğumu farkediyorum.
Katılanların üçte biri türk, üçte biri alman ve üçte biri diğer Avrupa ülkelerinden. Yani bundan daha iyi bir katılım projesi olamaz. İşlenen konulardan bir kaç örnek:
 
– Türkiye nereye gidiyor, iç problemleri ve Avrupa perspektifleri.
– İkiyüz yıllık yalnızlık, Türkiye’nin yolu.
– Türkiye’nin AB politikasındaki son durum ve gelişmeler.
– Annan Planın’dan sonraki gelişmeler.
 
Her toplantının sonunda Türkiye bütün AB isteklerini yerine getirse bile, tam üyelik için zorluk çıkarılmaya devam edilecek duygusu ile toplantıdan ayrılan yalnız ben değilim. AB sözlerinde durmamaya devam edecek.
Halbuki Türkiye 2004 yılında üye olanlardan çok daha ilerdedir. 1990 yılından beri eski komünist yeni AB üyeleri ülkelerinden araba ile Türkiye’ye gidiyorum. Bütün gelişmelere adım adım şahit oldum.
Eğer Türkiye’den perfekt olması bekleniyorsa, belki bir gün Türkiye artık sana ihtiyacım yok AB diyecek. “Çok naz, âşık usandırır.”
T.C. Elçilik temsilcileri ve Başkonsolos’un da devamlı katıldığı bu panellerin sonu olan, Annan Planı’ndan sonraki Gelişmeler konulu paneli biraz açmak istiyorum.
Bu etkinliğe çok değerli, bilgili Kuzey Kıbrıs’ta ders veren,
TBMM DSP Milletvekili Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı davet edilmişti.
ilter-gh-18-05-a.jpg
BATI Yönetim Kurulu Başkanı Okan Özoğlu’nun açılış konuşmasından sonra panelde moderatörlüğü Berlin Avrupa Akademisi ikinci başkanı Dr. Jaroslav Sonka yaptı. Prag’ta üniversitede komünikasyon dersi verdiği belli oluyordu.
Hüseyin Bey politikaya Bülent Ecevit’in daveti ile başladığının özetini yaptı. Aslında bir daha, bir daha kitap yazmaktı amacı.
Daha önce başmüşavirlik ve elçilik yapmıştı. Politikaya başlayınca Kıbrıs ve Ege sorunları ile ilgili komisyona girdiğinden olayların, gelişmelerin tam içinde idi.
Konuşmasına yalnız türk tarafının tezlerini açıklamak için gelmediğini, her iki tarafın tezlerini bilirkişi olarak anlatacağını, söyleyerek başladı.
Kıbrıs’ın bütün tarihçesini gözler önüne serdi, katılımcıların yüz hatlarından birçok şeyi ilk defa duydukları okunuyordu. Yıllardır Kıbrıs’tan tek bir devlet olarak konuşuluyor.Avrupa yıllardır Kıbrıs derken Kuzey Kıbrıs’tan hiç bahsetmiyordu. Annan Planı’nı reddeden Güney-Kıbrıs olduğu halde Kuzey-Kıbrıs cezalandırıldı. İzolasyonlar kaldırılmadı, AB verdiği sözleri tutmadı.
Tageszeitung (TAZ), Klaus Hillenbrand konuya çok olumlu yaklaştı. İsrail’e giderken 1975 yılında keşfettiği Kıbrıs’la ilişkisini hiç kesmemiş, gelişmeleri yakından tanıyordu. Kuzey ve Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanları’nın buluşması ile yavaşta olsa bir hareketlilik başladığını, söyledi.
Ama konuşmasının sonunda AB’nin Kıbrıs sorununu çözmeden Güney-Kıbrıs’ı üyeliğe kabul etmekle çok büyük hata yaptığını açıklamak zorunda kaldı.
Bence şu andaki çözüm Türkiye’yi tek taraflı sorumlu tutup, zorlamadan koşulsuz üyeliğe almaktır.
Kuzey Kıbrıs Annan Planı BM aracılığı ile sorunun çözülmesini istiyor. Yani eşit haklara sahip iki federasyon birleşmesi.
Güney Kıbrıs AB’yi zorluyarak, Kuzey Kıbrıs yokmuş gibi tek devlet, tek söz hakkı istiyor. Veto hakkıyla AB Türkiye ilişkilerinin ilerlemesini engelliyor.
Birlik potansiyelinden karşılıklı faydalanmak için önce aydın insanları bilinçlendirmeli. Hem Türkiye hem Avrupalı Türkler haklarını idrak ederek, taleplerini yalnız dile getirmekle kalmıyarak, çözümler üretmelidir.
Bunu BATI’nin panellerine katılarak daha iyi yapabiliriz. Bilhassa işverenlerimiz bu inisiyatifi desteklemelidir [3].
Panellerin sonunda ikram edilen yiyecek, içecekle sıcak ve samimî bir ortamda konuşmacılara sorularınızı bizzat yöneltebilirsiniz.
 
ilter-gh-18-05-b.jpg
 
Tüm BATI Yönetim Kurulu Üyelerine başarılarının devamını diliyorum.
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen
 
 
Kaynaklar:
[1] Alman Kültüründe Prof.Dr. Onur Bilge Kula
Türk İmgesi III, Gündoğan Yayınları, Sayfa 301
[2] Unser Wald wächst- kahlschlagen lassen wir woanders,
Natur und Kosmos, Mai 2009
Not:
[3] www.bati-berlin.de Genelsekreter Nalan Arkat

    

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.