Barış Güneşi Didim’den Doğuyor

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

“Yurtta Barış, Dünyada Barış …”
“Zorunlu Olmadıkça Savaş Cinayettir …” 
Mustafa Kemal Atatürk                                                                                      
 
 
Bütün Dünya’da barış sözde kalıyor. Barış Günü savaş gölgesinde kutlanıyor. Karadeniz’de gerginlik dinmiyor. ABD işgali altındaki Irak ve Afganistan’da kan dökülmeye devam ediyor.
Afrika’da birçok ülke birbirleriyle sürekli savaşıyor, binlerce sivil insan hayatını kaybediyor.
Heryıl savunma harcamasına 900 milyar dolar verilirken, insani yardımlar için ancak 60 milyar dolar ayrılıyor.
Çatışmalar nedeniyle çok sayıda insan göçmen durumuna düşüyor. Yalnız Güney Osetya’da 150 binden fazla insan evinden, yurdundan ayrılmak zorunda bırakıldı.
Bütün bu olumsuz gelişmeler, acımasız savaşın kötü yüzünü gösterirken, barış etkinlikleri bütün Türkiye’de yoğun bir şekilde yapıldı. Barışa özlem mitinglerde beyaz güvercinlerle, beyaz giyimlerle, coşku ile etkinliklere katılımla gösterildi, yaşandı.

Didim’de Barış Meşalesi’nin önüçüncüsünü yaktı. Gençler koştu, çocuklar barış için resim yaptı.
Heykeltraşlar barış için kumdan heykeller yaptı. Altınkum Plajı görülmeye değerdi.
holzhey-b.jpg
Sanatçılar şarkılarında barışa olan özlemi dile getirdi. Edebiyatçılar yazdıklarını okudular, neden barış için yazdıklarını anlattılar.
Program çok çeşitli, renkli ve kaliteli etkinliklerle yüklü olduğundan biz katılımcılar üç gün boyunca seçmede çok zorlandık.
Cumhuriyet Gazetesi yazarları barış için yollara düşmüştü.
Ümit Zileli “Barışa Muhtaç Türkiye” diyordu.
Ali Sirmen “Barışın Gerekliliğini” anlatırken Didim’deki ingilizlere barışçıl yaklaştı. Bazı toplantı ve konferanslarda dile getirilen ingilizlere karşı konuşmalar ve genellemeler onun konuşmasında yer almadı.
Zeynep Oral’ın da konuşması Ali Sirmen gibi akıcı, açık ve kaliteli idi. Salonu dolduranların Cumhuriyet Okuyucusu olduğunu hemen farketmişti.
Konuşmasında yüreğime değmişti, dokunmuştu adeta, en büyük zevkim çocukları izlemek derken.
Savaşın etkilerini çocukların oyunlarında nasıl yansıttığını birkaç örnekle özetlemişti.
Şiddeti çocukların yetişkinlerden öğrendiğini, bu nedenle barışın da öğrenilip, öğretilebileceğini anlattı.
Türkiye’de bazı öğretmen yetiştiren üniversitelerde barış dersi yapıldığı çok güzel bir haberdi.
Hepimiz içimizde barışık yaşamadan, yani kendimizle barışık olmadan barış için hiç birşey yapamayız. Önce içimizdeki ön yargılara karşı gelmeliyiz.
Zeynep Oral’ın verdiği örnekler başlı başına bir köşe yazızı olur. Bu nedenle onları tekrarlamayacağım.
holzhey-a.jpgAlmanca eğitimle ilgili yazılarımı okuyanlar hatırlıyacaklardır. Önyargılara karşı, barış için ders ve konuları yıllarca, bilhassa deneyimli öğretmenler hep yaptık. Almanya’da Sosyal Bilgiler (Sozialkunde) eski kitaplara bakmalarını genç öğretmen meslektaşlarıma tavsiye ediyorum. Bu konuya tekrar döneceğim.
Oyuncu Turgay Yıldız ile oyuncu Bahadır Tokmak’ın oynadığı “Annenizi Özelleştirebilir miyim” tiyatro oyununu göremediğim için çok şey kaçırdığımı katılımcılar söyledi. Halk gülmeyen, kızgın bakışlı, bağırarak konuşan politikacılardan bıkmış. Gülmeye öyle bir ihtiyaç var ki, anlatamam.
Torunumu yuvaya götürmeden önce her sabah bir Nasrettin Hoca fıkrası anlatır veya okurdum. Ne kadar doğru yaptığımı bir daha düşündüm.
Komşumuz kahkaha adamı Mehmet T.’u plajda görmeyince bir eksiklik duyuyoruz.
Yine dil bilimcisi Sevgi Özel’in söyleşisi “iktidar benim ne istersem söylerim” çok ilginçti. Katılımcılar canla başla dinlediler. Bir parti çoğunluk elimde, ben iktidarım istediğimi yaparım derse bu demokrasi değildir.
Bazı sorumlu politikacıların Türkçe’yi nasıl bozduklarını anlattı. Sevgili ha-ber okurlarım bunları kolayca tanırlar, zira onlar dile önem verdikleri için bu gazeteyi okuyorlar.
“Laikçi” diye bir sözcük Türkçe dil hazinesinde yok diyen Sevgi Özel “almancı ve gurbetçi” sözcüklerinin da yok olduğunu tekrarlamış oldu. Bu konuyu ben sık sık dile getiriyorum, negatif olan bu sözcüklere karşı tepki göstermemiz gerekiyor.
Berlin’den gelen türkçe öğrenen bir katılımcının sorusu şöyleydi:
Kahve bulunmadan önce “kahverengi” sözcüğü nasıl adlandırılıyordu?
Siz biliyor musunuz?
Yazımı Didim Belediye Başkanı (CHP) Mümin Kamacı’nın açılışta yaptığı sözüyle bitirmek istiyorum.
“Kent kimliğini barış, kültür ve turizm ekseninde tanımlayan Didim, Belediyemiz öncülüğünde 13. Barış Şenliği’ne ev sahipliği yapıyor.
 
Her doğan gün barışla aydınlanacak, barış güneşi bir kez daha Didim’den doğacak.”
 
Hoşça kalın, sevgili okurlarım, tüm olumsuzluklara rağmen barış için umutluyum.
İlter Gözkaya-Holzhey
Emekli öğretmen

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.