BANDANA DÜŞTÜ, KEL GÖRÜNDÜ… ŞİMDİ NE OLACAK?

ABONE OL
18:19 - 01/10/2020 18:19
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BANDANA DÜŞTÜ, KEL GÖRÜNDÜ… ŞİMDİ NE OLACAK?

Daha öncede yazmıştım. 
50 yılını geride bıraktığımız Türk izciliğinde bir geçmişimiz var. Son on yıldır meydana gelen olumsuzlukları Avrupa bürosu görevlisi David Mckee’ye yazdığım bir mektup ile duyurmuş, Türkiye’de yeni bir yapılanmanın gereğini belirtmiştim.
Mektup, özel bir içerik taşımasına rağmen anında Türkiye’deki izcilik federasyonuna servis edilmiş, yapılan bir garip tercüme ile TİF in internet sitesinde anında Türk İzciliğine afişe edilmişti.
Neleri yazdığımı anlatmak burada abesle iştigal olur. 
Ancak bugün ilginç bir gelişme elde edildi. 
Bizim gibi Türk İzciliğinde bir şeylerin yanlış olduğunu başından beri vurgulayan Ankara’daki bir dernek açtığı davayı kazandı. İzcilik federasyonu seçimlerinin usulsüz olduğuna karar verdi. Seçimi iptal etti. 
Bu kararı beğenmeyenlere…
Yazdığımız mektupla bizi kamuoyunda karalayanlara…
Çok yakınımızda durup İzciliğin bu ülkede “non-goverment” bir yapı olması için desteklediklerini söyleyen, öte tarafta acaba bir daire başkanlığı kapabilir miyim diye film çevirenlere,
Türk izciliğine son on yıldır ipotek koyan veya koyulmasına iki kırık tahta için göz yumanlara…
Türkiye’deki izcilik tesislerinin birer birer sessizce el değiştirmesine, izcilik hizmetinden dışlanmasına, 
Milli Eğitim bakanlığındaki 150 bin izci ve lideri sokakta bırakarak okullarda İzciliği kapatanlara…
“Dünya İzcilik Teşkilatı sadece bizi tanır” diyerek devlet gücünü arkasına alanlara,
İzciliği kuruluş amaçlarından çıkartarak tarikat kökenli bir azınlığa teslim edenlere,
 İzcilik federasyonunu yönettiğini zannedenlere, Türk yargısı ikinci bir tokat attı. 
İzcilik gönüllüleri derneğinin açtığı dava sonucu Türkiye İzcilik Federasyonunun seçimleri iptal edildi. Bir anda Türkiye izcilik teşkilatı başsız kaldı. 
Bir şey değişir mi?
Hayır. En azından Yargıtay süreci var. Bu zaman dilimi yeni seçimlere kadar federasyonun elini rahatlatacaktır.
Bu yıl dünya izcilik teşkilatının düzenlediği 40 bin kişilik bir dünya jamboreesi var. İzciler buraya gidecek kadroya seçilebilmek için can atıp cumbalak doğuruyorlar. 
Yargı tarafından meşru sayılmayan bir yönetim dünya izciliği tarafından tanınacak mı?
Federasyon yönetim kurulu ve başkanı istifa etmezse genel müdür federasyonu görevden alacak mı?
Sanmıyorum.
Ancak bu mahkeme kararı ve bundan önce açılan karar onaylanırsa korkarım federasyon başkanına hapis yolu gözüküyor.
Çünkü daha önceden verilmiş ve açıklaması geri bırakılmış ağır bir hüküm var. 
Peki, şahsen ben izcilik federasyonu başkanının hapse girmesini ister miyim. 
Hayır. Türk İzcilik tarihinde hiçbir izci veya yöneticinin yargılanıp hapis aldığı bir dönem olmamıştır. 
İnşallah izciliğe kara bir leke olarak düşecek böyle bir olayla karşılaşmayız. Zaman aşımı, Yargıtaylın yeniden yargılanması talebi gibi kararları ile birinden-birinden kurtulurda, bunun ayıbını ve üzüntüsünü duymayız. 
Peki ya genel kuruldan bu yana yapılan bunca icraatın idari ve mali hesabını kim soracak?
O işin bir başka boyutu. Dolayısı ile harcamalarında geçersiz sayılması mümkün. Kimse farkında değil ama Mali genel kurulu oluşturan delegelerde geçersiz sayılıyor. Hatta bunlara zimmet bile çıkartılabilir. Öde, öde bitmez… Az buz para değil.
Peki sonuç?
Her şey federasyonun lehine gelişse de, İzcilik teşkilatımız kamuoyunda gönüllerde mahkûm olmuş olan federasyonun her türlü icraatının yanlış olduğunu, bizlerin demokratik bir kurum oluşturma çabamızda ne kadar haklı olduğumuzu bir kez de yargı önündeki itirazın sonuçlanması ile görmüş oldu.  
Umarım içerden Türk izciliğini misyoner bir yapıdan kurtarıyoruz diye bağıranlar, dışarıdan izciliğimize Arap ve Asyalı kılıfı giydirerek Avrupa bürosundan uzaklaştırmaya çalışanlar, olan bitene seyirci kalanlar, Tif başkanına özenenler akıllarını başlarına alırlar ve bu durumdan bir ders çıkartırlar. 
Tabii, izciliğe dolayısı ile bu milletin çocuklarına hizmet değil, koltuk sevdası ile kavgaya devam edenler yeniden sahneye çıkarlarsa her şey eski tas, eski hamam sürer gider…
Ancak bir gerçek var ki; Hasan Dinçer Subaşı’yı Ak parti Türk İzciliğinin başına getirmiş, altını cemaat derneklerinde kurdukları izci ocakları ile doldurmuş, bütçe bakımından kollamıştır. İzciliği eğitsel bir dünya organizasyonu olmaktan çıkartıp, yarışması, madalyası olmadığı halde sadece ülkedeki sporcu sayısını çok göstermek için spor federasyonları arasına katarak kullanmıştır.
Yüzyıldır her dönemde sözü ve türesi ile inanılır olan İzcilerin,  en adil biçimde yapılması gereken seçimlerinin geçersizliğinin saptanmış olması İzcilerin başını öne eğmiştir. 
İzcilik gibi bir kurumun seçimlerinde bile adil davranılamıyor ve çocuklara iyiyi, doğruyu, güzeli öğretme iddiasında olan bir yapıda bile durum böylesine tehlikeli boyutlara varıyor, idare gerekli tedbirleri almaktan kaçınıyor ise ülkede ki Demokrasi’nin durumunu takdirlerinize bırakıyorum. 





Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.