0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yine huzurundayız, ama başlarımız öne yıkık, gözlerimizi senin bakışlarını hissettiren mekânından kaçırma sevdasında, yüzüne bakamayacak durumdayız. Emanetlerine gereğince sahip çıkamıyoruz.

Âdet yerini bulsun diye yine 09:05’te huzurunda göstermelik olarak dikilenler, senin kurduğun Meclis’te; senin, ulusunun resmî dilini savunamaz hâle geldiler. Aklına esen azınlıklar, dirlik, düzenliği bozdukları yetmezmiş gibi bir de barış ve huzur içinde yaşayan bu ulusun bireyleri arasında ayrık otları gibi türeyerek, düzeni bozmak amacıyla kendi istedikleri dillerde fetva vermeye, atıp tutmaya, yeniden dirilttiğin bu ulusa meydan okumaya, hatta onu parçalama hevesiyle ulumaya başladılar.

Ulusun vergilerinden maaşlarını alan bu arlanmaz “DÂHİLİ BEDHAHLAR” dış güçlerin desteğiyle “güya” söz sahibi olmaya başladılar. Birlikteliğimizin ve bağımsızlığımızın simgesi olan İstiklâl Marşı’mıza, Andımız’a göz diktiler. Senin fotoğraflarını bile kaldırmaya kalkışanlar türedi. Artık, senin veciz sözün gereğince “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!” demek bile küçümsenir oldu. Hepimiz Türk olmanın ötesinde TÜRKİYELİ olduk.

Aslan yatağında sürünen bu fırsatçı çakalları ve onlara bu fırsatı veren iş birlikçileri şikâyete geldim.

Senin sözlerin bize hep ilke ve güven kaynağı oldu. Yılmadık, yılmayacağız. Ne zaman yılgınlığa düşsek, ne zaman bu satılmış çakallar ulumaya başlasa senin şu sözlerin bize cesaret veriyor:

“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, bulunur kurtaracak bahtı kara maderini”

Elbet bunların yüzünde bir Osmanlı tokadı patlayacaktır. Sabırsızlıkla, senin ilkelerin doğrultusunda iş başına gelecek olan vatan evlatlarını, o günleri bekliyoruz.

Allah rahmetini üzerinden eksik etmesin Ata’m.

Umarım bir daha huzuruna geldiğimizde, emanetlerinin bekçiliğini gereğince yapabilmiş olmanın huzuruyla, birlik ve beraberlik içerisinde “NE MUTLU TÜRK’ÜM!” demenin, diyebilmenin onuruyla başımız dik olacaktır.

Tahsin MELAN