BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

30 Eylül Pazar günü yapılan AKP Kongresine Aydınlık, Birgün, Cumhuriyet, Evrensel, Sözcü, Yeniçağ gazeteleri alınmadı. ”Özgürlük, demokrasi!” diye diye bir diktatörlüğün nasıl kurulduğunu bir türlü anlamayıp fark etmeyenler AKP’nin bu tavrını da sessizlikle karşıladılar.
Muhalif gazetelerin giremediği kongre salonunda basın özgürlüğünü engelleme adına ikinci olay daha oldu. Cumhuriyet Gazetesinin Ankara temsilcisi, Habertürk televizyonu tarafından aranıyor kongrede yorum yapmak için. O da koşturarak kongre salonuna gidiyor. Tam canlı yayına girilecekken AKP’nin basından sorumlu genel başkan yardımcısı birini gönderip bu kişinin konuşmamasını istiyor. Demokrat(?) genel başkan yardımcısı kongre sonrasında konuk olacağı televizyonun izlencesine katılmayacağını söylüyor. Yani tehdit ediyor televizyonu. Sonuç mu? Gazeteci konuşturulmuyor. Habertürk yöneticileri, bir siyasal şantaja, tehdide boyun eğiyorlar. ”Biz gazeteci arkadaşımızı konuşturacağız. Söz verdiğiniz izlenceye katılmamanız sizin sorununuz.” diyemiyor özgür(!) basının yöneticileri.

”Basın özgürlüğü” sözü, dillerden düşmüyor. Demokrasinin vazgeçilmezinin ”özgür basın” olduğunu herkes söyler. Özellikle de basın kuruluşları ve kendini fasulye gibi nimetten sayan yanardöner köşe yazıcıları. Muhalif basının ”m”si yok AKP kongresinde. Kimsede ”tıs!” yok.
Hani, demokrattınız? Hani, özgürlükten yanaydınız? Hani, özgür basını olmayan ülkede demokrasi olmazdı?
Demokrasi, muhalefetin özgürce düşüncelerini dile getirdiği tek yönetim biçimidir? Diktatörlüklerde muhalefet olmaz, iktidarı eleştirenlerin sesi kısılır. Diktatörle demokrat bir siyasetçiyi birbirinden farklı kılan en önemli ayrım şudur: Diktatör sürekli pohpohlanmaktan, övülmekten, hatta kendine tanrısal özellikler yüklenmesinden hoşlanır. Demokrat siyasetçi ise eleştirilerin kendini geliştireceğini düşünür, karşıtlarının düşüncelerine ve söz söyleme haklarına saygı gösterir.
AKP iktidarını eleştiren altı gazetenin haber alma hakkı engelleniyor. Anlı şanlı basın organları susuyor. Neden mi? Gırtlaklarından iktidara bağımlılar. Kiminin patronu enerji ihalesi peşinde, kimi ise vergi borçlarının affedilmesi için bin takla atmada. Bazıları içi boşaltılan bankasını devlete kakalamak için uğraş vermekte. Ne demiş atalarımız: ”Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını sallar.” İktidarın ekmeğini yiyip semirenlerin, basın özgürlüğünü savunmaları olanaksız. Bu nedenledir ki işi yalnızca gazetecilik olan basın patronlarına gereksinim var. Tabi en iyisi halkın patron olduğu gazetelerin çoğalması.
AKP ülkemizin birliği, dirliği için mücadele eden altı gazeteyi salona almıyor; ama bölücü örgütün koruyucusu Barzani’yi kongre kürsüsünden konuşturuyor. İşte, AKP demokrasisi! İşte, AKP’nin özgürlük anlayışı! Yoruma gerek var mı?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.