BAŞBAKAN GÖRÜNÜMLÜ “MÜSVEDDE”

ABONE OL
18:21 - 01/10/2020 18:21
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BAŞBAKAN GÖRÜNÜMLÜ “MÜSVEDDE” 


Hayatını İstanbul’un fethi üzerine kurgulayarak yaşayan Başbakan Tayyip Erdoğan, 29 Mayıs Perşembe günü yapılan törende yine veciz sözler söyledi: “Artist, sanatçı görünümünde birtakım müsveddeler, yeni acılar, yeni ölümler yaşansın diye isyan çağrıları yapıyorlar. Ama bu gençlik bu çağrılara asla kulak asmayacak. Onlar şiddet dese de siz fikirlerinizle cevap vereceksiniz. İşte bu geziciler var ya geziciler onlar fikri olmayandır. Onlar düşüncesi olmayandır. Onlar dikili bir ağacı olmayandır. İşte siz öyle bir gençlik olmayacaksınız. Siz kalemle konuşacaksınız.”

Geçen yıl 31 Mayıs tarihinde siyasi iktidar her zamanki gibi, mahkeme kararlarını yok sayarak Taksim Gezi Parkı’na kışla görünümlü alışveriş merkezi yapılmasına karar vermişti. Bu karara karşı çıkan bir avuç insanın direniş başlattığı Taksim Gezi Parkı olayları, tüm ülkeye yayılarak, son zamanlardaki en güçlü halk direnişi olarak tarihe geçmiştir. Taksim Gezi Parkı olayları başladığında Abdullah Gül, İstanbul Valisi’ni arayarak “dağıtın” emrini veren ilk kişiydi. Yurtdışı gezilerinden dönen Tayyip Erdoğan da, “dağıtın” emrini vermişti. Bu emirler üzerine artan şiddet, üzücü olaylara neden olmuştu. Türk ulusunun yeni bir dönüm noktası olan bu toplumsal hareket, siyasi iktidarın sürekli artan gerginlik politikası nedeniyle hayatlarını yitiren, yaralanan, sağlıklarını yitiren birçok insanımızla özdeşleşmiştir.

Bu halk direnişinde CHP ve MHP gibi muhalefet partileri ise sınıfta kalmışlardır. Emperyalizm, deliğe süpürülmesini istediği başbakanın yerine, Abdullah Gül’ü etkin bir konuma getirmek istemektedir. Yurtsever geçinenler de bunu desteklemektedir. Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül’ü “sağduyunun sesi”, Devlet Bahçeli ise “zamanında ve yerinde konuşan adam” olarak parlatmak görevini üstlenmişlerdir.
Bu direniş göstermiştir ki, halk siyasi iktidarın ve muhalefet partilerinin yöneticilerinin toptan istifasını istemektedir. Çünkü siyasi iktidar “ileri demokrasi” adını verdiği faşizmin arkasına saklanırken, muhalefet partileri ise Taksim Gezi Parkı’nın arkasına saklanarak, dışarıdan verilen emirleri yerine getirmektedirler. İşte bunların hepsinin ülkemizin çıkarları için değiştirilmeleri gerekmektedir.
Siyasi iktidar ve diktatör görünümlü müsveddeleri, ilk kez bu olaylar sonucunda büyük korkuya kapılmış ve koltuklarının sallandıklarını anlamıştır. Ardından gelen 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile, siyasi iktidar tükenme noktasına gelmiştir.

Taksim Gezi Parkı olaylarının yıldönümünde siyasi iktidar, milyonların bir kez daha meydanlara inmelerini önlemek için, 25.000 polis, 50 TOMA, akrep, sivil provokatör ve ajanları ile Taksim’e çıkan bütün yolları tutmak istemiştir. Çünkü artık meydanları geri alamayacağını ve bunun da iktidarlarının sonu olacağını çok iyi anlamışlardır.  Muhalif güçlerin parçalanmışlığı ile muhalefetin yokluğuna ve siyasi iktidara gizli desteğine karşın AKP hükümeti artık varlığını sürdüremeyecek bir konuma gelmiştir.

Taksim Gezi Parkı olaylarının yıldönümünde, liderleri ve milletvekilleriyle alanlara inerek, halkın arasında yer alamayan ve AKP iktidarının baskısını püskürtemeyen muhalefet partileri, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sınıfta kalmışlardır. Tabandan kaçarak, tavanda “çatı aday” aramakla meşgul olan muhalefet partileri, artık toplumun umudu olmaktan da çıkmışlardır.
Taksim Gezi Parkı için çok sert önlemler alan siyasi iktidar, günlerdir PKK terör örgütü tarafından kapatılmış olan Diyarbakır – Bingöl karayolunu, ulaşıma açamamaktadır. Batı bölgelerinde aslanlaşan siyasi iktidar, Güneydoğu bölgelerinde fareleşmektedir. 

Şırnak Valisi Hasan İpek; “Çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız Tayyip Erdoğan’a ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’ı takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Halkın bu yoğun ilgisine hiç kimse karşı çıkmasın istiyorum” dedi. 
Bu söyleme karşı hiç sesini çıkaramayan siyasi iktidar, “çözüm süreci” kandırmacasıyla, ülkemizin bölünmesine yeşil ışık yakarak, ihanetlerine yenilerini eklemektedir. Bu aşamada muhalefetin de sesi kısılmıştır, çıkmamaktadır.

Yolun sonuna geldikleri açıkça belli olan siyasi iktidar ile özellikle Şırnak Valisi’nin sözleri de göz önüne alındığında başbakan görünümlü müsvedde, ne yaparlarsa yapsınlar, direnen halkın karşısında yenileceklerdir. Hangi diktatör sonsuza kadar iktidarda kaldı ki, bu müsveddeler kalacak? Atatürk’ün ışıltılı yolu, her zaman olduğu gibi, yine bizleri aydınlatarak, doğruya ulaşmamızı sağlayacaktır.

Suay Karaman
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.