ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNEMEYENLER

ABONE OL
17:59 - 01/10/2020 17:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNEMEYENLER

Eşsiz liderimiz, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün devrim ve ilkelerine karşı saldırıların arttığı bir dönemde, 19 Mayıs 1989 tarihinde saygın hukukçu Prof. Dr. Muammer Aksoy başkanlığında Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) kurulmuştur. Derneğin tüzüğünün birinci maddesinde “Atatürk ve Atatürkçülük konusunda ilerici bir anlayışla bilimsel, toplumsal ve kültürel çalışmalar yapmak üzere kurulduğu” yazmaktadır.

Zaman içinde ADD yönetimlerinin derneğin tüzüğünde yazılanları ne kadar gerçekleştirdiği sorgulanabilir, olumlu ya da olumsuz görüşler sayılabilir. Ancak son yıllarda ADD yönetimine gelenlere bakıldığında, derneğin yetersiz kişilerin elinde, iç çekişmelerle kısır bir döngüye girdiği görülmektedir.

28-29 Temmuz 2018 tarihinde derneğin 15. Olağan Genel Kurulu yapılacaktır ve şu ana kadar iki genel başkan adayı ortaya çıkmıştır. 2010 yılından beri genel başkan olan Tansel Çölaşan ve bir yıl önce derneğe üye olan Süheyl Batum.

17 Mayıs 2009 tarihinde ADD’nin öncülüğünde Ankara Tandoğan Meydanı’nda yapılan Cumhuriyet Mitingi’nde konuşma yapması için Danıştay Başsavcılığından emekli olan Tansel Çölaşan ile ADD Genel Sekreteri olarak telefonda görüşmüştüm.  Bana verdiği yanıt şöyleydi; “ben şimdi annemle tavla oynuyorum, annem mitingde konuşma yapmama izin vermiyor, ama mitinge katılacağım.”

2010 yılının Mayıs ayında derneğe üye olan Çölaşan, bir ay sonra 12-13 Haziran 2010 tarihinde yapılan 11. Olağan Genel Kurulda 300 sahte oyla genel başkan seçilmiştir. Benimle birlikte bu konuyu gören tanıklar olmasına karşın, pişkinlikle genel kurul iradesine ipotek konularak, seçim kazanılmıştır. Genel başkan olunca ilk işi, 12 Eylül 2010 tarihli anayasa değişikliği halk oylamasında, “tarafsız” kalınması yönünde örgütü bağlayıcı bir karar yayınlamıştır. Şubelerden gelen tepkiler üzerine, birkaç yerde toplantılar düzenlenmiş, bildiri dağıtılmıştır. Örgüt içinden gelmediği ve örgütü tanımadığı için çok yanlış kişilerle çalışarak, çok yanlış işlere imza atan Çölaşan, şimdi yeniden genel başkan adayı olmak için kollarını sıvamıştır. Bu yıl 27 Mayıs gününde ADD’nin sosyal medya hesabına 27 Mayıs Devrimi’ni öven yazı konulmuştur. Bu yazıya karşı çıkan ve 27 Mayıs için darbe diyen ADD Samsun şube yöneticileri, Çölaşan’ı ve genel merkezi istifaya davet etmişlerdir. Ancak 27 Mayıs Devrimi’ne bağlılığıyla bilinen Çölaşan, bu konuda gerekeni yapamamıştır. 2010 yılında göreve geldiğinde yaklaşık 250 bin üyesi bulunan ADD’nin, bugün yaklaşık 60 bin üyesi vardır.

Derneğe bir yıl önce üye olan Süheyl Batum, TÜSİAD’ın 1992 yılında hazırlattığı “ideolojilerden arınmış, liberal anayasa” taslağı yazan ekipte yer almıştır. Bu taslakta 1961 ve 1982 Anayasalarında yer alan değiştirilemeyecek maddelerin de, değişmesi önerilmiştir. “Liberal demokratik rejimlerde devletin resmî bir ideolojisi olmaz” denilen taslakta, Türk milliyetçiliği ya da Atatürk milliyetçiliği şeklindeki ideolojik anlam verilebilecek kavramların anayasadan çıkarılarak bunun yerine hukuki bir deyim olan ‘milli’ sıfatının koyulması istenmiştir. Taslakta Genelkurmay Başkanı’nın, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması da önerilmiştir. Bugün bu öneri gerçekleşmiştir.

Batum, Bahçeşehir Üniversitesi’nde dekanlık, rektörlük gibi idari görevlerde bulunmuştur. Bahçeşehir Üniversitesi’nin, ABD’nin Brookings Enstitüsü ile yakın ilişkisi vardır. Brookings Enstitüsü, Amerikan demokrasisini güçlendirmek, Amerikalıların sosyal refah, güvenlik ve fırsatlarını kollamak, güçlendirmek, güvenilir işbirlikçi uluslararası bir sistem yaratmak için kurulmuştur.

Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süheyl Batum ve George Washington Üniversitesi Rektörü arasında ‘Amerikan Araştırmaları Programı’ adlı yapılanma için Haziran 2006 tarihinde bir işbirliği antlaşması imzalanmıştır. Süheyl Batum, Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştırmalar Merkezi’nin Danışma Kurulunda da yer almıştır. Amerikan Araştırmalar Merkezi’nin ortakları ise CIA’nın düşünce kuruluşu RAND Corporation (Research ANd Development) ve Neoconların kurduğu Demokrasileri Savunma Vakfı’dır (Foundation For Defense Of Democracies). Süheyl Batum, “Vesayet ve Demokrasi” başlığıyla 3-4 Aralık 2004 tarihinde gerçekleştirilen “Brüksel Abant Platformu” toplantısına da davet edilmiştir. Bu konularda ayrıntılı bilgilere tıp hekimi Ali Rıza Üçer’in 16 Kasım 2010 tarihli İlk Kurşun Gazetesi’nde yayınlanan “Yeni CHP’nin Yeni Yönetimi” (*) başlıklı yazısından ulaşılabilinir.

2011 yılında CHP Eskişehir milletvekili olarak görev yapan ve yeni anayasa yapım komisyonunda yer alan Batum, hazırlanan taslakta, ‘Türklük’ ibaresinin çıkarılarak yerine kültür birliğine dayanmayan ‘Yurttaşlık’ ifadesinin getirilmesini önermişti.

Atatürkçü düşünmeyi içselleştirmeyen, ADD’nin örgütünden yetişmeyen, Atatürk ilke ve devrimleri ile tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığını benimsemeyenlerden, ADD yöneticisi olmaz. Adlarının başında çeşitli unvanlar bulunanların, bugüne kadar ADD örgütüne yararlı olamadıkları, hatta zarar verdikleri bellidir. ADD seçimine çok az zaman kaldı, bilinçli ADD üyeleri bu konuları çok iyi değerlendirerek, kararlarını vermelidirler. İstenen, ADD içindeki yurtsever kadroların ortak hareket ederek, ideolojisi sağlam temellere oturan bir ekibin yönetime gelmesidir. Ülkemizin en büyük demokratik kitle örgütlerinden olan Atatürkçü Düşünce Derneği’ne yakışan budur. CHP’de olduğu gibi, ADD’ye de dayatılmak istenen iki adayın yerine, bilinçli ve tutarlı adaylara gereksinim vardır. Bugün değiştirilen rejime ve bitirilmek istenen cumhuriyetimize karşı dik duran, yurtsever, Kemalizm’i benimseyen demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilere büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü unutmamalıyız. 

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.