BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ VE BİR GENÇLİK ANISI

ABONE OL
18:10 - 01/10/2020 18:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ VE BİR GENÇLİK ANISI

Kararname numarası: 10924
Kararname tarihi: 1 Mart 1961
Kararnameyle ilgili yasanın adı: Barış Gönüllüleri Yasası – Tarihi: 22 Eylül 1961 – Numarası: 87/293
Kararnamenin yasasını çıkaran makam: ABD Kongresi
Onaylayan makam: ABD Başkanlığı / J. F. Kennedy
Amacı: III. Dünya ülkelerindeki devrimci ruh yükselişinden kaygı duyan ABD, Barış Gönüllüleri ile, özellikle Afrika ve Asya’nın sömürgecilik sonrası yeni kurulan ülkelerindeki, “Çirkin Amerikalı” ve “Yankee emperyalizmi” karşıtlarını etkisiz hale getirmek. 
Barış Gönüllüleri gittikleri ya da görevlendirildikleri ülkelere teknik yardım götürecekler, görevlendirildikleri ülke halkının Amerikan kültürünü tanımasını sağlayacaklar, buna bağlı olarak Amerikalıların ABD dışında kalan halkların kültürlerini anlamalarına yardımcı olacaklar.
1961 – 2016, 55 yıllık bir geçmişi var bu hareketin. Bu süre içinde 139 ülkede çalımışlar bu Barış Gönüllü(!)leri. 
Örgüte, ABD Barış Gönüllüleri’ne ilk karşı çıkan ülke Nikaragua olmuş. Bu ülkenin başına gelenler ya da getirilenler konuyla ilgilenenlerin belleklerindedir. 
10 yıl sonra, Temmuz 1971’de, programa soğuk bakan Başkan Richard Nixon, Barış Gönüllüleri’ni ACTION adlı devlet kuruluşuna bağlamış. 1979 da bunlara tam özerklik sağlayan ABD Başkanı Jimmy Carter olmuş. 1981 de çıkartılan bir yasayla bu örgüt bağımsız, federal örgüt statüsüne kavuşmuş. 
11 Eylül 2001 e gelindiğide G.W. Bush; Terörizmle Savaş politikasının parçası olarak beş yıl içinde örgütün hacmini ikiye katlama sözünü vermiş, sözünü de tutmuş.Örgütün bütçesi 2004 mali yılı için Kongre’den, Başkan’ın talebinden 30 milyon az, ancak; 2003 tekinden 30 milyon fazla olarak, 325 milyon USD ına yükseltilmiş.
Obama döneminde örgütün bütçesi 400 000 000 (dörtyüz milyon) ABD Dolarına çıkartılmış. 
Tüm bunları neden mi yazdım? Şundan:
1964 / 1965 Öğretim Yılı’nda öğrencisi olduğum Ceyhan Lisesi’ne de bunlardan üç tane geldiler. Birisi de benim öğretmenim oldu bunların. Seçmeli dersim İngilizceydi lisede.
Başarılı bulmuş olacaklar ki beni, birgün bize geldiler üçü birden. Rahmetli babama beni Amerika’ya götürmek ve orada okutmak istediklerini söylediler ve izin istediler.
Babamın onlara verdiği yanıt bugün de kulaklarımdadır: “Benim Amerika’ya gönderecek oğlum yok!”
Gönderseydi ne olurdu?
Soru da bu, sorun da benim açımdan…
Bugün sorunsuz bir emeklilik yaşamı sürdüren ben nerede olurdum babam beni verseydi onlara?
Babama dua mı edeyim ben şimdi, beddua mı?
1980 den bu yana yurduma ve yurdum insanına yaşatılanları bir film şeridi gibi geçiriyorum da gözümün önünden, dua ediyorum ben babama. 
Hiç kuşku yok, ben de “Özal’ın Prensleri”nden biriydim babam beni gönderseydi o Barış Gönüllüleri’yle ABD’ye.
Sizin anlayacağınız onlar beni o ihanet çetesinin bir tetikçisi yapmak istediler. Ama; benim okuma yazma dahi bilmeyen babam kurtardı beni.
Onlar bu oyunu, yurdumuzun ve yurdumuz insanının üstünde oynadıkları bu kirli oyunu 1946 dan bu yana oynuyorlar. Davulu boynuna asacakları, tokmağı eline verecekleri işbirlikçi gaflet, dalâlet ve ihanet erbabını bulmakta da hiç zorlanmadılar, zorlanmıyorlar, zorlanmayacaklar.
Ne geçmişte! Ne şimdi! Ne de gelecekte!
Benim yaşımda olanlar, 1960 tan bu yana olanları bir anımsayın lütfen!
“Adlarını sayın!” desem kaç isim sayarsınız “şahsî menfaatini müstevlîlerin siyasî emellleri”yle tevid eden?
Yurdumuzu ve yurdumuz insanını, başımızın belası bu ABD den ve onların yerli işbirlikçilerinden kurtarmak başat görevidir her yurtseverin.
Çünkü; söz konusu olan vatandır. Bundan gayrisiyse teferruattır.

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.