”Bence Dr. Mehmet Haberal Türkiye için, büyük hekim ve hümanist Dr. Albert Schweitzer ile dünyadaki ilk kalp nakli ameliyatını gerçekleştiren Dr. Christian Barnard karışımı önemli bir kişiliğe sahiptır.”
Emre Kongar
Aydın sözcüğü anlamını ışıktan alıyor. Etrafını aydınlatmak, birlikte yaşadığı insanlara sevinç ve mutluluk verebilmek.
Sözde ve yazıda kolayca anlaşılacak kadar açık olmak.
Günaydın, tünaydın ve gözünaydın sözcükleri kültürümüzde yer etmiştir.
Öğrenimi, bilgisi ve görgüsü olan kimse aydın olmak için yeterli değildir. Bence eğitim ve öğretim ile kazandıklarıyla etrafını, insanları aydınlatan kişi aydındır.
İşte böyle bir bilim insanından bahsediyoruz. Aşağı yukarı bir aydır bilgi topluyorum. Okudukça, dinledikçe ve araştırdıkça yaptıklarını, başardıklarını, insanlığa verdiği ışık ve enerjiyi altmışbeş yaşına nasıl sığdırmış, diye hayret ediyorum.
Hep dünyadan bilim hazır alıyoruz, bizden bir katkı, bir icad buluş yapan yok, diyen Aziz Nesin için Prof. Dr. Mehmet Haberal mutlaka büyük bir teselli olmuştur.
iltergh-12-10-a.jpgTıp Profesörü, Başkent Üniversitesi Rektörü Dr. Mehmet Haberal 1944 yılında Rize ilinin Pazar İlçesi, Subaşı köyünde doğdu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1967 yılında mezun olduktan sonra Genel Cerrahi Uzmanı olduğunda yıl 1971 idi.
Teksas’da Shriners Yanık Enstitüsü, John Seally Hastanesinde ve Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi Tranplantasyon Merkezinde çalıştı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Falkültesi Genel Cerrahi Bölümüne bağlı olarak Yanık ve Transplantasyon Ünitesini kurdu. Türkiye’de ilk defa 1975 yılında annesinden oniki yaşındaki bir çocuğa akrabalararası böbrek naklini gerçekleştirdi. İlk defa kadavradan böbrek transplantasyonunu uyguladı. Bununla ilgili kanunun yürürlüğe girmesine öncülük etti.
Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı’nı kurduktan iki yıl sonra bu vakfa bağlı hemodializ merkezini açtı.
Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Türkiye’de ilk defa kadavradan karaciğer naklini gerçekleştirdi. Türkiye Organ Nakli Derneği’nin kurucu üyesi ve başkanı oldu.
DÜNYA’da ilk kez çocuklarda ve yetişkinlerde canlıdan segmental karaciğer naklini başardı. Dünya literatüründe ilk kez aynı vericiden aynı anda hem kısmi karaciğer naklini, hem de böbrek naklini gerçekleştirdi. “New York Acedemy of Sciences” üyeliğine seçildiğinde yıl 1992’dir.
Mehmet Haberal, Dünya Yanık Camiası’nda tanınan bir bilim insanıdır. 2006 yılında Brezilya’da yapılan Uluslararası Yanık Kongresinde bu kuruluşa başkan seçilmiştir.
22 Kasım 2008 itibariyle 1830 Böbrek, 320’den fazla karaciğer nakli gerçekleştirdi. 22’den fazla ulusal ve uluslararası bilimsel kongre düzenledi. 35 ulusal ve uluslararası tıp derneğe üye olup, 1428 Türkçe ve İngilizce bilimsel yayının yazarıdır. İki İngilizce, dört Türkçe kitabı bulunmakta, Tıp alanında 25 ulusal ve uluslararası ödül sahibidir.
Bilim insanları bulundukları ülkenin çağdaş uygarlıkta ilerlemesi için çalışır, çaba sarfeder. Hele bu insan üniversitelerde ders veriyorsa ve gençliğe bildiklerini aktarıyorsa önemi bin kat daha artıyor.
