“B İ Z”

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 “B İ Z”


Bu hafta yazı konum bu birinci çoğul kişi adılı, “biz” olsun istedim.
Kafamda tasarladığım yazımda amacım, “çocuk” ve “çocukluk” kavramlarından girmek, aslında ”yaşayan”, ancak; kayıt dışı oldukları için “yaşamayan” çocuklarla her bakımdan “yaşayan” çocukları karşılaştırarak oradan “biz”e ve “sınıf bilinci”ne ilişkin kafa sporu yapmaktı.
Sabah sabah televizyon kanallarını zaplarken CNN-Türk’te ilginç bir söyleşi çıktı karşıma.
Sunucu, biri Rum, biri Ermeni, biri de Yahudi üç Türk yurttaşıyla söyleşiyordu.
Adı Laki Vingas. Tanıyor musunuz? Ben tanımıyordum bu sabaha değin.
Laki; Zografyon Rum Lisesi ve Yıldız Teknik Üniversitesinden mezun olmuş. 1983 yılından beri ticaretle uğraşıyormuş. 1986 yılından bu yana birçok dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşunun kuruculuğunu ve yöneticiliğini üstlenmiş. Yeniköy Rum Cemaati Vakfı Başkanıymış. 2010 yılında Rum Vakıflarını bir çatı altında toplamak amaçlı kurulan RUMVADER’in kurucularındanmış ve bir dönem de başkanıymış.
2008 yılında Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğünde 166 azınlık cemaat vakıfları temsilciliğine seçilmiş. Bu süreçte, uzun zamandır devam eden azınlık toplumlarının sorunlarını devlet kurumlarıyla görüşüyor ve cemaatler arası iletişimi sağlıyormuş. 2011 yılında aynı göreve 2. kez seçilmiş.
Yurtiçinde ve yurtdışında birçok toplantıya konuşmacı olarak katılan Vingas; Türkçe, Yunanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca biliyormuş. Evliymiş ve 3 çocuk babasıymış.
Rum asıllı Türk Yurttaşı olduğu için askerliğini sakıncalı olarak yapmış. Bırakın yedek subaylığı bir yana, etnik kimliği yüzünden onbaşı bile yapmamışlar onu.
Adı Cenk Taşkan. Doğuştan kayıt dışı olduğundan ve kimliğini, benim gibi okula başlarken aldığından olacak, hangi ayda ve hangi günde doğduğu bilinmiyor. 1947 yılında, Kınalı Ada’da doğmuş. Bu yurttaşımızın asıl adı Cenk değil, Majak Toşkiyan. Ermeni asıllı bu besteci yurttaşımız asıl adını kullanamıyor. Türkiye Ermeni’si besteci, müzisyen. Başta Nükhet Duru, Hümeyra, Nilüfer, Pakize Suda, Hümeyra, Neco, Coşkun Demir, Tanju Okan, Sibil Pektorosoğlu, Sezen Aksu ve Aşkın Nur Yengi olmak üzere birçok şarkıcıyla çalışmış. Evli ve bir çocuk babası olan bu yurttaşımız, asıl adını besteleri ve şarkı verdiği sanatçılar herhangi bir sorunla karşılaşmasınlar diye kullan(a)mamış.
Son bestesi Hrant Dink Oratoryosu’ymuş. Bu bestesini ilk kez Ermenistan’ın Başkenti Erivan’da sunmuş izleyicilere.
Adı İvo Molinas.  Bu arkadaşımız 1960, İstanbul doğumlu, Yahudi asıllı Türk gazeteci ve yazarmış. Türkiye Yahudileri’nin haftalık Şalom Gazetesi’nde genel yayın yönetmeni ve başyazarmış. Ayrıca ve Türkiye Yahudileri Cemaati’nin de sözcüsüymüş.
Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra, Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuş. Lisansüstü diplomasını İstanbul Üniversitesi Uluslararası Pazarlama Bölümü’nden almış. Evli ve iki çocuk babası olan İvo Molinas İngilizce ve Fransızca biliyormuş.
“Vatandaş Türkçe konuş!” siyaseti onu, hadi anadili diyelim, anadili Ladino’dan koparmış.
Pırıl peril üç insan…
“Türkiye’nin Zenginliği”  işte tamda böyle bir şey.
Bu zenginliğin içinde daha kimler kimler var… Siz onu benden daha iyi biliyorsunuz.
Gelelim yazımın başlığı olan „BİZ“e.
Zenginliğimizin vazgeçilmezleri olan bu insanlarımızı, bizim insanlarımızı bu kişi adılının içine „ama“sız ve „eğer“siz alamazsak, almazsak; BİZ, biz olamayız.
Hani bir zamanlar bir Kocabaş, „Ne mozayiği ulan!“ diye akıtmıştı ya salyasını! İşte bu mozaik; tam da o mozaik.
Bir parçasını yok sayarsanız eğer onun, mozaik de olmaz o, „BİZ“ de.
Ama bu; salt yurdumun Türk ve Müslüman olan insanı için değil, Türk ve Müslüman olmayan insanı için de böyledir.
„Ne mutlu Türküm diyene!“ özdeyişinin ne anlam taşıdığının tam bilinciyle Kürt asıllı bir Türk’üm ben.
Sözün özü…

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.