AYN EL ARAP

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AYN EL ARAP

 
Suriye’nin Rojava bölgesinin Kürtlerin yaşadığı Ayn El Arap (Kobani) ilçesine, Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) adı verilen terör örgütü saldırmaya başladı. Bunun üzerine, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yandaşlarına IŞİD saldırısını ve AKP’nin Ayn El Arap’a uyguladığı ambargoyu protesto etmek amacıyla sokaklara çıkılması çağrısı yaptı. Bu çağrı sonrasında birçok kentimizde büyük olaylar çıktı. Şu ana kadar meydana gelen olaylarda yüzlerce kişi yaralanırken, kırka yakın kişi de yaşamını yitirdi.
 
Çıkartılan olaylarda, birçok binalar, araçlar ve Türk bayrağı yakılırken, bazı kentlerde Atatürk heykel ve büstleri terör yandaşları tarafından ateşe verilip, yıkılmıştır. Özellikle Atatürk’e karşı yapılan bu nefret uyandırıcı eylemlere sessiz kalan tüm siyasi partiler, bugünlerin hazırlayıcılarındandır.
 
Muhalefetin seyirci konumunda olduğu bu olaylar, Kürt faşistliği tescilli partiler ve Sünni mezhepçisi iktidar partisinin el ele vermeleri sonucunda meydana gelmiştir. Yıllardır uyutulan ve uyuşturulan toplumun ise, henüz ne olduğunun tam anlamıyla farkına varamadığı anlaşılmaktadır.
 
Ülkemizin bir bölgesini cezaevinden yöneten PKK terör örgütünün başı, çocuk katili Abdullah Öcalan’ın; “Ayn El Arap düşerse Türkiye yeni bir darbe sürecine girecektir. Ayrıca çözüm sürecini sonlandıracaktır” şeklindeki tehdit mesajı da, ilk kez TBMM’nden okunmuştur. PKK terör örgütünün başının Ayn El Arap’ın düşmesini sözde çözüm sürecine bağlaması ve 15 Ekim 2014 tarihine kadar süre vermesi, açıkça Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit etmektir. Bu tehdide karşı siyasi partiler ve devlet sessizliğini korumaktadır. Aynı şekilde HDP’nin “eğer koridor açmazsanız, silah yardımı yapmazsanız barış süreci tehlikeye girer” şeklindeki açıklamaları da, Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit etmek anlamını taşımaktadır.
 
IŞİD terör örgütü Amerli, Musul, Telafer, Tuzhurmatu gibi Türkmenlerin de yoğun olarak yaşadıkları bölgelere saldırarak, yüzlerce insanı öldürmüştü. Uluslararası toplum bu saldırıları engellemek için hiçbir girişimde bulunmamıştı. Hava operasyonu yapma yoluna gitmediği gibi, hiçbir ülke Türkiye’den, şimdi Ayn El Arap konusunda yapıldığı gibi, tek başına bir operasyon yapmasını bile talep etmemiştir. PKK terör örgütü yandaşları da her hangi bir eylem yapmamıştı. Bugün Ayn El Arap için ülkeyi iç savaşa sürükleyecek tezgahlara gelenler, emperyalizme hizmet etmektedirler. İşte bu, emperyalizmin Türkiye için planladığı yeni bir oyundur.
 
Hiçbir ülkenin Suriye’ye asker göndermeye niyetleri yokken ve parlamentolarından bu konuda yetki alma girişiminde bile bulunmamışken, Türkiye’nin tek başına böyle bir harekatta bulunmasını istemek, gerçekçi değildir. Bu ülkelerin, sadece IŞİD’e değil, bölgedeki bütün terör örgütlerine karşı etkili bir mücadele yürütmenin ilkeleri ve yöntemleri üzerinde anlaşmaları gerekmektedir. Irkçılık, dincilik, mezhepçilik üzerinden insan hakları aranmaz. Temel olan insanlıktır; kim insana kıyıyorsa, kim haksızlık yapıyorsa, suçlu orada aranır.
 
Ülkemizin bu kötü durumlara gelmesinde içeriği belli olmayan açılımların, terör örgütü ile pazarlık masasına oturulmasının, Türk üst kimliğine karşı yapılan saldırıların, TSK’ye kurulan kumpasların, yanlış Ortadoğu politikalarının ve komşumuz Suriye’ye terör ihraç etmemizin etkileri çok büyüktür. Yapılan bu yanlışlar bugün ülkemizi iç savaşa sürükleme boyutuna varmıştır. Bugün sadece Ayn El Arap için yani PKK terör örgütünün oradaki uzantısını kurtarmak için TBMM’ne tezkere getirilmesini önerenlerin de yurtseverlikleri şüphelidir.
 
Emperyalizmin gözü bölgemizdeki yeraltı zenginliklerindedir. Amacı insan hakları, demokrasi getirmek, özgürlük sağlamak falan değildir, sömürecek yeni hedefler peşindedir. Bugün ülkemiz, Suriye’de savaşa sokulmak istenmektedir. Direndikçe dışardan emperyalizm, içerden ise yerli işbirlikçileri şantajın dozunu arttırmaktadırlar. Emperyalizmin ekmeğine yağ sürmemek için, maşa olmamak için, bu güzel vatanı böldürmemek için tüm yurtseverler birlikte ama düşünerek mücadele etmeliyiz.

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.