Üniversitesinin 2008-2009 ders yılı mezuniyet töreninde konuklarına, öğretim üyesi arkadaşlarına, sevgili öğrencilerine şöyle sesleniyordu:
“Her yıl mezuniyet töreninde ben çıkıp HESAP veririm. Ama bu hesap, ne devlet bütçesinin trilyonlarının hesabı ne de devlet bankalarının milyon dolarının hesabıdır.
Bu hesap, BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ve ona bağlı kurmuş olduğumuz kurumlarda çalışan binlerce değerli arkadaşımızın ALIN TERİNİN HESABIDIR.
Bu yıl bu HESABI, SUÇSUZLUĞUN SUÇLULUK olarak kabul edildiği, başka bir deyişle, devlete hizmetin CEZASIZ kalmayacağını adeta ispat etmeye çalışan zihniyetlerin İŞGAL ettiği makamlarda, BAŞKENT ÜNİVERSİSİ’NE YAKIŞIR şekilde verdim.
Çünkü her zaman hedefim ve görevim DEMOKRASİ ve HUKUK KURALLARI içerisinde ülkemi YÜKSELTMEK ve YÜCELTMEK olmuştur.
Temenni ederim ki, HER KURUM, BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ gibi HESABINI VEREBİLSİN.”
Dostlarından Haberal’a gelen mesajların sayısız olması, insanlığın ona daha ne kadar ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Yalnız yurtdışından gelenlerin 50’den sonrasını saymayı bıraktım.
Münih Üniversitesi, Organ Nakli Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Helmut P. Arbogast şöyle yazmış:
“Sn. Prof. Haberal
Resmi türk organlarından tutuklandığınızı ve sonrasında
yaşadığınız sağlık sorunlarınızı çok üzüntü duyarak öğrendim.
Size ve Başkent Üniversitesi’ne desteğimin süreceğini temin
ederim. En kısa zamanda sağlığınıza kavuşmanız dileğiyle.
Yardım edebileceğim bir şey varsa lütfen beni haberdar et.
Saygılarımla.”
Öğrencileri diyor ki; Kepler bu yıl Haberal için ….
Haberal nerede biz oradayız …
Meslektaşlarının mektupları duygu, sevgi, özlem ve üzüntü dolu …
Rektörlerini bekliyorlar. İletişim Fakültesi’nden Dr. Duygu Altuğ, Candan Erçetin’in şarkısını hatırlatıyor:
“Güneş her akşam batıp
her gün doğuyorsa
Çiçekler solup solup
tekrar açıyorsa
En derin yaralar kapanıyorsa
en büyük acılar unutuluyorsa
….
Elbette bazen söyleyip
bazen susacağım
elbette bugün ağlıyorsam
yarın güleceğim.”
“Babamın da dediği gibi”, “Bu da geçer yahu!”
Mehmet Haberal, üniversitesinde sergilenen fotoğraflarla doğa yasalarının kullanışını göstererek sanatsal yönüyle de ders vermiş. Yıllarca çektiği dört mevsim fotoğraflarla üniversitesinin bahçesini dinletiyor. Gezenlere gözünüzü kulaklarınızı açınız, diyor adeta.
En baştaki görevini ülkesine sahip çıkmak, onu korumak, çağdaş uygarlığa uyarlamak adına özveri ile çalışan bu büyük insan, bu dâhi doktor Ergenekon davasında tutuklandığında acil şifa ve ameliyat bekleyen hastalarını geride bırakmıştı.
Duruşma sırasında hastalandığı için yoğun bakımda tedavi görüyor.
Sevgili okurlarım, Türkiye’de aydınlar adeta felç geçirmiş, şoktan uyanmış gibi görünüyor. Her şeye rağmen Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu inancını kaybetmemişler.
Batı Avrupa’da yaşayan okurlarım, Türkiye’ye bol bol mesajlar gönderin. Umut, enerji içerikli mektuplarınıza çok ihtiyaç olduğunu gözlemliyorum.
Gerçek Fenerlere selâm olsun!
Hoşça kalın!
İlter Gözkaya – Holzhey
Emekli Öğretmen
Kaynaklar:
Cumhuriyet Gazetesi, 30 Nisan 2009
Emre Kongar, Aydınlanma
Başkent Üniversitesi Kültür Yayını
Bütün Dünya 2000
Sayı 2009/07
Vikipedi, Fotoğraf
