BAHÇELİ YETMEZ BAYKAL ALALIM

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
BAHÇELİ YETMEZ BAYKAL ALALIM

Öğretmenimiz AHMET  Ümit  Aloğlu,  ”HAYIR” mitinglerinde Deniz Baykal’ın katkısını ilk kez övgü ile desteklerken içimden; ”Umarım Baykal, öğretmenimin Beyaz Güvercinini vurmaz!” Diye bir kaygı duymuştum. Keşke yanılsaydım.
Çünkü yıllardır Baykal konusunda sadece kaset kumpasında onu savunmuştum.
Çirkince ve ahlaksızca bir komplo ile genel başkanlıktan çekilmesini asla içime sindiremedim.
Ama komployu neden kurdular onu da çözememiştim.

Erdoğan’ın yasal olarak muhtar bile olması olanaklı değilken,  anayasayı bile değiştirerek başbakanlığı  hülle ile katakulli ile  sağlayan Baykal’dı.
Hatta daha önceleri İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde Baykal yüzde beş  oyu ile kazanamayacağını bile bile sol oyları bölerek Erdoğan’ın ta o tarihlerde destekçisi olmuştu.
Erdoğan yetmemiş,  Ankara’da da oyları bölerek Gökçek’i  de başkente perçinlemişti.

12 Eylül 1980 darbe öncesi ve sonrası CHP içerisinde, daha sonra SHP içerisindeki tutumu sözlüklere bile ”Baykal hizbi gibi.” yazılmasını haklı çıkaracak tutumunu sürdürmüş, sürdürmeye de devam etmektedir.
Ecevit’in bile CHP’den kopuşunun en önemli nedeni  Baykal olmuştur.
SHP içerisinde Erdal İnönü’yü  parti genel başkanlığından soğutan yine Baykal’dı.

SHP-CHP birleşmesinden sonra CHP Genel Başkanı olarak küçük olsun benim olsun egosuyla  bir çok partiliyi ihraç ederek, parti den kopararak girdiği genel seçimde CHP’yi tarihinde ilk kez barajı aşamayarak  meclis dışında kalmasını sağladı.

Tayyip Erdoğan’ın yasal olarak  muhtar bile olamayacağı durumda uyarılara rağmen onu rakip olarak küçümseme yanılgısına düşerek seçim barajını düşürme fırsatı çıktığında ”Bu seçim yasasıyla bir kez de biz iktidara gelelim” diye yasa değişikliğine engel olan Baykal,  Erdoğan’ın başbakan olması için anayasayı bile değiştirmeye razı olmuştu.
Kurtardığı Erdoğan’ın ortağı cemaatin kaset komplosuyla genel başkanlık koltuğunu çevresindeki arkadaşlarının geçici gözle gördükleri Kılıçdaroğlu’na bırakmak zorunda kaldı.

Kılıçdaroğlu, geçmişi temiz, CHP Grup Başkan vekilliği döneminde AKP’li milletvekillerinin yolsuzluklarını kanıtlayarak makamlarından etmesiyle tanınmıştı.
Sakin tavırlarıyla halk onu ”Gandi” olarak benimsemişti.’
Kılıçdaroğlu Baykal taraftarı yöneticilerin neredeyse tamamının ısrarlarıyla, üstelik Baykal’ın onayı ile genel başkanlığı zoraki kabul etti.

Parti tabanında önemli bir destek ile büyük umutlarla yeni genel başkanını destekledi.
Kılıçdaroğlu, partiden koparılanları, küskünleri partiye geri gelmelerin önünü açtı.
Sakin kişiliği ile partiye bir hoşgörü anlayışını getirdi.
Ama Kılıçdaroğlu’nun kadrosu yoktu. 
Partiyi yenileme çabası kendisini o makama getirenlerce frenlendi.
 Yıllarca CHP’ye, SHP’ye karşıt tutumlarını bildiğimiz kişileri danışman olarak yanına almasıyla hatalı ve yanlış kararların alınma dönemini açmış oldu.
Bu kişilerden kimi milletvekili, kimi  belediye başkanı seçildiler.
Yurt içi ve yurt dışı örgütlenmelerde gerçek CHP’liler dışlandı.
Mersin, Antalya, Ankara belediye başkanlıkları bu yanlış kararlarla kaybedilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde danışmanlarının yanlış yönlendirmesiyle Bahçeli’nin oyununa getirilmiş, yanlış adaya karşı olanlara ”Tıpış tıpış oyunuzu vereceksiniz!” Tavrı ters tepki oluşturdu.
Dokunulmazlıkların kaldırılması tuzağına düşmenin bedelini sadece HDP değil Türkiye ödedi.
Son rejim değişikliği Halk Oylaması çalışmaları ilk kez AKP-MHP ortaklığına karşı her görüşten siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini  birlikte mücadele etmesini sağlayarak öncülük görevini yerine getirmiştir.
AKP ve Bahçeli ortaklığı,   devletin tüm olanaklarını babasının malı gibi kullanarak, meclis çoğunluğu, yürütme,medya,  yargı, polis, tarikat, bölücü ortaklığı  7 Haziran Seçimlerdeki  çöküşün devamını yaşadı.
AKP-MHP ortaklığı halka değil seçim hilelerine, yandaş hakim, savcı, valilere güveniyordu.
YSK-AKP-Bahçeli’nin MHP’si halk iradesini gasp etmiştir.
Halkın hakkını koruma görevi muhalefetin öncüsü CHP’nindir.  
Yargı yolu hukuk devleti içindir. Yargının, YSK’nın bağımlı olması, tek adama biat çoğunluğun muhalefetin kürsü dokunulmazlığını bile zorbalıkla  engellenmesi gösteriyor ki mücadele sadece mecliste yürütülemez.
Gezi Direnişinin benzeri bu halk oylaması ile gerçekleşmiştir..
CHP direnme hakkını kullanmayı ”silahlı AKP’li militanlar” bahanesiyle reddetmesine karşı olanlara;
”Kulağından tutup kapı önüne koyarım.” la bir yere varılmaz.
Baykal’ın ”beni aday gösterin” çıkışı 7 Haziran seçimlerinde koşa koşa saraya gidip Meclis Başkanlığı almak için şoka girmiş Erdoğan’ın can simidi olmasının benzeridir.
Fikri Sağların söylemediği sözü için ihraç istemek yerine AKP’ye dönüp;
”Bahçeli yetmediyse Baykal verelim.” 
Deseniz daha gerçekçi olur…

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.