BANA UĞRAMAZ

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Yıllık kontrole gittiğinde göğüs kanseri teşhis edilen, gafil avlanan Zümrüt Hanım’ın düşünce ve yaşadıklarını siz sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum. Böylece vücudumuzda aniden gelişen kötü huylu hücrelere kendimizi hazırlamak, zamanında bilgilenerek kötü sürprizlerle karşılaşmaktan korunmuş olabiliriz.

Kendisini hastanede, daha sonra evinde ziyaret ettiğim arkadaşım düşünce, üzüntü ve endişelerini şöyle anlattı:
”Yıllarca çok yoğun çalıştım. Öğretmen olarak çevirmen ve sosyal danışmanlığı birlikte yürüttüm. Birinci nesil Türk işçilerine Yüksek Halk Okulu’nda, çocuklarına İlkokul ‘da yol gösterdim, bilimin öğrenimin kapılarını açmaya çalışırken kendi özümü unuttum.
Nihayet emekli olunca rahat bir nefes aldım. Resmen emekli olalı iki sene oldu. Artık dört ay Türkiye’de yaz tatili geçirebilecektim, haftaya yola çıkacaktık.
Kontrole gittiğim kadın doktorunda meme kanseri teşhisi ve hemen ameliyat olmam arasında bir hafta vardı. Zihnen, ruhen hazır olmaya vakit çok azdı.
Televizyon yayınlarında sağlık programlarında, eczanenin çıkardığı dergilerde kanser konusunu atlıyordum. Öyle ya bana kötü huylar uğrayamaz, bu haksızlık olurdu, dinlemeye bu konuda okumaya gerek yoktu.
Hastanede birinci günde muayenelerle geçti. Doktor ruhumda olanları göremiyordu. Ruhum ve zihnim adeta vücudumu terk etmiş, yukardan seyrediyorlardı. Muayene odalarının yerini bulmakta oldukça zorlanıyordum.
Berlin-Spandau Wald-Krankenhaus Göğüs Merkezi’nde şef doktoru
Dr. Martina Dombrowski-Lütcke’nin yaptığı ameliyat çok iyi geçti.
Hastane bir cennet ada gibi. Ortopedi uzmanı gidiyor, sosyal hizmet uzmanı geliyor, o gidiyor onkoloji psikoloğu geliyor. Hemşireler, doktorlar çok candan davranıyorlardı. Nereden geldiğini sorarken kökenini değil, hangi semtten geldiğini bilmek istiyorlardı. Kökenini sokacak çekmeceleri geriye itmişlerdi.
Orta dereceli okulu (Realschule) bitiren öğrencimle karşılaştım. Çocuk eğitimi tahsilini yarıda bıraktığı için çok pişmandı. Şimdi hastanede temizlik yapıyordu. Türkçe konuşan bir doktor vardı, ama başka bir kliniğe gitti dediler. Acaba o da sizin öğrenciniz olabilir mi, diye sordular.
Çok Türk hastaları vardı, fakat bir tane bile Türkçe bilen hemşire yoktu. İş yeri açtığımız her yerde bizden çalışanların olması doğal bir duruma gelmeden uyum kelimesi hastanede bile konuşulamaz.
Herkes benim sağlığımı düşünüyordu. İyiler bu cennet adaya toplanmışlar. Her şey çok muntazamdı, bu kadar hassas düşünceli insanlar günlük hayatımızda yoktu.
 
Ameliyattan sonra ışın tedavisi altı hafta sürecek. Tatilimi geçirmek istediğim siteye en yakın Didim Devlet Hastanesi’nde bile bu imkân yokmuş. Bu nedenle bu yaz Berlin’de kalacağım, anlayacağın. Türkiye’de tatil sitelerine yakın hastane ortamlarında sağlık turizmine çok, ama çok önem verilmelidir. Turizm yalnız İstanbul ve Antalya’da odaklanmamalıdır. Almanya’da 2030 yılında halkın yüzde altmışının elli yaşın üstünde olacağı hesaplanıyor.
Artık kanserle ilgili yazıları okuyorum. Terapi olanakları çok ilerlemiş. Kişiye uygun terapi dört adımda. Ameliyat, ışın tedavisi sonra gerekirse kemoterapi yapılıyor. En çok korkulan üçüncü tedavide yan etkileri az olan haplar veriliyor. Saçlar bu dönemde dökülse dahi geçici dökülme oluyormuş. Dördüncü adım üç haftalık kür hakkı.
Bilgilenmiş olarak doktora gittiğimizde terapiye kendi katkımız olabilir. Böylece ömrümüzü uzatabileceğiz. Uzun ömürlü olup, sağlıksız yaşamak istemiyorum.
Evde çocuklarım ve eşim çok iyi bakıyorlar. Başarmak zorundayım, daha görmek istediklerim var. Ayrıca hastaneden çıktıktan sonra eve gelince Tahsin Melan’ın müzikli şiirleri yarama bir merhem gibi iyi geldi.”
Zümrüt Hanım’ın hikâyesinden ders çıkarmamız ibret almamız gereken sonuçları şöyle özetleyebiliriz:
1. Kanser kelimesi bizi korkutmamalı, erken teşhis artık tedavi edilebilir anlamına geliyor.
2. Okuyup dinleyip gelişmeleri takip ederek doktora bilinçli
gitmek. Böylece ilâç seçiminde bizzat rol almak.
3. Umudunu kesmemek, iyi mutlu huzurlu bir aile ortamı her
hastalıkta olduğundan biraz daha fazla gerekli.
4. Bütün Batı Avrupa’da göçmenlerin doktor, hemşire olarak
görevlerde olması normalleşmelidir.
5. Emeklilerin uzatılmış yaz tatilleri için Türkiye’de sağlık
turizm hizmeti olanakları genişletilmelidir.
6. Psikolojik destek ameliyattan önce başlamalı bütün tedavi
boyunca devam etmeli.
Sevgili okurlarım, Türkiye’de Almanya gibi kontrol sisteminin yerleşmesinde uyarmalıyız, diye düşünüyorum. Benim tanıdığım çevremde insanlar orada hasta olduktan sonra doktora gidiyorlar. Kanserde ağrı başladığında herşey geçmiş oluyor, ölüm yaklaşmış oluyor. Korku ölüme giden yolda çekilecek ağrılar ve aile fertlerinin birlikte katlanacakları ıstıraplardır.
Sağlıkla Kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
 
 
Web-sayfa:
www.waldkrankenhaus.com

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.